Mürcie inancını ve bunun fiili sonuçlarını maddeler halinde şöyle özetleyebiliriz:
1. Ameli hiç bir şekilde hesaba dahil etmeyerek dini vicdanlara hapsetmek. Bu manada ilkel bir laisizmi de bünyesinde barındıran Mürcie'nin amacı imanı sadece ikrar sayarak bir hayat nizamı olan İslam'ı en hassas yerinden vurmak.
2. Siyasi mezhepleşme: Bizans'ta yürürlükte olan devletin dine müdahale geleneğinin İslam'da da başlamasına sebep olarak bir "devlet dini"nin ortaya çıkmasına öncülük etmek.
3. Emr-i bi'1-ma'ruf ve nehy-i ani'l-münker gibi bir farizayı fitne olarak niteleyip dinin temellerini sarsmak ve toplum eliyle yöneticileri kontrol etmesi anlamına gelen bu kurumu iptal etmek.
4. Özellikle hacc, cihad, zekat, namaz (cuma ve bayram namazları) gibi ibadetleri asr-ı saadetteki fonksiyonlarından uzaklaştırarak İslam'ı siyaseti ibadet, ibadeti siyaset olan bir din olmaktan çıkarıp yalnız "ibadi" hale sokmak.
5. Fitne, gıybet, sabır, zulüm, nifak, şükür gibi kavramları Kur'ani manalarından saptırarak te'vil ve tahrif etmek. Bu kavramları maksadının dışında bazen de tam hilafına kullanarak dini anlayışı kökten değiştirmek ve ortaya tamamen sulandırılmış ve kontrol altına alınmış bir din anlayışı çıkarmak.
Neo-Mürcie
İmamlar ve Sultanlar -
Sayfa 148
-
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
248
Baskı Tarihi
Temmuz 2009
Yazılış Tarihi
1990
ISBN
978-975-550-004-9
Baskı Sayısı
17. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
İnsanlar "kuru et yiyen bir kadının oğlu" olan bir Peygamber yerine, elmas taçlı, sırma kaftanlı bir "Peygamber" tasavvur ediyorlardı. Yalnız tasavvur etmekle kalmıyorlar, ömrü boyunca bunlardan nefret eden ve uzak duran Nebi´den geriye kalan hatırayı bu tasavvura uygun aksesuarlarla süslüyorlardı. Yani insanlar "bir kul gibi yeyip bir kul gibi yaşayan" bir peygambere inanmak yerine, tasavvurlarında kayser ve kisra´ya benzettikleri bir peygambere inanmayı yeğliyorlardı. Özetle insanlar "bir kul gibi yaşamak"tan daha çok "kayser ve kisra gibi yaşamaya" taliptiler.