Osmanlı İmparatorluğunda vekillere “Nâzır” derlerdi. Şimdi bu kelime yabancı memleket vekilleri için kullanılıyor. Arapça “Nazır” hem bir işe nezaret eden ve onu idare eden, hem de bir yere bakan mânâsındadır. Uydurmacılar, Nâzır kelimesinin birinci mânâsını bırakıp maddi mânâsını almışlar. “Bakan” deyip çıkmışlardı. Türkçede “bir işe bakmak” tâbiri vardır. Tek başına bakmak bu mânâya gelmez ../
../
Bir kelime tam mânâsında kullanılmadığı zaman, halis Türkçe bile olsa, gençlik onu anlamıyor ve nece olduğunu soruyor. Yukarıdaki suallerde görülen “Bakan” gibi. Kelimeyi (Nazır mânâsında) öldüren de bu mânâsızlığıdır. Canı cehenneme!
OBJEKTİF:1 - Osmanlıca Türkçe Uydurmaca -
Sayfa 13
-
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
285
Baskı Tarihi
1990
ISBN
978-975-437-0288-1
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Türk dili üzerindeki tartışmalar devam etmektedir. Bir Türkçülük hareketi olarak başlatılan özleştirme akımı tam bir millî kültür yabancılaşması haline dönüştürülmüştür. Kelimeler -ve tabii onlarla birlikte millî kültür muhtevaları-atılıyor, uydurma kelimelerle gayri millî bir kültür kurulmaya çalışılıyor. Böylece nesiller birbirine ve yeni nesiller millî kültüre yabancılaş¬maya devam ediyor.