Ve ben yola koyuldum. Artık o dünyanın herşeyini tanıyordum ve önümde bilinmez hiçbir yol meçhul bir menzile çağırmıyordu beni. Yol üzerindeki hiçbir durakta durmadım. Hiçbir daveti kabul etmedim. Çünkü hepsini tanıyordum. Geldim, geldim ve sonunda buraya ulaşıp, böylece onu buldum; ömrümce beni peşinde gezdiren "ne olduğunu bilmediğim" şeyi, bütün yüzleri gözüme yabancı gösteren "kim olduğunu bilmediğim" kimseyi ve dünyayı kalbimde kara bir gurbete çeviren "neresi olduğunu bilmediğim" yeri buldum sonunda.
Dediler biat et! Etmedim. Dediler kal! Kalmadım. Dediler iste! İstemedim. Eziyet ettiler, beni esir edip adsız kıldılar, adımı kötüye çıkardılar, yoksun bıraktılar. Böylece teslim almak istediler, teslim olmadım; boyun eğdirmek istediler, boyun eğmedim; oldurmak istediler olmadım; gurbette kalıcı olmamı, geceye alışmamı istediler.
Kalbimi kendisiyle tanışık bulduğum o bilinmez, kalbimin yabancısı olduğu bu tanıdıklarla kalmama engel oldu.
Çöle İniş (Hubut - Kevir) -
Sayfa 173
-
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
527
Baskı Tarihi
Eylül 2010
ISBN
978-605-5482-00-8
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
Ankara 2010
Mütercimi
Prof.Dr.Hicabi Kırlangıç - Prof.Dr.Derya Örs
Orijinal Adı
Hubut der Kevir
Birden elindeki elmayı uzattı ve gözleriyle benden onu dişlememi istedi. Fakat ben dudaklarımı daha sıkı kapattım. Yüreğimdeki dilsiz bir duygu diyordu ki an, büyük bir inkılâp anıdır. Bütün varlık olduğu yerde durmuş heyecanla bekliyordu. O, bir isyan alevi gibi karşımda dalgalanıyor ve sabırsız yakıyordu beni. Bense kalbinde korkunç bir volkanın patlamak için sabırsızlandığı dağ zirvesinin sakinliğine sahiptim. O her an daha kararlı ve saldırgan, ben her an daha tereddütlü ve ezgin. Günah duygusu.