Neden Altını Çizdim?
Osmanlı zamanında komaya giren Maruf Bey, yaklaşık yirmi sene komadan çıktığında rejim değişmiş, cumhuriyet ilan edilmiş, bıraktığı dünyadan geriye pek bir şey kalmamıştır. Bu hikâyenin mutlaka dizisi, filmi yapılmalı...
MARUF BEY— (Özdemir'e hitaben) Ver bakayım şu gazeteyi...
ÖZDEMİR — (Yattığı yerden uzanır) İkdam yanımda değil, Cumhuriyet'i okuyunuz.
MARUF BEY — (Ürkerek) Senin ağzından başka laf çıkmaz mı? Bu hezeyanları nereden buluyorsun? Muhakkak Avrupa'daki Conlar gönderiyor, o Ahmet Rıza ve hempaları...
ÖZDEMİR — (Daima büyükbabasının sözlerine dikkatsiz) Bu gazeteyi tavsiye ederim, pek asridir. Geçen gün güzellik müsabakası tertip etti, size birinciliği kazanan kızın resmini göstereyim, bayılırsınız.
MARUF BEY— (Gazeteye henüz bakmadan) Rum mu? Galata haspalarından biri olacak, demek şimdi bu karıları müsabakaya sokuyorlar, resimlerini basıyorlar, beğenen...
ÖZDEMİR — Ne Rumu? Bizim Bakırköy'de akrabadan Şefik Bey yok mu, onun kızı... Meliha işte o.
MARUF BEY— (Teessüfle) Ben kızı tanımıyorum amma acıdım, niye böyle piyasaya düştü, babası zaptiye nezaretine müracaat edip men edemiyor mu?
ÖZDEMİR — Anlayamadım, ne buyurdunuz? Şefik Bey'e dün rast geldim, pek memnundu, kızını önüne katmış, azametle Boğaziçi'nde maarif vekilinin yalısına götürüyordu; halk etrafına birikmişti; alkışlıyordu.
MARUF BEY— Fesuphanallah, alkışlanacak başka rezalet kalmamış mı? Demek kendi eliyle götürüyor? Bırak bu bahsi oğlum, yüreğime inecek. (Gazeteye göz gezdirir) Yanlış vermişsin, al bu Tartı... Ben Fransızca bilmem.
ÖZDEMİR — Hangi Fransızca? Elinizdeki gazete Türkçedir.
MARUF BEY — (Tekrar dikkatle bakar, evirir, çevirir) Bu bizim torunlar da galiba hep alaycı... Yahu bunun içinde bir tek kelime Türkçe yok!
ÖZDEMİR — Ha sahi, siz bilmiyorsunuz, eski harflerin pabucu çoktan dama atıldı. Artık Arapça hurufat kullanmak yasak! Latince! Latince!
Deli -
Sayfa 20
-
Sayfa Sayısı
190
Yazılış Tarihi
1930
ISBN
978-975-10-3118-1
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Aslıhan Karay Özdaş
Bence, Refik Halit’in affı kararı üzerinde bu içli yazılarının tesiri büyük olmuştur. Atatürk’ün bunları okuyup duygulandığını yakından biliyorum. Fakat, birkaç zamandır gönlünde beslemekte olduğu bu af arzusunun nihayet kanuni bir şekilde uygulanmasına yol açan yazı –buna bir eser de diyebiliriz- öyle sanıyorum ki, Refik Halit’in Deli adlı küçük bir komedya kitabıdır.Atatürk, hiçbirimizin görmediği bilmediği bu eserciği nereden bulmuştu ve ona kim göndermişti hatırlayamıyorum.