anarşi

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
278
Baskı Tarihi
1990
Yazılış Tarihi
1976
ISBN
975-437-035-4
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Objektif serisinin sekizinci kitabı.

Bir Dostumla Hoşbeş (Anarşi - Nizam)

Batı Anadolu'nun ıssız bir kıyısında, balık ve hayal avlamakla günlerini geçiren san'atkâr bir dostum vardır. Ressam ve hikayecidir. Arada bir İstanbul'a gelir ve orada avladığı balıkları değil, resimleri ve hikâyeleri beraberinde getirip müstear imza ile gazetelere verir. Akidesinden ziyade mizacıyla soldur. Bazan o kadar taşar ki, sosyalizmin tam zıddı azgın bir ferdiyetçiliğe yuvarlanır. Mizacı onu nereye götürürse götürsün, herhangi bir akidenin kaba sofusu olmadığı için, kendisiyle, insanca konuşulabilen sıcak ve ferah bir ruh adamıdır. Geçen yıllardan birinde onunla Beyoğlu pastacılarından birine girdik. Anarşiyi övdü. O kadar güzel övdü ki, şahsiyetten bir kırıntı nasibim olmasaydı ve bir kaç kadeh parlatsaydım, önümde ne varsa devirebilir, karınca kararınca, nizam denilen kıymete bir kaç tekme indirebilirdim. Fakat onun ihtirasları, dört nala, anarşiye doğru koştukça, ben bilakis, sırtımı o anda bir misyoneri olduğumu sezdiğim nizama dayamış, cevaplarımı hazırlıyordum. Bitirdi. Sordum. - Sen tuttuğun balıktan daha şerefli misin? - Tabiî, dedi, tutuyorum ve onu yiyorum. - İnsandan üstün kıymet var mıdır? - Yoktur. - Bana insanın elinden çıkma bir tek eser göster ki, sıkı bîr nizamın ifadesi olmasın: Karışıktan düzgüne, dağınıklıktan disipline geçişin ifadesi olmasın. Şu tepemizde yanan ışık, insanın elinde, tabiattaki darmadağınık elektrik unsurlarının bir aydınlık nizamına girmesinden başka nedir? Şu vazo bu şekil nizamını insanın elinden başka nereden almıştır? Şu kapı marangozun elinden çıkan ne harikulade bir disiplin! Şu pencereler ve masalar şu insanlar ye grup, halinde oturuşları, madde ve fonksiyon, herşey, tabiata ve insana ait herşey, chaos'tan nizama ve şemaya doğru bir süzülüş ve toplanış değil mi? Tabiat ve cemiyet nizamında taazzuvdan ve birlikten ayrılmaya, teklenmeye ve bölünmeye doğru her gidiş, geriye doğru bir gidiş değil mi? Bu dükkânın ve ona bağlı disiplinlerin yıkılması mı bir ilerlemedir, yapılması mı? Saçları havada ve boyun bağı çarpık dostum, öyle şeker adamdı ki, "vallahi haklısın be!" diye tasdik etti ve farkında olmadan, disipline doğru giden Bir el hareketiyle boyunbağını düzeltti. Belki yıllardan beri kullanmadığı tarağı da, benden ayrıldıktan sonra alacaktı. Tasvir, 6 Haziran 1945

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
139
Baskı Tarihi
1999
ISBN
975-437-02-30
Baskı Sayısı
9. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ötüken
Yazar bu romanında Tanzimat'tan kopup gelen, Millî Mücadelede ve sonraki yıllarda alevlenen batılılaşma hareketlerinin Türk tipindeki ve cemiyetindeki etkilerini incelemektedir. Birbirinden giderek kopmaya ve birbirini reddetmeye başlayan iki hayat tarzı arasında yaşanan çatışma ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Tramvay yoluyla birbirine bağlanan ama birbiriyle bağdaşması mümkün olmayan iki semt: Fatih ve Harbiye. Bir genç kızın bu ikisi arasındaki gelgitleri, madde ile mana, albeni ile muhteva, göz ile kalp arasındaki çırpınışlarının hikâyesidir.

Derbederlık

On beş yirmi günden beri Şinasi bu odada hiçbirşeyi düzeltmek için uğraşamamıştı. Manzara berbat. Sanki fırtınalı bir gecede bütün pencereler açık kalmış ve rüzgâr odanın bütün hafif eşyasını yerinden oynatmış, öteye beriye savurmuştu. Bu manzara da Şinasi'yi rahatsız etti. O, her zaman süflî ve derbeder bir adam değildi. Hep kendi eliyle düzelttiği odasında, bazen hendesî bir itina ve her eşyaya en güzel mânasını veren bir intizam vardı; Şinasi derbederlikten en muntazam adam kadar nefret ederek derbeder olmaya mecbur kalırdı ve bu, derunî anarşisinin akislerini eşyada da görmeye mahkûm olduğu zamanlara mahsus, zarurî bir perişanlıktı.