Tanıdıklarımdan bir zat meyveleri hiç sevmez,zira işitmiş ki, ekseri yaz hastalıkları sadece meyveden gelir. Meyvelere karşı nefreti o kadar büyüktür ki, onlardan bahsedilmesine bile tahammül edemez. Hatta en hürmet ettiği bir adamı meyve yerken görse, ona karşı hürmetinin büyük bir ölçüde azalacağını itirak eder.
Ben , onun aksine olarak, meyveleri, sırf hastalık verdikleri için severim. Bu satırları hafif bir meyve rahatsızlığının tatlı tatlı nekahati sonunda yazıyorum. İki,üç fazla armut ve şeftali yemek yüzünden kanımı tutuşturan kırk derecelik bir hararet sayesinde görülmemiş bir alemde efsanevi bir seyahat yapmış gibi sinirlerim hayret verici bir takım hatıraların intibalarıyla doludur.
Kırk derece hararet!.. Bu Çin,Japon ,Amerikan ve Afrika'dan ziyade bir insan için görülmesi lüzumlu,meraklı bir dünyadır.Yalnız nabzınızı saymak için bileğinizi tutan elin büyümüş kıllarını seyretmek, göğsünüzü dinlemek üzere üzerinize eğilen başın tayfun gürültüsünü andıran nefesini işitmek,kırk derece ateşin korkunç zevklerini tattırmaya kafidir. Dalga geçiren esrarkeşin gözü ne görürse, kırk derece ateşle yanan adamın dışa fırlayan gözü de onu görür. Doktorun başı yüzüme yaklaştıkça, kıpkızıl bir çehreye takılmış hortum şeklinde iri müthiş bir burnun sürgüler gibi dimdik duran kıllarla dolu delikleri , başıma birer külah gibi geçmek tehlikesini gösteriyordu. Bir vehim eseri olduğu bilinen, fakat hakiki imiş gibi insana korku ve ürperti veren sıtmanın heyecanlı tehlikeleri!
Fakat kırk derecelik hararetin en büyük fazileti, hastanın gözüne,etrafındaki insanları asıl ruhlarının çehreleriyle göstermesidir. sanki derisi soyulmuş ve kıpkızıl etleri kanayan, fakat buna rağmen, yine kıs kıs gülen dost ve akraba çehreleri!
Bize Göre -
Sayfa 77
-
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
128
Baskı Tarihi
2009
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Murat Kartal
"Ahmet Haşim'in ince, zarif, nükteli, sanatlı, işlenmiş, kadife gibi yumuşak ve açılmış çiçekler gibi olgun nesrini methetmek için ne söylense az gelir. Ekseriyetle pek zeki ve bazen de için için alaycı olan bu nesir hakikaten ne güzeldir! Ahmet Haşim bunlarla 'Bize Göre' hisler ve fikirler yazmıştır... Hatırlıyorum, Ahmet Haşim, İkdam'da bir 'Bize Göre' parçasının fikrinden ve kalbinden sızdıra sızdıra bütün yarım gününü geçirecek, akşama doğru bitirir ve imzalardı. En evvel, yazdıklarını birer birer herkese, İkdam'ın her yazarına ve her gelen misafirine okurdu.