Sayfa Sayısı
233
Baskı Tarihi
2009
Yazılış Tarihi
2009
ISBN
978-605-114-107-7
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Sadık Yalsızuçanlar'ın derlemesiyle.
Ardından
Fethi Ağabey gitti. Hepimize bir kalbimiz bulunduğunu, gözü yaşlı olmak gerektiğini anlatarak gitti.
İki üç saat süren sohbetlerinden sonra, gafletimizin derinliklerinden çıkarıp, kalbimizin ve omuzlarımızın üzerine koyduğu sorumluluğumuzun tahammül edilmez ağırlığı ve hüznü içerisinde evlerimize dağılırdık.
Bir mahalleye imam olmuşsak, kısa süre sona o mahallenin bakkalı, manavı terazi hakkını korumaya başlıyor muydu, başlamıyor muydu?
Bir yere memur olmuşsak o memuriyetin ehli miydik, değil miydik, mesai arkadaşlarımız bir süre sonra dillerinden küfürleri bırakıyor, kadın, içki, kumar kelimelerini yanımızda ağızlarına almaya korkuyorlar mıydı, korkmuyorlar mıydı?..
Bunlardı mesele. Girdikleri her yerde, ahlâksızlığı, çürümeyi, yabancılaşmayı, kalp katılığını zapt altına alabilecek insanları bu şahsiyet noktasına getirebilecek yegane unsur olan İslâm’ın, bizden uzak, yaşamadığımız, kabuğun altındaki o büyüleyici parıltılarını birbiri ardına önümüze boşaltıyor, içimizin bilmediğimiz o kederli açlığını ayaklandırıyor, bir kaç gün çöllere düşmüş gibi yalnızlık çekiyorduk.
Cahit Zarifoğlu
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
219
Baskı Tarihi
mayıs2009
Yazılış Tarihi
1980
ISBN
975-8180-09-7
Baskı Sayısı
19. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Editörü
Suat ak
Gaflet
Hani çocuklar muziplik olsun diye birbirinin, yahut büyüklerin arkasına kağıttan bir kuyruk iliştirirler ya...
Sonra kuyruk taktıklarının hiçbir şeyi farketmeyişleri karşısında kıs kıs gülerler. Bu, gafletin çocuk ruhiyatında uyandırdığı gülünçlük hissinden gelir. Bütün komiklikler de aşağı yukarı aynı duyguya dayalıdır.
Ceketinin yakasını düzeltmeyi unutan, yeleğini bir ilik farkıyla düğmeleyen, yediği yemekten çenesinde bir parçacık kalan insanlara güleriz. Niçin?..
Gaflette oldukları için... Hele bu iş pabuçlarını ters giymeye kadar varan bir mübalağa derecesine vardı m, yapanın aklından şüphe etmeye kadar gideriz.
Şu marangoza da bakın!.. Birtakım tahtaları kesip biçerek kafasındaki şekle göre kutuya benzer bir şeyler yapıyor.
- Nedir o yaptığın?
- Tabut...
- Kendin için mi yapıyorsun?
- Ne münasebet!.. Ismarladılar, yapıyorum.
- Peki, yarın senin için de başka bir marangozun bu işi yapacağını düşünmüyor musun?
- Düşünmüşüm ne çıkar?.. Bu tabuta girecek olan ölü bunu düşünmüş müdür ki, ben de düşüneyim?..
Ve bu son cevap, tabut çakanların verebileceği en doğru karşılık...
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
527
Baskı Tarihi
Aralık 2009
Yazılış Tarihi
2009
ISBN
978-975-21-1192-9
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Mütercimi
Petek Demir
Orijinal Adı
The Lost Symbol
Sandığından daha yakınlar...
Langdon dikkatle dinledikten sonra, "Bilimden çok kulağa sihir gibi geliyor," demişti.
Katherine şakacı bir tavırla göz kırpmıştı. "Sandığından daha yakınlar Robert."
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
285
Baskı Tarihi
1996
ISBN
975-94832-0-3
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Mütercimi
Metin Karabaşoğlu
Orijinal Adı
Pensées
Eğlence ve oyalanma
İnsan gerçekten mutlu olsaydı, eğlenip oyalanmaya daha az zaman ayırdığında, daha fazla mutlu olurdu. - azizler ve Tanrı gibi. "Evet ama, eğlenip oyalanmaktan neşe duyan biri de mutlu değil mi?"
Hayır: Çünkü eğlence ve oyalanmada her nereden gelirse gelsin, dışarıdan gelen bir neşe sözkonusudur. Durum bu olduğuna göre, mutluluğunu eğlencede arayan bir insan dışa bağımlı bir insandır. Ve, bizi kaçınılmaz bir biçimde eleme maruz bırakması muhtemel binbir hal yüzünden huzursuzluğa düşmeye açık durumdadır.
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
406
Baskı Tarihi
Haziran 2007
ISBN
9944-125-12-1
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
Gaziemir / İzmir
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
Son Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin Dramı
Hükümetin baskısını ve Sabri Efendi'nin Yunanistan'dan ayrılmak üzere olduğunu duyan Yunan kilisesi ileri gelenleri, kendisini ziyaret ederek, hükümetin buna hakkı olmadığını ve dava açmasını ve kendilerinin ona destek olacaklarını bildirmişler.
Sabri Efendi şöyle söylerdi:
Bu yola başvursaydım, belki kalabilirdim. Ama nereye gömüleceğim endişesi beni çok rahatsız etmişti. Ayrılmak için teşebbüslerime devam ettim.
Mısır, Şam, Bağdat ve daha Müslüman bilinen hükümetlere yazıp müracaat ettim:
"Ben filânım, dünkü Osmanlı Devleti'nin şeyhülislâmıyım. Pasaportum yok. Memleketinize, misafir veya mülteci olarak gelmek istiyorum. Her ne şekilde kabul ederseniz... Pasaport mu gönderirsiniz, davet mi edersiniz, bir lise pase, sefer kâğıdı mı verirsiniz, bir şey verin. Atina'da bulunan konsolosunuza bildirin."
Hepsinden "özür mektupları" geldi. İsteğimi yerine getiremedikleri için özür beyan ediyorlardı. Tekrar yazdım:
"Yahu, Müslümanların şeyhülislâmına bir lise pase veremeyecek kadar acz içinde iseniz, o köşelerde ne diye oturuyorsunuz? Sizler, devlet başkanı, hükümet reisi değil misiniz? Bu kadar acz içinde misiniz? Ölürsem nereye gömüleceğim? diye korkuyorum. Bir şeyhülislâmı, şu kadar yüz milyonluk bir Müslüman dünyasının şeyhülislâmı ölecek de gavur kabristanına gömülecek, bunun mes'uliyeti, ân, namusu kime aittir? Ne oturuyorsunuz o köşelerde öyleyse?" dedim.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
167
Baskı Tarihi
2010
ISBN
978-975-05-0263-7
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Can Cankoçak-Murat Gültekingil
Sıkı bir dostluk... Aslında hikâye onların hikâyesi, Ender’in ve Çetin’in... Günün birinde hayatlarına bir genç kız girer. Şimdi düşünme, hatırlama ve kendini didikleme zamanıdır.
“Nihal’e başından beri olduğumuzdan farklı göründük. Böyle gerekmişti. Koruyucu, kollayıcı, soğukkanlı, ne yapması gerektiğini bilen, Nihal düzgün yürüsün, üniversiteyi uzatmadan bitirsin, yaşadığı felaketten makul adımlarla uzaklaşsın diye asfalt döşeyen iki orta yaşlı, deneyimli erkek. Biri göbekli, diğeri kel.”
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
544
Baskı Tarihi
2010
Baskı Sayısı
0. Baskı
Büyük hakîmlerden Atâullah İskenderî Hazretlerinin mârifet ve hakikat taliplerine değerli öğütler içeren eşsiz eseri "El-Hikem" hakkında mutasavvıflar, "Namazda Kur'an'dan başka bir kitap okumak caiz olsaydı, 'Hikem' okunurdu." dediler.
Kurtuluş, Mârifet, Vuslat
Şeyh-i Ekber Muhyiddin Arabî Hazretleri üç tecelliye (ef'âl, sıfat, zat) işaret buyurarak: "Her kim halkı Allah ef'âlinin masdarı görürse, fâiz-i necah olur (kurtulur). Sıfatullahın mazharını görürse, ârif olur. Sırf yok olduğunu anlarsa vâsıl-ı ilâllah olur (Allah'a kavuşur)." buyurmuştur.
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
544
Baskı Tarihi
2010
Baskı Sayısı
0. Baskı
Büyük hakîmlerden Atâullah İskenderî Hazretlerinin mârifet ve hakikat taliplerine değerli öğütler içeren eşsiz eseri "El-Hikem" hakkında mutasavvıflar, "Namazda Kur'an'dan başka bir kitap okumak caiz olsaydı, 'Hikem' okunurdu." dediler.
23. Hikmet
Ey insan, hayatının sayılı nefeslerinin her birinde Cenab-ı Hakk'ın senin için takdir ettiği bir ş vardır ki, onu elbette icra eder.
Teneffüs ettiğin her bir nefes hakkında ey sâlik
Tecelligâh-ı takdîr-i kadîm-i Rabb-i İzzet'tir.
Nefesler Hak Teâlâ'nın biçtiği kaderin zarflarıdır. Her bir nefeste nimet, belâ, tâat ve mâsiyetten her ne takdir olunmuşsa, elbette onu Cenab-ı Hak ortaya çıkaracaktır.
"Nefesin canı var, tutmayana ziyanı var."
Bu söz, insana ait sayılı nefeslerin, kaderin zarfları olduğunu belirtir. Nefesler insana verilmiş emanetlerdir, çünkü ömür sermayesidir, izzet ve saadet mayasıdır. Onun daralması ölümdür, genişlemesi de hayat...
Ezelde yazılmış olan kaderin hükümleri, kulun işlerinin teferruatını kaplayıp kuşatmıştır, onların hepsi ilâhî hakları gerektirir. İlahî hakların insan nefesleriyle ortaya çıkmış olması, insan nefeslerinden ahirette hesap sorulmasını icap ettirmiştir. Bu durum nefeslerin dünya işlerinde Allah rızasına uygun olarak harcanmadığında, kişinin cezaya uğramasını gerekli kılar.
Şu halde edepli sâlik, her nefeste edebi korumalı ve Rabbini düşünmelidir ki, bütün işlerinde Hak yolunda gidebilsin ve kudsî nefes sahiplerine uyabilsin.
"Allah'a giden yollar, mahlûkatın nefesleri sayısıncadır." sözünün manası işte budur.
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
544
Baskı Tarihi
2010
Baskı Sayısı
0. Baskı
Büyük hakîmlerden Atâullah İskenderî Hazretlerinin mârifet ve hakikat taliplerine değerli öğütler içeren eşsiz eseri "El-Hikem" hakkında mutasavvıflar, "Namazda Kur'an'dan başka bir kitap okumak caiz olsaydı, 'Hikem' okunurdu." dediler.
Carpe Diem
Yine o Hazret(Sehl bin Abdullah Tüsterî Hazretleri)'e soruldu:
"Gerçek derviş ne vakit rahat bulur?"
Cevap verdiler:
"İçinde bulunduğu vakit ve zamandan başka vakit ve an düşünmediği vakitte rahat bulur."
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
285
Baskı Tarihi
1996
ISBN
975-94832-0-3
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Mütercimi
Metin Karabaşoğlu
Orijinal Adı
Pensées