Bu komiserin tuhafıma giden bir işini öğrenmiştim: Çorum'da mektup sansörüydü, İstanbul'da, evime ve aileye yazdığım mektupları da sansörden geçiren oydu. Aylarca
süren bu vazifesinin sonunda, giderken cebinden bir defter çıkardı:
"Bakınız, dinleyiniz, beğenecek misiniz?"
Yüreğim küt diye attı; ruhuma bir kasvettir çöktü. Edebiyat âleminde şöhret yapmamış edebiyat meraklılarıyla amatör muharrirlerin yazılarını dinlemek beni son nefesinde bir adamın vasiyetini dinlemek kadar sıkar, yeise düşürür. Fakat ne çare, gözlerimi açıp dudaklarımı yayarak yüzüme bir yapmacık alaka maskesi taktım; pek merak etmişim gibi de şöyle iskemlemde kurulu yay gibi, göğüs ileride, gerildim. İçimden ise bezgin, kof, tembel, dermansızdım. Yüreğimin ılık ılık, gıcıklana gıcıklana boşaldığını duyuyordum.
Bilir, tanır gibi olduğum birtakım cümleler, birbirlerini tutmaz parçalar okuyordu. Doğrusu pek de yabana atılacak yazılar değil, amma ne baş var ne ayak... Neden sonra "A!" diye haykırdım:
"Bunlar benim mektuplarımdan alınmış!"
"Evet," diye cevap verdi. "Sansör iken beğendiğim yerleri defterime kaydederdim."
Deli -
Sayfa 50
-
Sayfa Sayısı
190
Yazılış Tarihi
1930
ISBN
978-975-10-3118-1
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Aslıhan Karay Özdaş
Bence, Refik Halit’in affı kararı üzerinde bu içli yazılarının tesiri büyük olmuştur. Atatürk’ün bunları okuyup duygulandığını yakından biliyorum. Fakat, birkaç zamandır gönlünde beslemekte olduğu bu af arzusunun nihayet kanuni bir şekilde uygulanmasına yol açan yazı –buna bir eser de diyebiliriz- öyle sanıyorum ki, Refik Halit’in Deli adlı küçük bir komedya kitabıdır.Atatürk, hiçbirimizin görmediği bilmediği bu eserciği nereden bulmuştu ve ona kim göndermişti hatırlayamıyorum.