Deli

Sayfa Sayısı
190
Yazılış Tarihi
1930
ISBN
978-975-10-3118-1
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İnkılap Kitabevi
Editörü
Aslıhan Karay Özdaş
Bence, Refik Halit’in affı kararı üzerinde bu içli yazılarının tesiri büyük olmuştur. Atatürk’ün bunları okuyup duygulandığını yakından biliyorum. Fakat, birkaç zamandır gönlünde beslemekte olduğu bu af arzusunun nihayet kanuni bir şekilde uygulanmasına yol açan yazı –buna bir eser de diyebiliriz- öyle sanıyorum ki, Refik Halit’in Deli adlı küçük bir komedya kitabıdır.Atatürk, hiçbirimizin görmediği bilmediği bu eserciği nereden bulmuştu ve ona kim göndermişti hatırlayamıyorum. Yalnız, dün geçmiş bir olay gibi noktası noktasına hatırladığım şudur: Bir akşam, Atatürk, sofraya oturduğumuz sırada “Çocuklar,” demişti, “size bu akşam tadına doyum olmaz bir ‘ziyafet-i edebiye’ çekeceğim” ve elinde tuttuğu cep dergisi kıtasında bir kitabı göstererek: “Bu” diye ilave etmişti, “Refik Halit’in, yirmi yıllık bir akıl hastasının, şuuru yerine gelip kendini baştan başa değişmiş bir Türkiye içinde bulunca, tekrar dirilişini gösteren bir tiyatro piyesidir.” Ve gözlüğünü takarak bizzat kendisi okumağa başlamıştı.” (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 71–72) Refik Halid Karay, güncel olaylara getirdiği mizahi yaklaşımın bir örneği olan Deli’de, cumhuriyet sonrası modernleşme sürecinde değişen hayat şartlarını ve hayata dahil olan yenilikleri eskiyle kıyaslayıp okuyucusunugülümsetirken, Ankara ve Karacaoğlan hakkındaki detaylı anlatımı ile de dönemin Ankara’sına ve büyük ozana ışık tutuyor. Arka Kapak

Kaynaktan Diğer Alıntılar

Başlık Altı Çizili Satır Sayfa Azalan sıralama
Baştan taşkın alametifarikaların izalesi Ayten - (soldaki kapıdan girer) Bonjur Büyükbaba! Maruf Bey - Maşaallah benim hanım kızım! Şebnur'u çağırıyordum da... Ayten - Bir şey mi isteyeceksiniz? Ben yapayım. Maruf Bey - Bir sade kahve söyleyecektim... Ayten - Yoo, Büyükbaba! Ben size sade kahve tavsiye edemem! Maruf Bey - O da neden yavrum? Ayten - Bilirsiniz ki; kahvenin bileşiminde kafein vardır, kafein uyarıcıdır, kalp üzerinde etkilidir, yaşlılara zarar verir, atardamarları kastığı gibi sinirleri de yorar. Maruf Bey - Peki, içmem... (biraz daha içeri girer ve yavaş yavaş salona alışır, yerleşir) Sen bunları tifodan yattığın zaman mı öğrendin? Ayten - Ben tifoya tutulmadım ki... Maruf Bey - Ya! Saçların yeni uzuyor da ben tifoya tutulmuşsun sandım. Ayten - Hayır; saç kesmek şimdi modadır. Bugünkü beşeriyet kadınla erkeğin arasında, baştan taşkın bir alametifarika istemiyor. Maruf Bey - Acayip... Erkekler de kadınlara benzemek için öyle taşkın alametifarikaları izale mi ediyorlar? Ayten - Oo... Büyükbaba! Maruf Bey - Yani sakallarını bıyıklarını kaldırıyorlar mı? Ayten - Elbette. Bugün erkekler sakallı bıyıklı değildirler. Babama bakmadınız mı? Maruf Bey - Baban zaten biraz köseydi. Ben yaşlandıkça köseliği artmış sandım. 12
Türkçü ne demek? Anadolu'dan Türk mü getirip satıyor? Maruf Bey - Kuzum Şebnur, bu kız çılgın mı? Şebnur - Ne diyorsunuz, Büyük Beyefendi, onun akıllılığına dünya hayran... 16
Fesuphanallah, alkışlanacak başka rezalet kalmamış mı? MARUF BEY— (Özdemir'e hitaben) Ver bakayım şu gazeteyi... ÖZDEMİR — (Yattığı yerden uzanır) İkdam yanımda değil, Cumhuriyet'i okuyunuz. MARUF BEY — (Ürkerek) Senin ağzından başka laf çıkmaz mı? 20
Başpapaz neden mahrum kalsın? ÖZDEMİR — Büyükbaba ile spordan bahis açmıştık... VACİT BEY — (Maruf Bey'e) Spor, beden-i idman manasına geliyor, cimnastiğin yeni bir tarzı... MARUF BEY— Hah şöyle... Anladım, anlıyorum. 22
Edebiyatçının müthiş çilesi! Bu komiserin tuhafıma giden bir işini öğrenmiştim: Çorum'da mektup sansörüydü, İstanbul'da, evime ve aileye yazdığım mektupları da sansörden geçiren oydu. 50