Evinde yiyecek bir şey olmadığı halde, kılıcını çekip de insanlara saldırmayan kimseye şaşarım.
Avrupa'da bazen bu sözü söylerdim ancak kimin söylediğini belirtmezdim. O zaman bazıları bu sözün Proudhon'a ait olduğunu sanırdı. Zira Proudhon herkesten keskin ve sert konuşur. Dedim ki Proudhon halt etmiş, bu derece sert bir sözü söylemek onun ne haddine! Ya da bu sözün Dostoyevski'ye ait olabileceğini sanırlar. Oysa Dostoyevski şöyle demekteydi: "Eğer bir yerde biri öldürülüyorsa, o olayda parmağı olmayan kimseler de o suça ortaktır." Nitekim doğru söylüyor. Ancak Ebuzer'in söylediğine bakın: "Evinde yiyecek bir şey olmadığı halde, kılıcını çekip de insanlara saldırmayan kimseye şaşarım." Burada konuşan bir dindar değil, dindir aslında. Ebuzer sadece fakirliğine sebep olana ve onu sömüren kimseye ve kesime kılıç çekmekten söz etmiyor. Aksine halka kılıç çekmekten söz ediyor. Neden? Zira böyle bir toplumda yaşayan herkes yaşadığı ve buna müdahale etmediği için, o da fakiriğimin ve açlığımın sorumlusudur. Peki ne kadar sorumludur? Bir sömürgeci ve bir düşman kadar...
Dine Karşı Din -
Sayfa 59
-
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
93
Baskı Tarihi
2007
ISBN
975-8692-07-0
Baskı Sayısı
3. Baskı
Editörü
Adnan İnanç
Mütercimi
Ali Aydın
Dine dinsizlik mi karşı yoksa başka şeyler mi bu konu hakkında güzel bir eser.