Yüzün Görmek İmkanı |
Her an birbirimizi görebilmek imkânına sahipken, bunun saadetini bilebiliyor muyduk? |
0 |
|
Muzlu Çikolatalı Dondurma |
Sevmenin tadı başka, sevilmeninki başka. Hangisi daha tatlı, bilmem, bilemem. |
57 |
|
Hüma Kuşu |
Sen ağlama kirpiklerin ıslanır
Ben ağlim ki belki deli gönül uslanır
|
71 |
|
Yuvasında Dönemeyen Kuş |
İleri’yi dinlerken aklımda Hüma kuşu ve Harakani’nin derviş tanımı: Derviş, yuvasından yiyecek bulma umuduyla ayrılan, yiyecek bulamayan, yolunu yitiren ve bir daha yuvasında dönemeyen kuşa benzer… |
73 |
|
İleri'nin Hizmetleri |
Bakanlıkları süresince dur durak bilmeksizin çalışıyor. |
78 |
|
Zulme adalet adını verdiler... |
‘Yüksek Adalet Divanı, evet…’ diye kekeledi, ‘Sadece adalet değil Ali Bey, Yüce Divan bu… Zulme adalet adını verdiler…” dedi.
Bediüzzaman’ın savunmasını anımsadım, , ‘Mutlak istibdada cumhuriyet namı |
80 |
|
Ondan korkmazdı, onu gücendirmekten korkardık |
Oturduğumuz ev üç oda bir salondu. Odalardan biri, içinde babamın kütüphanesi ve yazı masasının bulunduğu bir çalışma odası idi. En küçük, fakat konum itibariyle en en güzel oda buydu. |
83 |
|
İnsan olan ağlar |
Gençliğinden beri hayatı sert mücadeleler içinde geçmiş ve nihayet Yassıada’daki duruşmalar sırasında başı dik hali ile öne çıkan babam gerçekten hislerini yoğun yaşayan ve gözyaşlarına hâkim olamayan bir insandı. Hafızamda böyle iki olay yer etmiş. Biri radyodan naklen yayınını beraberce dinlediğimiz üç-bir’lik Macaristan galibiyetimiz, biri de bize yüksek sesle, sonradan Rahman suresi olduğunu anladığım bir Kur’an okuyuşu. ‘Erkek ağlamaz’ sözünü beğenmez ‘İnsan olan ağlar’ derdi.
|
84 |
|
Oysa biz ona aşıktık |
Yasssıada’ya gönderdiğimiz mektuplarda ‘sevgilim, canım, hayatım babacığım’ yazınca, mektupları denetleyen görevli, ‘sevgilim’i daire içine alıp bir ok işaretiyle boşluğa çıkarır, soru işareti veya ünlem koyar, bazen bununla da yetinmeyip ‘Hiç uygun değil!’, ‘Ne demek istiyor?’ gibi notlar düşerdi. Oysa biz ona aşıktık.
Doksan kilo girdiği Kayseri Cezaevi’nden Ankara Hastahanesi’ne kırk dokuz kilo olarak taşındı, cemale gittiğinde kırk dokuz yaşındaydı
|
85 |
|
Sokaklar Çürümüş |
(Cahide Hanım:) “Beş yaşındayım ve ilk kez annemden ayrılıyorum. Ankara’da da hava biraz yağmurlu, buranın sokakları çürümüş diyormuşum.” |
93 |
|