Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
384
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-00125-1-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Doğu Kütüphânesi
Editörü
Halil Açıkgöz
Bu kitabın yazarı aslında Halil Açıkgöz ancak altını çizdiğimiz tüm satırlar Cemil Meriç'e ait olduğundan yazarı Cemil Meriç olarak girdik.

Cemil Meriç'in gözünden Yaşar Nuri Öztürk

Yaşar Nuri Öztürk bir imamdır bir camide. Ben Hareket'de çalışırken o da geldi.. Büyük saygı gösterdi, ilan-ı aşk etti. Yetişmek istiyorum, yardım eder misin, dedi. Eve geldi. Karadenizliymiş. Kısa boylu. Herkese yaptığım tavsiyeler.. Lisân, okumak. Fransızca'ya başladı.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Beyan Yayınları

Yaşamak...

Şimdi birşeysin benim için... Varsın. Fakat bocalıyordum. Gizlice düşündüğüm, farkedilmesinden korktuğum hakikat sen miydin, yoksa ben, hatırasızlığı, boşluğu, en ucuz şekilde, sırtımdan korkakça, hiç bir teşebbüste bulunmadan birden bire atmak için yine hayal mi kuruyordum. Dedim ya, bocalıyorum. Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Beyan Yayınları

Yaşamak...

Acaba kimdi, rüya olmayacak kadar düz, hayal olmayacak kadar da gösterişsiz, gerçek olmayacak kadar da muhatapsız. Ama yine de dışardaki gerçekle ilintili.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Beyan Yayınları

Yaşamak...

Gelecektim. Ama daha kötü bir hatıram olsun istemedim. Ona böyle yazdım.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Beyan Yayınları

Yaşamak...

Umutsuzluğun kapımıza gelmesi için az mı bekledik. Umutsuzluk mu, yoksa ince derin bir şikayet mi? Yoksa; Faaliyet içinde geçen gece ve gündüzlerimizin bizi bıraktığı anlarda kalbimizi eline geçiren ve henüz mahiyetini anlamadığımız melal mi? Bir iki adım daha atmamak için nasıl da direniyoruz. Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi? ................... İnsan, gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi? On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlıların ki kadar yürekleri dolu.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Beyan Yayınları

Yaşamak...

Ruhumuzun batıdan aldığı lekelerden ancak Allah bizi arındırabilir.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Beyan Yayınları

Yaşamak

Halkın inanmadıklarına bina edilmiş sistemlerle kaybettik.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
220
Baskı Tarihi
2004
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
9789754731927
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Beyan Yayınları

En güzel anı kitaplarından biri...

Anneleri küçük paketi açtı,tahin helvasını bıçakla altıya böldü ve altıya bölünmüş ekmeklere ilave ederek dağıttı. Anne mükemmel bir üleştiricidir ve kendine daima en küçük lokmayı ayırmıştır.

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
0
ISBN
978-975-9161-23-1
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Sufi Yayınları
Mütercimi
Abdülhalim Şener
İslam irfan tarihinin en mühim şahsiyetlerinden birisi olan Şeyhü’l-Ekber Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin, en çok tartışılan eseri Füsusu’l-Hikem (Hikmetlerin Özü)’dir. Peygamberimiz’den aldığı talimat üzerine, “ne bir harf noksan ne de bir harf fazla” olmamak üzere nakledilen bu hikmetlerin her biri, bir Peygamber’in hakikatinden süzülüp gelmiştir. Eserleri ile İslam irfanının zenginliğini ve enginliğini ortaya ymuş olan bu büyük bilgenin, mühim eseri Füsusu’l-Hikem’in yeni bir tercümesini sizlerle paylaşıyoruz.

İnceltilmemiş, donuk ve cilasız ayna

Bir varlığın kendi benliği ile kendi nefsini görmesi, sözgelimi bir aynada kendi nefsini seyretmesine benzemez. Çünkü seyredilen yerin verdiği biçimde, seyredenin kendi benliği görünür. Böylesi bir yer olmasaydı ve Allah'ın onda tecellisi bulunmasaydı, herhangi bir suret bir şekil görünmezdi. Oysa, Yüce Allah, tüm alemi, ruhu olmayan bir beden gibi yaratmıştır. Yani, bir bakıma, âlem henüz inceltilmemiş, donuk ve cilasız bir ayna gibiydi.