Ahlak kaosu dediğin...?
"Ahlak kaosu, Büyük Yalan!.. Şimdi, tabi Türkçe'de kelimelerin içi boşaldığı için 'ahlak'ı yeniden tanımlamak lazım. Örneğin sana 'Ayşe ahlaksız bir kadındır' desem, ilk akla gelen şey Ayşe'nin kocasını aldatttığı olurdu. Oysa ben 'Ayşe, ahlaksızdır çünkü muhasebeciliğin m'sinden anlamadığı halde, muhasebeci geçinir demek istiyor olabilirim hatta belki de onu diyorumdur. Aynı şekilde, falan profesör ahlaksızdır dediğim zaman, illa da, o adam yolsuzluk yapıyor demiyorum. Son on yıldır tek bir kitap okumadığı halde, hala ameliyat yapma cüretini kendisinde buluyor, tembelliğinin masada bıraktığı canlara kayıtsız kalabiliyor diyorum. Türkiye'de profesör olmak için iki yabancı dil bilmek gerekirken, bir dil olsun bilen profesör sayısı parmakla sayılacak kadar azdır diyorum. Bir bilimi ona doktorluk edebilecek kadar iyi bildiklerini iddia ettikleri gibi bir Büyük Yalanı paylaşırlar. (burada kelime oyunu yapıyordu Günay. Profesör kelimesinin 'iddia etmekten' türediğini, 'doktora yapmanın' bir bilimi revize ya da tedavi edecek seviyeye ulaşmak demek olduğunu hatırlatıyordu.) Bu yetersiz insanlar zamanla öyle bir şebeke, bir mafya oluştururlar ki iktisattaki kötü paranın iyi parayı kaçırması ilkesi gibi 'sahici' profesörlere hatta 'sahici' profesör olma yolundakilere geçit vermezler.
Türkiye'de istisnasız her alanda yaşanan facia budur. Zabıta rüşvet almayanı barındırmaz; politika yalan söylemeyeni; piyasa sözüne sadık tüccarı. Bu kıyım böyle gider"
Viva La Muerte! -
Sayfa 47
-