Babam da yiğittir arkasını iktidara verdi mi!

Neden Altını Çizdim?
Almanları çıkarı Amerikalıları koy, bizde son dönem komitacılarının başlarına geleni izah etmiş olursun.
— Dediğin kadar kötü değildir bizim Ziya Hurşit... Bakma kumarcılığına... Bunları kendisi değil, sanki, omuzbaşından fısıl fısıl başkası söylüyordu. Yüreklidir. Kaç kez denedim. En çetin yerde sınadım. — Nerden çıkardın şimdi bunu?.. Bana mı öğreteceksin palavracıyı... Hiç o kadar geveze suikastçı görülmüş mü? Yazık size... Bunca tehlikeli silah oyunlarına girip çıktınız. Nerde denedin sen bu rezili? İktidara çalışırken denedin. Babam da yiğittir arkasını iktidara verdi mi! Aslına bakarsan, biz önce kendimizi, sonra birbirimizi aldattık, komitacılıkta... Aldanmanın, aldatmanın en korkuncu, başarılarımızı kendi gücümüzün sonucu saymamızdır. — Ya? — Bana öyle geliyor ki, Abdülkerim oğlum, ne yaptıksa, iyi kötü, hep Almanların isteğiyle, onların desteği sayesinde, onların çıkarma yaptık. Bugün başımıza bir felaket gelirse, artık bu desteğin, memlekette işlemez olmasından gelecektir.
Kemal Tahir - Kurt Kanunu - Sayfa 76

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
312
Baskı Tarihi
Ekim 2010
Yazılış Tarihi
1969
ISBN
978-975-273-154-7
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İthaki
Editörü
Sevengül Sönmez
"Kurtlukta düşeni yemek kanundur" korkusunu her an enselerinde hissederek yaşayan köşeye kıstırılmış, kendileriyle ve geçmişleriyle, içinde bulundukları zamanla hesaplaşan insanları anlatıyor Kemal Tahir, Kurt Kanunu'nda. Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen "İzmir Suikasti" olayına karışan ve karıştırılanların dramı olarak da okunabilecek roman, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgasını ve tasfiye sürecini de acımasız bir yalınlıkla ve özeleştiriyle ortaya koyuyor. Esir Şehir Üçlemesi'nde taşıdığı umudu Yol Ayrımı'nda yitirmeye başlayan Kemal Tahir, Kurt Kanunu'nda mücadelenin kime ve neye karşı yapıldığının pek de öneminin kalmadığı günleri "hayal kırıklığını satır aralarına gizleyerek" ustalıkla betimliyor.