Türü
Roman
Sayfa Sayısı
466
ISBN
9944486903
Baskı Sayısı
0. Baskı
İskender Pala'nın bir müzayededen satın alıp içindekileri yalınlaştırarak yayınladığı "Yek Cinayet Şast u Şeş Sual" (66 Soruda Cinayet) adlı elyazmasıdır.
Kahramanlarımız bir cinayetin peşinde koşuyor, bu sırada bir çok tarihi sima da olaya karışıyor. Arka planda tüm şatafatıyla Lale Devri, ön planda ise kadife yapraklarıyla lale ve tabi ki aşk...
Neden Altını Çizdim?
Değerli arkadaşlar kitaptaki en sevdiğim satırlar bunlardır. Laleciye evlatlık olan Yusuf'un hasta yatağındaki sözleridir. Laleci çelebi burada daha fazla dayanamayıp sözünü kesiyor. Ama ben keşke devam etseydi demekten kendimi alamadım. Alegorisi çok güzel..
Ben bir gelincik..
Efendim, beni de bahçende açan bir lale say artık. Hani anlattığın o atın terkisinde diyardan diyara dolanıp da sonra İstanbul’da vatan tutan lale gibi. Ben de o lale gibi şu şehirde kapıdan kapıya dolanıp senin eşiğinde kendime yurt edinmedim mi?.. İşte bak, onun bağrındaki yara gibi benim de bağrımda bir yara var artık. Onun ince dalı üzerindeki kadehte alevler, benim zavallı gönül kadehimde yangınlar… Onun ateşi renginden, benimkisi dumanından bilinir. Onun her yerde başka lakabı, benim her menzilde başka adım var. Binlerce adım olsaydı hiçbiri sizin şefkatli sesinizdeki “oğulcuğum!” gibi olamazdı. Tıpkı milyonlarca lale yetiştirenlerden hiçbirinin, sizin ‘katre-i matem’e verdiğiniz kıymeti veremediği gibi. Ama beni kaybettiğiniz vakit katre-i matem kadar üzülmeyiniz, beni bahçenizin dışında açılmış bir gelincik, bir şakayık sayınız. Gelinciğin ömrü laleden az olur ya, dalımın kırıldığını, yaprağımın dağıldığını…”