Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
256
Baskı Tarihi
Eylül 2008
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Etkileşim
"Çünkü sen Süleyman'ı görmedin/ Kuşların dilini nereden bileceksin?" diyen Sühreverdi'nin, "konuşan yalnız Hakikat'tir" diyen Bediüzzaman'ın, "ayrılığa ulaşsaydık, ona kendi acısını tattırırdık" diyen İbn Arabi'nin, "üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum/ benim sarhoşluğumun sonu yok" diyen Mevlana'nın, "mantıku't-tayrın lugat-ı mutlakından söyleriz" diyen Niyazi Mısri'nin, "teknolojik burjuva uygarlığı, bir protezler medeniyetidir, insanların ruhlarını sakatlıyor, onlara protezler takmaya çalışıyor" diyen Tarkovski'nin, "düşünme, yüzyıllardır kutsanan aklın, düşünmenin önündeki en büyük eng

Ahlak

Ahlak dendiği zaman, insanın fıtratına sadakatini ilgilendiren bir atıflar dünyasından söz edilmiş olur.

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
256
Baskı Tarihi
Eylül 2008
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Etkileşim
"Çünkü sen Süleyman'ı görmedin/ Kuşların dilini nereden bileceksin?" diyen Sühreverdi'nin, "konuşan yalnız Hakikat'tir" diyen Bediüzzaman'ın, "ayrılığa ulaşsaydık, ona kendi acısını tattırırdık" diyen İbn Arabi'nin, "üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum/ benim sarhoşluğumun sonu yok" diyen Mevlana'nın, "mantıku't-tayrın lugat-ı mutlakından söyleriz" diyen Niyazi Mısri'nin, "teknolojik burjuva uygarlığı, bir protezler medeniyetidir, insanların ruhlarını sakatlıyor, onlara protezler takmaya çalışıyor" diyen Tarkovski'nin, "düşünme, yüzyıllardır kutsanan aklın, düşünmenin önündeki en büyük eng

Sütun

İnsan-ı kamil için "veted" (sütun) tabirinin kullanılması da bundandır. Kamil insan, varoluşun sütunudur. Dünyayı ve içindekilerin doğasını koruma ödevini yüklenmiştir. "Emanet"ten kasıt da gerçekte budur.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
271
Baskı Tarihi
Mart 2002
ISBN
975-298-014-7
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dost Kitabevi
Mütercimi
Sinan Fişek
Orijinal Adı
Cat's Cradle
Kitapta kahraman, Hiroşima'ya atılan ilk atom bombası ile ilgili bir kitap yazmak istemekte ve bunun için araştırma yapmaktadır. Bombanın geliştiricilerinden birini araştırmakta ancak adam ölmüş olduğundan ancak çocukları ile yazışarak bilgi edinebilmektedir. Kitapta bahsedilen önemli noktalarda Bokononism denen bir din ve Ice Nine (Buz dokuz) adında bir madde vardır. Bokononism tamamen zararsız yalanlardan oluşan bir din olarak betimlenir. Ice Nine ise donma sıcaklığı normal buzdan daha yüksek olan bir buz parçası ve su ile temas ettiğinde donmasına sebep olmaktadır.

Sekiz Yaşındaysanız...

Yaptıklarını sekiz yaşında bir çocuğa anlatamayan bir bilim adamı, şarlatandır.

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.

San'at da oyun gibi içtimaî bir mukaveledir.

Şiir diye insanlığın tanıdığı, seçtiği, ayırdığı ve unutmadığı bir şey de var dünyada... O, duruyor, gelişiyor, daima kendi eşi olan soyunu yaratıyor. Ve bu şiirin de her dile göre kaideleri ve hususiyetleri var. Mevcut olması için onları arıyor ve istiyor. Şiir dilin çiçeğidir. Şu halde, siz kafiyeye, vezne, hattâ şekle bir zaruret gibi bakıyorsunuz. Onlar oyunun şartlarıdır. Yani işin içinde ve esâsında mevcut şeyler. Hiç oyun oynayan çocukları seyretmediniz mi? Nasıl kaidelere riayet için kıyamet koparırlar. "Kardeşim olmadı..." diye birbirlerini yerler. Aksi takdirde kendilerini veremezler işe de onun için. Çünkü oyun oynadıklarını bilirler. Onun ciddiyetine inanmak, o zahmete katlanmak için gizli mukaveleye riayet ederler. San'at da oyun gibi içtimaî bir mukaveledir.

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
324
Baskı Tarihi
1999
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman için taze, hatta her zaman yeni güzelikleri keşfedilen ebedi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri "tarihi" midir, "ebedi" mi? Batıda bu mesele çok münakaşa edilmiştir. Geçen asrın büyük Fransız tarihçisi ve filozofu Ernest Renan "İlmin Geleceği" adlı meşhur eserinde tarihi görüşü savunur. "Mutlak bir hayranlık daima sathidir.

Şiirin Gecekonduları

Sana hırsız demekte Haklıyım Çünkü Açıp Kalbime baksalar Parmak izlerin var! Ne sevimli, değil mi? Fakat şiir mi? Nükte, son mısraiyle beylikten biraz kurtulabilmiş bir nüktecik. Şirin bir gecekondu. Belediyeden yakayı kurtarabilse de bir fırtınadan korkmağa her zaman mahkûm. Bizde tenkidin fırtınası değil, rüzgârı bile yok. Bu temelsiz ve çerden çöpten şiirlerin gecekonduları her yeri kaplıyor. Besbelli ki şiir ihtiyacından az değil. Fakat paraca olduğu kadar kültürce de ne kadar züğürdüz, Allahım! Ulus, 26 Şubat 1950

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
324
Baskı Tarihi
1999
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman için taze, hatta her zaman yeni güzelikleri keşfedilen ebedi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri "tarihi" midir, "ebedi" mi? Batıda bu mesele çok münakaşa edilmiştir. Geçen asrın büyük Fransız tarihçisi ve filozofu Ernest Renan "İlmin Geleceği" adlı meşhur eserinde tarihi görüşü savunur. "Mutlak bir hayranlık daima sathidir.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Bu antolojiyi hazırlayan şâir (Ümit Yaşar Oğuzcan) kendi kendine de sesleniyor: Ulan Ümit Oğuzcan Ulan hergele Ulan ekşimiş ayran Ulan düdüklü tencere Edebiyat senin nene Behey mantar kafalı Behey çengelli iğne Behey çamaşır mandalı Ne desem azdır sana Behey hacıyatmaz Bırak şiiri bir yana Ulan adam ol biraz. Bu kadar samimî olmaları, hele son iki mısraı kendi kendilerine her zaman tekrarlamaları şartiyle, antolojideki bayağılık şâirlerini ve hayret vurguncularını af edebilir, hattâ -biraz da- sevebiliriz.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
393
Baskı Tarihi
Kasım 2007
Yazılış Tarihi
1992
ISBN
9944-125-03-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İzmir
Yayın Evi
Kaynak
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228 Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.

Kartallar ve Tavuklar

Akif Bey'in sevdiği muharrirlerden olan Mustafa Sâdıkur Râfiî'ye de, Taha Hüseyin gibi modernistler, demişler ki: "Üstad, siz çok yükseklerde uçuyorsunuz. Üslûp ve ifadenizi gençlik anlamıyor. Biraz okuyucunun seviyesine inseniz!" Üstad Râfıî'nin onlara bir cevabı var. Eminim Akif Bey de olsaydı, böyle söylerdi. Demiş ki: "Yahu, ben, yerlerde, topraklarda sürünen cemiyeti, biraz yükselsin, nefes alsın, ciğerlerine biraz temiz hava girsin diye, semalara, göklere çıkarmak istiyorum. Siz tavuklarla, kartalları bir tutmak, kartalları da tavukların yanına indirmek istiyorsunuz. Ben hepsini kartal yapmak istiyorum."

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kırmızı
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir." Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."

Sorular

Yüzyıllarca Çin ve Hint'e eşdeğer boyutta bir uygarlık potası oluşturabilmiş olan Yakındoğu havzası, ve o havzanın uzun süre hakimi olan Osmanlı devleti, acaba neden çağdaş dünyaya benzer bir ulusal sentezle çıkamamıştır? Ve neden böylesine müthiş bir başarısızlık, böyle acı bir hezimet, modern Türk ulusçuluğunun bir gurur vesilesi olarak sunulabilmektedir? Ortak toplumsal bünyesinden Arabı, Ermeniyi, Arnavudu ve Rumu tasfiye etmekle Osmanlı-Türk toplumu ne kazanmıştır? Türkle Arabın kültür, dil ve ırk farkı, Pencaplıyla Tamil arasındaki farktan daha mı büyüktür? Tuna'dan Basra'ya uzanan bir coğrafyada, ikibin yılı aşkın bir ortak siyasi tarihe sahip olan, benzer kent ve köy geleneklerini paylaşan, yaklaşık aynı ırka mensup olan, ortadoğunun birbiriyle akraba üç dinini tanıyan halkları, aralarındaki dil farkını aşamayacak kadar birbirine yabancı mıdır?

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
207
ISBN
978-605-4195-17-6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Düşün
Editörü
H.Ahmet Menteş

Hiç insan dururken, tabiatta bahsedilir mi?

Tabiatı anlatanlar basit - küçük sanatkarlardır. Şarkta Sa'di ile Mevlana, batıda ise Goethe sonsuzluğa çevrili sanat halinde ahlak duygusunun terennümcüsüdürler. Dostoyevski; "Hiç insan dururken, tabiatta bahsedilir mi?" Der.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
384
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-00125-1-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Doğu Kütüphânesi
Editörü
Halil Açıkgöz
Bu kitabın yazarı aslında Halil Açıkgöz ancak altını çizdiğimiz tüm satırlar Cemil Meriç'e ait olduğundan yazarı Cemil Meriç olarak girdik.

Dehşet

Benim doğumum 1917. Halk Partisi'ni bütün dehşetiyle yaşadım. Faşisttir Halk Partisi, kelimenin tam mânâsıyle faşist.