Esasen bütün "nev"leri severler!

"Vay Nevsal Hanım" dedi, "siz misiniz? Hiç görünmüyordunuz. Adeta kendinizi bana arattınız. Oldu mu ya, Nevnihal'im? Nedir o zarf?" Kendisine ilk defa alıcı gözüyle baktığını Nevsal anladı. Hem bakıyor, hem de kızın anlamadığı lisandan bir şeyler mırıldanıyordu. Fransızca bilseydi bunların âşıkane, mutasavvıfça sözler olduğunu anlardı: Je lis, j'entends le cieı; car le ciel c'est toi-memel diyordu. Hocahanım'ın fettan kızı hemen şımardı: "Bilmediğim şeyler söylüyorsunuz, cahilliğimi yüzüme vuruyorsunuz." "Estağfurullah! Birden coştum da kendimi tutamadım. Söylediğim mısranın manası şudur: 'Okuyorum, okurken Allah'ı duyuyorum; zira sen ondan başkası değilsin!'" "A! O nasıl söz öyle? Günaha girdiniz." "Günaha giren benim. Günaha sokan sensin Nevsal. Bu ismi kim seçmiş?" "Beğeniyor musunuz?" "Hem de nasıl? Esasen bütün 'nev'leri severim; hele senin gibi 'nevbâve' ve 'nevber'leri, yani turfanda meyve ve çiçekleri... 'nevbahar'ı, 'nevcivan'ı, 'nevarus' ve 'nevnihal'i... 'nevruz'ları 'nevhiz'leri, hülasa hep yeni yetişmiş, taze ve körpeleri! Çiçek olsun, yemiş olsun, gün sene ve insan olsun, daima böylelerini! Başta Nevsal!"
Refik Halid Karay - Kadınlar Tekkesi - Sayfa 444

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
701
Baskı Tarihi
2009
Yazılış Tarihi
1941
ISBN
978-975-10-3025-2
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İnkılâp
1888 yılında Beylerbeyi’nde doğan Refik Halid, 18.yüzyıl sonlarında bir kolu Mudurnu’dan İstanbul’a göçen Karakayış ailesindendir. Galatasaray Sultanisi ve Mekteb-i hukuk da okuyan yazar, Meşrutiyet sıralarında gazeteciliğe başlamıştır.Kısa sürede üne kavuşmuş Fecri Ati edebiyat topluluğunun kurucularından olmuştur. Kirpi adıyla taşlamaları ve siyasal yazıları sonucu İttihat Terakki hükümetince Anadolu ‘nun çeşitli illerinde 5 yıl sürgüne gönderilmiş, ancak 1.Dünya Savaşı’nın son yılı İstanbul’a dönebilmiştir.Dönüşünde Robert Kolej’de Öğretmenlik, Sabah Gazetesi başyazarlığı, ilk kez Posta-Telgraf Genel Müdürlüğü yapan Refik Halid, bu ara tanınmış Aydede mizah dergisini de çıkarmıştır. Bazı siyasal davranışları yüzünden memleketten ayrılmak zorunda kalan yazar, Haleb’e yerleşerek Vahdet Gazetesini çıkarmış, Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasında yazıları ve çalışmaları ile katkıları olmuştur. 1938’de yurda dönen Refik Halid, çeşitli dergi ve gazetedeki günlük yazıları ve 20 kadar romanı ile yaşamını sürdürmüştür. 18.7.1965 tarihinde İstanbul’da ölen yazar; tekniği, dilinin güzelliği, taşlamalarının inceliği ve tasvirlerinin kuvveti ile ün yapmış, Modern Türk Edebiyatı’nın temel taşlarından biri olmuştur. (Arka Kapak)