Yunan

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
540
ISBN
978-975-802-04-92
Baskı Sayısı
2. Baskı
Yayın Evi
Güncel Yayıncılık
Mütercimi
İsmail Yerguz
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amazonya'ya yerleşen 84 yaşındaki Elgar Grosrouvre, matematik fakültesinden eski arkadaşı ve Paris'te sahaflık yapan tekerlekli sandalye mahkumu Pierre Ruche'e çok değerli bir matematik kitapları kolleksiyonunu gönderdikten sonra evinde çıkan bir yangında ölür. Elgar, Pierre'e yazdığı mektuplarda ünlü matematikçi Fermat ve Goldbach'ın teoremlerini tanıtladığını yazmaktadır. Yangından kurtulan Elgar'ın papağanı "Nofutur", değerli kuş kaçakçılarının sayesinde Paris'e, Pierre'nin safah dükkanı "Binbir Sayfa"ya rastlantı sonucu ulaşır.

Yunan Matematikçiler

- Mösyö Ruche, anlattıklarınızı ilginç bulmadığım için değil ama bilemeyeceğim, Sokrates ve Kalamarla yapılan bu uzun yolculuktan sonra hatırlayabilecek misiniz sorumu:Niçin Yunanistan’da ve başka bir yerde değil? Diye ısrarla sordu Léa. - Geliyorum, oraya geliyorum. Thales, Pythagoras, Metapontionlu Hippase, Sakızlı Hippokrates, Demokritos, Theethetos, Tarentumlu Arkhytas, bildiğimiz kadarıyla matematikle ilgilenen bütün bu Yunanlı düşünürler kimdiler, hayatta ne yaptılar, toplumdaki yerleri neydi? Babilli ya da Mısırlı hesap yapan matematikçiler gibi ne köleydiler ne de devlet görevlisi; onlar hesabın ve bilginin tekelini ellerinde bulunduran yazıcı ya da rahip kastına dahildiler. Yunanlı düşünürler hiçbir otoriteye hesap vermezlerdi. Ne iş yapacaklarına karar veren ya da araştırma ve incelemelerini sınırlayan bir kral ya da baş rahip yoktu başlarında.Yunanlı düşünürler özgür insanlardı!Ama… …Ama, görüşlerini meslektaşları arasında savunmak zorundaydılar. Mösyö Ruche Léa’ya şöyle bir açıklama yaptı: Bu adamlar bir “okul” içinde yer aldıklarında bile kendi başlarına, bağımsız birer düşünürdü ve yepyeni bir toplumsal konumdu bu. Bireyler olarak, düşünce özgürlüklerinden yararlanarak, tezler ileri sürme, teoriler geliştirme haklarını kullanarak kendilerini ifade ediyorlardı. Üretimlerinden sorumluydular ama özel bir otorite karşısında değil, onların görüş ve düşüncelerini eleştirmek, bunlara karşı çıkmak, bunları reddetmek hakkına sahip herkes karşısında. Siyaset alanında yurttaşlardan hiçbir farkları yoktu, entelektüel alanda ise düşünce adamlarıydılar.