İmamlar ve Sultanlar

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
248
Baskı Tarihi
Temmuz 2009
Yazılış Tarihi
1990
ISBN
978-975-550-004-9
Baskı Sayısı
17
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Düşün Yayıncılık
İnsanlar "kuru et yiyen bir kadının oğlu" olan bir Peygamber yerine, elmas taçlı, sırma kaftanlı bir "Peygamber" tasavvur ediyorlardı. Yalnız tasavvur etmekle kalmıyorlar, ömrü boyunca bunlardan nefret eden ve uzak duran Nebi´den geriye kalan hatırayı bu tasavvura uygun aksesuarlarla süslüyorlardı. Yani insanlar "bir kul gibi yeyip bir kul gibi yaşayan" bir peygambere inanmak yerine, tasavvurlarında kayser ve kisra´ya benzettikleri bir peygambere inanmayı yeğliyorlardı. Özetle insanlar "bir kul gibi yaşamak"tan daha çok "kayser ve kisra gibi yaşamaya" taliptiler. Kendi hayatlarını Peygamber´e uydurmak istemeyenler, Peygamber´i ve onun tebliğ ettiği dini kendi tasavvurlarındaki hayata uyduruyorlardı. Bu "uydurma" işlemi "Hilafet, İslam Devleti" gibi kavramları da kapsamına alıyordu. Bu nedenle siyaset sahnesine fırlayan müslümanlar kendilerine peygamberin "kul" siyasetini değil, insanlara "kullarım" demeye alışmış sulta sahiplerinin "piramitçi" siyasetini örnek alıyorlar, kafalarındaki "devlet" düşüncesini ona göre şekillendiriyorlardı. Bu hiç de içaçıcı olmayan durum, sözkonusu alanda kesif bir entelektüel boşluk yaşandığı sonucuna götürdü beni. Bu boşluk "İslam siyaset teorileri" alanında değil daha çok bütün teorilere temel teşkil eden "tarihi ilk örnekler" alanında yaşanıyordu. Bu eser sözkonusu boşluğu yalnız başına doldurma iddasının değil, nebevi ve sultani siyaset arasındaki temel farklılıkları hicri ilk yüzelli yıllık örneklerinden yola çıkarak ortaya koyma çabasının bir ürünüdür.

Kaynaktan Diğer Alıntılar

Başlık Altı Çizili Satır Sayfa Azalan sıralama
Saff ve Padişah Geometrinin diliyle konuşursak, islâm'ın vaz' ettiği "adalet öğretisi"ne göre, Yaradan karşısında insan toplulukları "fıtrat" açısından düz bir çizgi üzerindedirler. 10
Dinin devleti, Devletin dini İslâm saltanatın her türünü reddetmişti. 24
Nebevi yönetimle saltanat çelişir Dini saltanatlarına aracı kılmak için önce siyaseti dinden ayırdılar. Ardından dinsiz kalan siyasetin eline dini teslim ettiler. 24
Saltanat hiç kalkmamış bir kurumdur Saltanata gelince, o zaten asrısaadet ve hulefa-i raşidin dönemi dışında arada bir aksamalara rağmen hiç kalkmamış bir kurumdur. Ancak çok el değiştirilmiştir. 30
Hangi İslâm Devleti? İmam'ın hayatında, İslâmî önderliğe ilişkin kimi sorularımıza ve sorunlarımıza cevap bulabileceğimizi sanıyorum. Bugün İslâmî hareketin temel sorunlarından biridir önderlik sorunu. 30
Allah'a yemin ederim ki ben halife miyim, sultan mıyım bilemiyorum. Eğer sultansam vay hâlime! Hz. 41
Biz doğruyu söylemek için senden, yalan söylemek için de Allah'tan korkarız. Muaviye, hiç de kolay olmayan Yezid'e biat işini bir an önce halletmek istiyordu. Ancak bu iş epey zor olacaktı. Çünkü Yezid'in nasıl biri olduğunu dost düşman herkes biliyordu. 81
Bin küsur yıldan beri saltanatta âdetler değil âletler değişmiştir Her ne kadar saltanatın başında bir kişi görünüyorsa da bu işin nimetinden istifade edenlerin sayısı yekûn tutuyordu. 93
Allah'a itaat etmeyene siz de itaat etmeyin. Halkın hür biati üzerine hilâfeti kabul eden Ömer b. Abdülaziz onları şöyle uyarır: "Bu ümmetin bireyleri arasında Rableri, Nebileri ve Kitabları konusunda herhangi bir ihtilâf yoktur. 102
İmam, sırtına cübbe geçirmeyi beceren değil, kılıcını kuşanandır. İmam, sırtına cübbe geçirmeyi beceren değil, kılıcını kuşanandır. Zeyd bin Ali İmam Azam'ın hocalarından olan Zeyd b. ali, Hz. Hüseyin'in torunu ve İmam Muhammed Bakır'ın kardeşidir. 109