Biz bilemeyiz; herhalde onda bir tecelli sezmiştir.

Neden Altını Çizdim?
Bu cümleler başkalarında nasıl etkiler yapıyor bilmiyorum ama bende tiksinti uyandırıyor.
Memhure istemeye istemeye civarda Saraçhanebaşı'ndaki evine gittikten sonra kalanlar küçük bir odada baş başa verdiler, birer kahve içtiler, Afitap anlattı: Neşide büsbütün dayanmış; bir daha konağa ayak basmayacağını, ısrar ederlerse anasının yanına kaçacağını söylüyormuş. Öyle şirretleşmiş ki! İlave etti: "Bey de tutturdu; bir türlü vazgeçmiyor. Bu toy, yavan kızda ne buluyor bilmem!" Melal epeyce ukala ve biraz da heyecanlı tavırla cevap verdi: "Biz bilemeyiz; herhalde onda bir tecelli sezmiştir. Asıl olan Neşide'nin kendisi değildir; verdiği muhabbettir. Aşk perdede iyan olunca Hûda'dan başka ne varsa gözden nihan olur. Aşk sıfata değil, 'zat'a yetiştirir. 'Aşk ister Yaratan'a, ister yaratığa tapışın şeklinde tecelli etsin bir mabuddur' diyor Shakespeare! Fakat en güzelini Michelangelo söylemiştir: "Aşk, Allah'ın kendisine kadar yükselmesi için insana verdiği kanattır.' Fuzuli için ise, her neşenin kaynağı aşktır. Fakat Buda aşkı daha belagatle izah etmiştir: 'Kâinatta bir ruh vardır, bu da aşk olan Allah'ın ruhudur. Mesafeler, hava, okyanuslar, arz, hayvanlar ve nebatlar, yıldızlar ve rayihalar, hepsi o şekilleri alan aşktır." Biraz durdu: "Fakat," dedi, "hazret aşkı büsbütün başka türlü anlatır; der ki: 'Aşk ideal bir nura ulaşmak ve bu nur içinde safa bulmak için ruhun pervaneleşmesidir; lamba ateşinde yanıp kavrulan pervane bir âşık değil, yolunu şaşırmış sersemdir.' ne güzel söz"
Refik Halid Karay - Kadınlar Tekkesi - Sayfa 20

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
701
Baskı Tarihi
2009
Yazılış Tarihi
1941
ISBN
978-975-10-3025-2
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İnkılâp
1888 yılında Beylerbeyi’nde doğan Refik Halid, 18.yüzyıl sonlarında bir kolu Mudurnu’dan İstanbul’a göçen Karakayış ailesindendir. Galatasaray Sultanisi ve Mekteb-i hukuk da okuyan yazar, Meşrutiyet sıralarında gazeteciliğe başlamıştır.Kısa sürede üne kavuşmuş Fecri Ati edebiyat topluluğunun kurucularından olmuştur. Kirpi adıyla taşlamaları ve siyasal yazıları sonucu İttihat Terakki hükümetince Anadolu ‘nun çeşitli illerinde 5 yıl sürgüne gönderilmiş, ancak 1.Dünya Savaşı’nın son yılı İstanbul’a dönebilmiştir.Dönüşünde Robert Kolej’de Öğretmenlik, Sabah Gazetesi başyazarlığı, ilk kez Posta-Telgraf Genel Müdürlüğü yapan Refik Halid, bu ara tanınmış Aydede mizah dergisini de çıkarmıştır. Bazı siyasal davranışları yüzünden memleketten ayrılmak zorunda kalan yazar, Haleb’e yerleşerek Vahdet Gazetesini çıkarmış, Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasında yazıları ve çalışmaları ile katkıları olmuştur. 1938’de yurda dönen Refik Halid, çeşitli dergi ve gazetedeki günlük yazıları ve 20 kadar romanı ile yaşamını sürdürmüştür. 18.7.1965 tarihinde İstanbul’da ölen yazar; tekniği, dilinin güzelliği, taşlamalarının inceliği ve tasvirlerinin kuvveti ile ün yapmış, Modern Türk Edebiyatı’nın temel taşlarından biri olmuştur. (Arka Kapak)