Müthiş Bir Böcek

Gece, uykumun en derin yerinde, keskin bir ısırılışla fırladım. Elektrik düğmesini çevirdim. Karnı patlayacak kadar taze kanla dolu bir tahtakurusu, odayı bir anda kaplayan göz kamaştırıcı ışık içinde, ne yapacağını, nereye gideceğini, nasıl saklanacağını bilmeyerek, sırtında koca yükle yakalanmış bir hırsız telaşıyla, beyaz örtülerin kıvrımları arasında aptal aptal kaçıyordu. Küçük böceğe dokunmadım ve çetin talihi, müthiş cesareti hakkında hayretle düşünceye daldım: Hiç şüphe yok ki arslanlar bile bu kahve damlası kadar küçük hayvandan daha cesur değildir. Tırnakları hançerlerden daha kesici, dişleri en müthiş kılıçlardan daha delici, sesi gök gürlemeleri gibi hava tabakalarını dalgalandıran kuyruğunun her darbesi yerleri sarsan koca arslan için, boş çöllerde ince ayaklı ceylanlar ve aciz öküzleri boğazlamak bir iş mi? Her hayvanın avı kendisinde daha küçük ve daha müdaafasız bir mahluk iken, tahtakurusunun gıdası, kendisinden bir milyon defa daha büyük ve kuvetlli olan insanın derisi altındadır. Ne ağlanacak talih! Uzanmış bir adam bir tahtakurusu için nedir? Muhakkak Himayala Dağları gibi korkunç bir girinti çıkıntı alemi! Her kımıldanışında bin tahtakurusunu ezip patlatmaya muktedir olan müthiş avın burun ucundaki tatlı kan damlasını emmek için küçük böceğin silahı nedir? Ezilirken parmağa bulaştırdığı yalnız bir müstekreh bir koku zerresi! Ne müthiş bir cesaret!
Ahmet Haşim - Bize Göre - Sayfa 57

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
128
Baskı Tarihi
2009
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Parıltı Yayınları
Editörü
Murat Kartal
"Ahmet Haşim'in ince, zarif, nükteli, sanatlı, işlenmiş, kadife gibi yumuşak ve açılmış çiçekler gibi olgun nesrini methetmek için ne söylense az gelir. Ekseriyetle pek zeki ve bazen de için için alaycı olan bu nesir hakikaten ne güzeldir! Ahmet Haşim bunlarla 'Bize Göre' hisler ve fikirler yazmıştır... Hatırlıyorum, Ahmet Haşim, İkdam'da bir 'Bize Göre' parçasının fikrinden ve kalbinden sızdıra sızdıra bütün yarım gününü geçirecek, akşama doğru bitirir ve imzalardı. En evvel, yazdıklarını birer birer herkese, İkdam'ın her yazarına ve her gelen misafirine okurdu.