Postmodern Etik

Yazarı
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
352
Baskı Tarihi
2016
ISBN
978-975-539-181-6
Baskı Sayısı
3
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ayrıntı
Editörü
Mehmet Küçük
Mütercimi
Alev Türker
Orijinal Adı
Postmodern Ethics

Yıllardır modern sanayi uygarlığını tartışıyoruz. İlk günahı kimin işlediğini, insanın bir zamanlar doğayla barışık bir halde yaşadığı o güzel günlere kimin son verdiğini, bizi fırtınaların orta yerinde kimin çırılçıplak bıraktığını bulmak için daha çok tartışacağız. Çünkü “Tanrı(nın) öldü”ğünü bilmek, geleneğin zincirlerini parçalamak yetmedi; bu kez özgürlük ciğerlerimizi yakmaya başladı. Özgürlük kendinin, ayrıca ötekinin sorumluluğunu üstlenmek, belirsizliklerle, çözülmez çelişkilerle sarmaş dolaş yaşamak, yani, modern bireyler olmak demekti.Ama ağır geldi özgürlük. Taşıyamadık. O şenlikli devrim ve isyan uğrakları hariç yeni putlar icat ettik: “akıl”, “sözleşme”, “yasa”... gibi. Önceden haritası çıkarılmış bir alanda “özgürce” davranabilme, ahlâki eylemin çıkmaz sokaklarından muaf olabileceğimize inanmanın yarattığı konfor, bir süreliğine baştan çıkarıcı olabildi. Ama yalnızca bir süreliğine...

Zygmunt Bauman büyük bir coşkuyla karşılanan bu çalışmasında, modernlik koşulları altında ahlâk sorunlarına zora dayalı normatif düzenlemelerle yanıt verme girişiminin yanında bu normatif düzenlemelerin bağlayıcı olmasını sağlamak için teorik düzeyde mutlak, evrensel ve temel olanın aranması gibi iki koldan eşgüdümlü gelişen projelerin iflasını ilan eden bir post-modern perspektifi temel alıyor. İnsanın ahlâki açıdan müphem olduğunu, ahlâki fenomenlerin doğaları gereği irrasyonel olduğunu, çözümsüz çelişkilerle her tikel durumun dayattığı ahlâk sorunlarıyla baş etmenin bireye düştüğünü, ahlâkın etik bir kod altında evrenselleştirilemeyeceğini, insan benliğinin ilk gerçekliğinin ahlâki sorumluluk olduğunu kabul ederek postmodern bir etiğin önünü açmayı amaçlayan bir araştırmaya girişiyor. Bunu yaparken, Emmanuel Levinas’ın, “ilk felsefe bir etik felsefesidir”, “Öteki ‘için olmak’, Ötekinin ‘yanında olmak’tan önce gelir” diyen, ahlâkın özünün herhangi bir öz barındırmamasından ibaret olduğunu bildiren felsefesinden bir hayli yararlanıyor. Bauman, “yasa”, “toplum”, “gelenek” kılığındaki bekçilerin ahlâkın kaynağı ve koruyucusu olmak şöyle dursun, ahlâki benliği kuruttuğunu bu felsefe yoluyla sergiliyor. Yaşadığımız çağı, duygulanımların faziletine ve açıklanamayanın meşruiyetine yönelen dünyanın “yeniden kutsanması” olarak niteliyor.

Postmodern Etik yasaları olmayan bir ahlâkı, tamamen ahlâki benliğin faaliyet halinde olduğu uğraklarda görünür hale gelen bir ahlâkı, kendi gerekçesini yine kendinde bulan bir ahlâkı, ahlâkın yol göstericiliğini kabul eden kişileri birer “aziz” mertebesine yükselten bir ahlâkın dış hatlarını tarif ediyor. Modernliğin yanılsamalarına kapılmayan insana etik açısından bir “şafak vakti”ni müjdeliyor.Bu kitaptaki “azizler”e yaraşır etik söyleşisine yapılan davetin, yaşadığımız topraklarda, başka hiçbir gerekçe olmasa bile sırf “Enel Hak” diyen bir gelenek sayesinde yanıtsız kalmayacağını umuyoruz...

Arka Kapak

Kaynaktan Diğer Alıntılar

Başlık Altı Çizili Satır Sayfa Azalan sıralama
Özgürlük ve Ahlâksızlık Erkeklerin ve kadınların modern yaşam koşullarındaki varoluşsal durumları eskisine göre son derece farklı olduğu halde, eski varsayımın -özgür iradenin kendisini sadece yanlış seçimlerde ifade edeceği 16
Bilgeliğe, ona en az inandığımız zaman ihtiyaç duyuyoruz

Hayatta, “doğa yasaları”nın bilgisinden veya teknik becerilerden dahasık ve daha yoğun bir şekilde ahlâki bilgi ve becerilere ihtiyaç duyuyoruz.

30