Yahudi

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
330
Baskı Tarihi
2002
ISBN
9757012254
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
YGS
Yalçın Küçük'le Şebeke Adlı Kitabı ve Edebiyat Üzerine Söyleşi... (Ahmet Yıldız) (Edebiyat ve Eleştiri, Ocak/Şubat 2002, sayı: 59) Ahmet Yıldız : Edebiyata ilginiz nereden geliyor? Bir iktisatçı ve bilim adamı olmanıza karşın sezgilerinizin bilgiden önce geldiğine inandığınızdan mı? Türk-İslam “taarruzu”na karşı saldırı için mi? Ayrıntı merakınızdan mı? Yoksa toplumsal değişme ve patlama önce edebiyatta sanatta başlar yargısından mı? Yalçın Küçük : Doğrusu sorularınızdan beni en çok yadırgatan bu soru oldu. Çünkü böyle bir soru ile karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Neden?

Memleket..

Savaş bitti mi; hangi savaş bitti ki, savaşın, bir tarafın diğerinin iradesini esir alıncaya kadar sürdüğünü kabul ediyorsak, bitmemiştir. Uzun tarihte bu kesit sanıldığından kısadır; bununla birlikte birikimsizler ve yeteneksizler cephesinin daha çok mevzii elinde tuttuğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Ancak ellerindeki mevzide yalnızca korkuyorlar; davranışları, kendilerine ihanet halindedir. Sığınak aradıklarını görüyoruz, Avrupa’da buluyorlar; bütün yetenekleri öldürdüler, bütün birikimleri yok ettiler, Üçüncü Selim’den bu yana her türlü kazanımı kazıdılar ve karşılığında servet biriktirdiler ve şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler, sirkatten başka türküleri kalmadı, cehalete methiye düzmeye başladılar, artık haklı ve sığınağa muhtaçtırlar. Öyleyse, Avrupa artık, korsan limanlarını hatırlatmaktadır. Fakat “hem giderim hem ağlarım” havasındalar; Avrupa’nın kağıt üzerinde kabul ettiği özgürlükleri kullanılmaz yapan mekanizmaları tümüyle yerleştirmeden veya yerleştirdiklerinden kesinlikle emin olmadan, Avrupa limanına girmekten korkuyorlar, Avrupa’ya mehter adımlarıyla yürüdüklerini tespit edebiliyoruz. Demek özgürlükler söz konusu olduğunda, Sultan Hamit’ten çok daha vesveseli bir nizamla karşı karşıyayız. Bu nizamda , Sultan Hamit’e en çok karşı görünenler en yakın duruyorlar. Türkiye’de bilim kapısı, görünürdeki paradoksların arkasında yatan tutarlılıklardadır. Her yetenek ve her birikim, embriyonik halde, güç beslemektedir; bu da bağımsızlığa bir kapı demektir. Eylülizmin kendisini sürdürebilmesi ise, bir yandan Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ne bağlanmak, Yahudilik burada katalizör misyona sahiptir ve diğer yandan ve daha önemli olarak, yeteneksizliğe tapınmakla mümkündür. Sessizlerden erkek şarkıcı, mafya babalarının metreslerinden kadın şarkıcı, kekemelerden konuşmacı, dişleklerden film yıldızı, banker faciası yöneticilerinden bestekâr yapılması işte budur; yetenek ve birikime karşı bir intikam savaşı görüyoruz.