Jurnal 1
Kaynaktan Diğer Alıntılar
| Başlık | Altı Çizili Satır | Sayfa Azalan sıralama | |
|---|---|---|---|
| Cemil Meriç Külliyatı Jurnal üzerine | "Ne garip bir oyuncak şu insan!Yürür,konuşur ve acı çeker.70 kilodur.Kendisine ve çevresine ait hiç bir şey bilmez.Bir nevi ıstırap makinesi.İplerini başkaları çeker.Hantal ve şapşal bir robot.Neye se | 9 | |
| Gözlerim | Nemesis, nemesis... Alnı bir mezat taşı kadar soğuk, bakışı bir cellat satırından daha korkunç ilahe, neyimi kıskandın benim? Elbette ki Promete seni çılgına döndürecektir. | 50 | |
| Tarih ve Zafer | Tarih galiplerin yazdığı bi kitap. Zafer, arkasından bıçaklanan masum düşmanların cesetleri üzerine atılan yapma çiçeklerden bir çelenk. | 54 | |
| Zincir ve çivi | Günler nehir gibi akmıyor. Nehrin serinliği var, sularında yıkanabilirsiniz, gümüş pullu balıklar yaşar koynunda nehrin... Hayata zincirliyiz kollarımızdan, zaaflarımızdan çiviliyiz. | 73 | |
| Facia | Bu memleketin en büyük faciası, en seçkin evlatlarının beynini ve kalbini itlere peşkeş çekmesi. Halledilmesi gereken büyük dâvâ, bu topraklar üzerinde münevverin nefes alabilecek hale gelmesi. | 79 | |
| Türk Aydını | Türk aydını yangından kaçar gibi uzaklaşıyor yurdundan. Hayır, kirlettiği bir odadan kaçar gibi. Unutuyor ki vatanı kenefe çeviren kendisi. | 106 | |
| Bulanık Şuur Irmağı | Bulanık akıyor şuur ırmağı, bulanık. Derinlikleri seçilemiyor. Aksettirdiği, gökte soluk birkaç yıldız. Neden eğilmek istiyorsun hep? Kalbini teşrih masasına yatırmaktan bıkmadın mı? Hayat dışarda... | 108 | |
| Karanlık Yağıyordu Göklerden | Karanlık yağıyordu göklerden. Soğuk ve ıslak... Yerden karanlık fışkırıyordu, çamur gibi. Mezarlar arasında yürüyordu, düşe kalka. Bir ışık parıldadı gözbebeklerinde. Işık bir kulübeden geliyordu. | 129 | |
| Sağ, sol | Sağ adı verilen bedbaht topluluk solun kusuntuları ile yaşar..Misafirler gittikten sonra döküntüleri yalamaya gelen bedbaht bir sokak kedisi. | 198 | |
| Kalabalık senfoniden anlamaz. Tarih de kadın gibidir, çığlığa koşar. | Efsane söylediler ve uykuya daldılar, diyor Hayyam. Kiminden bir destan kaldı, kiminden bir mısra. Kimi çöldeki kum tepecikleri gibi darmadağın oldu rüzgârla. Bu tiyatronun dinleyicileri sağır. |
279 |