Neden Altını Çizdim?
Bunlar geniş kitlelerce pek bilinmeyen bilgiler...
Osmanlı'nın "gizli başkenti" Selanik kaybedildi! Yahudi, Sabetayist ve Müslüman tebaanın, Osmanlı'dan başka gidecek vatanı yoktu! Tarihî koşullar bu üç unsuru dün nasıl İttihat ve Terakki Cemiyeti'nde yan yana getirdi ise o gün de "Türkiye" kavramında buluşturmuştu !
Yeni vatan Türkiye'ydi...
Ve tüm bunlar "Türk ulusçuluğunun" doğmasına neden oldu!
"Türk ulusçuluğunun kilometre taşlarını kimlerin döşediğini" bilmemiz için araya girip minik bir not yazmak istiyorum:
Yukarıda adı geçen Yüzbaşı Konstantin Polkozic Borzecki,1849 Polonya ihtilali sonrası önce Paris'e sonra Osmanlı'ya sığındı. "Mustafa Celaleddin" adını aldı. Osmanlı ordusunda paşalığa kadar yükseldi.
1869'daLes Turcs Anciens et Modernes (Eski ve Yeni Türkler) kitabını yazdı. Bu çalışma, Osmanlı'da Türkçülük akımının başeserleri arasında yer aldı. Kitap, "Türklerin ve Hunların veya Moğolların ırk olarak akraba oldukları fikri yanlıştır. Türkler ve Avrupalılar büyük Touro-Aryan ırkının üyesidir" tezini ileri sürüyordu. "Doğu'da yalnızlaşmış Türklüğü Avrupa'yla birleştirmeyi" savunuyordu.
Başta Mustafa Kemal olmak üzere İttihatçı subaylar, Mustafa Celaleddin Paşa'nın bu kitabını ellerinden düşülmüyorlardı...
Bu yeni politikanın tarihsel dönemecini Babıâli Baskmı'yla başlatabiliriz.
Babıâli Baskını hem Osmanlı hem de İttihatçılar için dönüm noktası oldu. Bu sadece beş yıllık özgürlükçü ortamın bitmesi değildi, aynı zamanda İttihatçıların Rum, Ermeni, Arnavut, Arap örgütleriyle kurduğu işbirliğinin sona erdiğinin tarihiydi. "Osmanlıcılık" artık rafa kaldırılıyordu.
İttihatçılar artık yeni itttifaklar kuruyordu. Ya da daha önce kurdukları ittifakları, Osmanlı'nın devlet politikası haline getiriyorlardı !
Bu ittifakın temel tezi "Alman devlet anlayışından" alınmıştı:
ne pahasına olursa olsun devletin varlığı korunacaktı! Bunun yolu da "Türk ulusçuluğundan" ve dolasıyla "millî burjuvazi" oluşturmaktan geçiyordu.
"Millî iktisat" fikrini İttihatçılar arasında ortaya atanlardan birisi de Selanik Yahudisi Moiz Kohen'di. Siyonistlere karşı çıkıp, Yahudileri Osmanlı topraklarına çağıran ve Selanik kaybedildikten sonra İstanbul'a yerleşen Moiz Kohen, Yahudilerin esasta Türk ya da, Türk Yahudisi olarak kendilerini tanımlamaları fikrini savunuordu. Moiz Kohen o kadar "Türklüğe" inanıyordu ki, dinini değil ama adını "Tekinalp" olarak değiştirdi!
"Yahudilerin kendilerini Türk olarak tanımlaması" fikrini savunan sadece Moiz Kohen (Tekinalp) değildi; İzmir Yahudisi Selim Mizrahi gibi isimler de benzer görüşü yayan birçok yazı kaleme aldılar.
İttihat ve Terakki Cemiyeti hakkında yaptığı araştırmalarla bilinen Feroz Ahmad, İttihatçıların ekonomideki Hıristiyan hegemonyayı yıkmak için, Türklerle birlikte Yahudileri de teşvik ettiğini, bu iki grubun yaratılmak istenen millî burjuvazinin temel unsuru olduğunu belirtiyor.
Efendi - Beyaz Türklerin Büyük Sırrı -
Sayfa 168
-
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
614
Baskı Tarihi
Nisan 2004
ISBN
975-293-203-7
Baskı Sayısı
5. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Soner Yalçın'ın 2004'te yayımlanan romanıdır. 1875 yılında başlıyor hikâye ile bir ailenin köklerini araştırıyor, bunu yaparken de Türkiye’nin geçmişindeki gizleri ortaya çıkarıyor ister istemez. Çünkü bu ailenin de gizleri var.