Çöpçatan kocakarı sayesinde cadıyla evlenmek
"Talha, evladım, emekli olacağım diyorsun, çocuğun yok! Bir adam baba olmadan emekli olur mu? Hayatı durdurmaya mı çalışıyorsun? Allah bilir senin karın da yoktur?!"
"Yok anne, bekarım ben."
"Kalıbından utan. Yoksa... boşandın mı?"
"Hayır anne, evlenmedim ki boşanayım."
"O kızla niye evlenmiyorsun?"
"Hangi kızla?"
"Ne bileyim hangi kızla? Hiç kız tanımıyor musun şu alemde?"
"Tanıyorum anneciğim, tanımaz mıyım?"
"Adı ne?"
"Hacer."
"Hacer'e 'ben altın kalpli bir adamım' dedin mi?"
"Dedim anne."
"O ne dedi?"
"..."
"Yoksa gönlünü bir cadıya mı kaptırdın?"
"Hayır, hayır anne, o bir melek. Sadece..."
Taliha teyze ölü gece kelebeklerine benzeyen ellerini ellerimin üzerine konduruyor: "Talhacığım, iki tür cadı vardır: Kötülük etmek için şeytanla işbirliği yapan çirkin kadın; kötülükte şeytandan da ileri güzel ve cazibeli kadın. Bunu sakın unutma."
Afallıyorum fakat Geronimo'ya toz kondurmamakta kararlıyım: "Anne, Hacer gerçekten harika bir kız, benimle evlenmek istememesi onu cadı yapmaz."
"Ne yapar peki?"
Hacer Ceren'i korumak için ben de hileye başvuruyorum: "Hem 'Yalnızlıktan korkuyorsanız sakın evlenmeyin' diyen sen değil miydin?"
"Ne münasebet? Onu diyen Recaizade Mahmut Ekrem. Sen mektebi bitirdiğinden emin misin Talhacığım?"
Bir erkeğin hayatında, ses etmeyip pes ettiği anlar vardır...