Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
352
Baskı Tarihi
2016
ISBN
9786059801416
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Phoenix Yayınevi
Editörü
Ali Ergur

Anakronik İki Kavram: Anomi ve Yabancılaşma

Toplumbilimci Barlas Tolan'ın 1970'lerin sonlarına doğru, bir doçentlik tezi olarak yazdığı, 1981'de kitaplaştırılarak yayınlanan, belli bir tanınırlığa kavuşmuş özgün eseri "Çağdaş Toplumun Bunalımı. Anomi ve Yabancılaşma", tam bu dönüşüm döneminin sancılarını, eski dünyanın kavramlarıyla anlama çabasıdır. Nitekim anomi ve yabancılaşma kavramları, esasen sanayi kapitalizminin yol açtığı toplumsal sorunlardır. Tolan, yıllar içinde birkaç toplum bilimci kuşağına esin kaynağı olan bu eserinde, hem kuramsal bir bilanço yapmış hem 1970'lerin dünyasının git gide büyümekte olan toplumsal rahatsızlıklarını, erken dönemde teşhis etmiştir. Diğer yandan, aslında farklı yazın ve kuramsal tavırların ürünü olan iki kavramı yeni bir sorunsal içinde buluşturmaya çalışmıştır.

../ Her ne kadar anomi ve yabancılaşma, kitabımızın başlığında ve içeriğindeki makalelerde az ya da çok tartışma konusu olsa da, bu kavramları yeniden canlandırmayı,yeni olgulara onlar ekseninde bakmayı öneren bir model geliştirmeyi hedeflemediğimizi belirtmek isterim. Bu anlamda, "Buruk Şenlik" bir risk alarak, görece anakronik kavramsal bir tartışmaya girmektedir. Ancak amacımızın bu kavramları kuramsal önermelerde merkeze almak olmadığını bir kez daha ifade etmekte yarar görüyorum.

Ali Ergur | Buruk Şenlik (Önsöz, s.9)


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
352
Baskı Tarihi
2016
ISBN
9786059801416
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Phoenix Yayınevi
Editörü
Ali Ergur

Artık 'büyük düşün'ülemeyen bir çağdayız

Artık 'büyük düşün'ülemeyen bir çağdayız. 19. yüzyılın babalar'ının kuramsal modelleme lükslerinden pek azına sahibiz. Ne sınıf (Marx), ne organizma (Spencer), ne rasyonelleşme (Weber), ne kolektif bilinç (Durkheim), ne bütünleşme (Parsons) gibi tümel kavramları büyük modeller oluşturmak için kullanabiliyoruz. Bu durum, kuramların zayıflığı nedeniyle değil,kapitalizmin köklü değişiklikler geçirip insan topluluklarının ilişki düzenlerini kökten sarstığı için böyledir. Artık büyük bir 'toplum' sistemine atıfta bulunarak toplumsalı hayal etmek mümkün değildir. Zira günümüz kapitalizmi, sanayi çağından farklı olarak enformasyon işlemekte, bu da çok daha esnek,akışkan, belirsiz, anlıksal bir eylem mantığını gerektirmektedir. Böyle bir yeniden oluşum, bütünlüğü ve sürekliliği olmayan ilişki biçimlerinin öneminin artışını getirmiştir.


Türü
Roman
Sayfa Sayısı
724
Baskı Tarihi
2004
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İletişim
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak nitelendirilmiştir. Moran'a göre Tutunamayanlar'daki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır. Oğuz Atay, özellikle Tutunamayanlar romanında, modern şehir yaşamı içinde bireyin yaşadığı yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal ahlaka,kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını anlatır. Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır.
Neden Altını Çizdim?
İnsanın canını en çok yaşadıkları değil, yaşayamadıkları acıtırmış ve ben hep derim ki "Hata bile yapsan kendi aklınla yap ki aptallığın budalaca olmasın. Korkmadan yaşamak lazım azizim :)

Kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.

"yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
139
Baskı Tarihi
Eylül, 1998
ISBN
978-975-6963-14-2
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kaknüs Yayınları
Mütercimi
Hüseyin Yazıcı

Vatan Üzerine

"İnsanlar doğdukları yere vatan derler. Onlara göre bu kelime mukaddestir. Vatanlarından ayrıldıkları için gözyaşı dökerler ve vatanlarına özlem duyarlar. Neden? Çünkü oraya alışkındırlar. Vatan, alışkanlıktan öte bir şey değildir. İnsanlar da alışkanlıklarının kölesidirler. Alışkanlıklarının kölesi oldukları için yeryüzünü vatan diye adlandırdıkları küçük bölgelere ayırdılar. 'Bu benim vatanım, şu senin vatanın; vatanının sınırları içinde kal, vatanının sınırlarını aşma; aksi takdirde kılıçla karşılık veririm sana' diye. Kılıç, vatan alışkanlığına ve 'vatanperverlik' adıyla tapındıkları puta kul olduklarından beri insanların boyunlarını hâlâ vurmaya devam ediyor. "

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
389
Baskı Tarihi
2014
ISBN
978-605-86097-8-5 İ
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
Ankara
Yayın Evi
SAGE Yayıncılık

Türkiye’nin güvenlik stratejilerine, yurt içindeki siyasi, ekonomik, teknolojik, çevresel ve sosyo-kültürel problemlerine yönelik bilimsel araştırmalar yapmak; karar alıcılara milli menfaatler doğrultusunda çözüm önerileri, karar seçenekleri ve politikalar sunmak Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM)’nin kuruluş amaçları arasında yer almaktadır.

Uzmanlık

Modern subay kadrosunun profesyonel niteliğini incelemenin ilk adımı profesyonelliği tanımlamaktır. Herhangi bir mesleğin bir hizmet türü olarak ayrıştırıcı özellikleri, o mesleğe özgü uzmanlık, sorumluluk ve birliktir.

UZMANLIK
Profesyonel bir insan, insan emeğinin belirli bir alanında özel bilgi ve becerilerle donanmış bir uzmandır. Uzmanlık, sadece, uzun süreli bir eğitim ve tecrü­be ile elde edilir. Uzmanlık, mesleği, o meslekte bilgi sahibi olmayan insanlardan ayırmak ve meslek mensuplarının göreceli yeterliğini ölçmek için mesleki ehliyete yönelik objektif standartların temelidir. Bu tür standartlar evrenseldir. Bu standartlar bilgi ve beceriye bağlıdırlar ve de zaman ve mekana bakılmaksızın genel kullanımda uygulanabilir özelliktedirler. Sıradan beceri ve sanat sadece şimdiki zamanda varolur ve bunlara, evvelce ne olduğuna atıf­ta bulunmaksızın, varolan bir tekniğin öğrenilmesiyle hakim olunur. Fakat mesleki bilgi, tabiatı itibariyle entelektüeldir ve yazıyla muhafaza edilmeye uygundur. Mesleki becerinin tarihi vardır ve mesleki yeterliğin özünde, bu tarih hakkında belli bir düzeyde bilgi yeralır. Mesleki bilgi ve becerinin geliştirilmesi ve aktarılması için araştırma ve eğitim kurumlan gereklidir. Akademik dergiler, konferanslar ve personelin uygulama ve öğrenim arasında sirkülasyonu yoluyla mesleğin akademik ve uygulama alanları arasındaki temas korunur.

Mesleki uzmanlıkta, ayrıca, normal meşguliyetlerin yoksun olduğu bir genişlik boyutu mevcuttur. Mesleki uzmanlık, toplumun tüm geleneksel kültürünün bir dilimidir. Profesyonel insan becerisini ancak, parçası olduğu bu daha geniş gelenekten haberdar olduğu takdirde başarıyla uygulayabilir. Öğrenilmiş meslekler, sadece toplumun tüm öğrenim yapısının bütünleyici bir parçası olduğundan “öğrenilmiş” mesleklerdir. Buna bağlı olarak, mesleki eğitim iki safhadan oluşur: ilki geniş, liberal ve kültürel arkaplanı, İkincisi ise mesleğin özel becerileri ve bilgisini yerleştirir. Profesyonel insanın liberal eğitimi, normalde toplumun bu amaca adanmış genel eğitim kurumlan tarafından sağlanır. Öte yandan, mesleki eğitimin ikinci veya teknik safhası, bizzat meslek kuruluşları tarafından faaliyeti sürdürülen veya meslekle bağlantılı olan özel eğitim kurumlan tarafından verilir.
 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Marx ve Engels

Durkheim toplumsal düzene odaklanırken, Karl Marx ve çalışma arkadaşı Friedrich Engels toplumsal çatışmaya yoğunlaştı. Marx veEngels siyasal çatışmaya taraftardı ve onlar toplumsal devrimin tarihteki temel itici güç olduğunu ilân ettiler ve onu sınıf-temelli toplumlardan geleceğin (ütopik) komünist sınıfsız toplumuna doğru ilerlemenin bir aracı olarak gördüler.

 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Sosyolojinin temel soruları

Toplum kendi üyelerinin toplamından daha fazla bir şey midir? Toplum kendi başı­na bağımsız bir gerçekliğe ve kendi yapısı içinde yer alanların yaşantıları ve kaderlerini kontrol yeteneğine sahip bir şey midir? Aksine insan, toplumu ve kendi geleceğini kontrol ve belirleme yeteneğine sahip özgür bir fail midir?
 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
360
Baskı Tarihi
2018
Yazılış Tarihi
2014
ISBN
978-605-955-68-04
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
Ankara
Yayın Evi
Hece Yayınları
Editörü
Hayriye Ünal
Mütercimi
Erdinç Yücel - Hasan Yılmaz
Orijinal Adı
Digitale Diktatur - Totalüberwachung, Datenmissbrauch, Cyberkrieg

Arka Kapak:
 

KITLESEL GÖZETIM-VERILERIN KÖTÜYE KULLANIMI-SIBER SAVAŞ

Çok iyi kaleme alınmış etkileyici bir kitap

Deutschlandfunk (Radyo Kanalı)

Dijital Büyük Birader

George Orwell 1984'te "Yalnız olmakla bağlantılı herhangi bir şey yapmak, örneğin hep yalnız yürüyüş yapmak da tehlikeli olabilirdi." yazmıştı çünkü bu "bireyciliğe ve olağan dışılığa” işaret edebilirdi. Google'ın Houston'da bir adamın posta kutusunda çocuk pornosu ile ilgili fotoğraflar bulması nedeniyle bu adamın çocuk pornografisi şüphesiyle Ağustos 2014'te tutuklanması bu duruma uyar. Çocuk pornografisinin yayılması hiç şüphesiz tiksindirici bir şey ve suçtur fakat asıl soru, suç teşkil eden herhangi bir şeye dair başlangıç şüphesi barındırmayan, hakkında mahkeme kararı bulunmayan, somut bir gerekçe olmadan herhangi bir mailin "potansiyel sapma emaresinden” dolayı incelenip incelenemeyeceği sorusudur, aynı zamanda global "Büyük Birader” olarak Google'ın e-mail içeriğini sansürden geçirme, ahlaki veya hukuki merci rolünü üstlenme ve kuralları belirleme yetkisinin olup olmadığı sorusudur. Böylece demokratik kontrol; yasamanın, yürütmenin ve aynı zamanda da yargının kontrolü, tamamen kendi veya hissedarlarının keyfine göre istediği gibi davranan bir şirkete geçmektedir. Bir şeyin "anormal" veya "şüpheli" olduğunu, herhangi bir yazılımcı tarafindan geliştirilen algoritma belirlemektedir. Olayın gerçek saatinde bizzat keşfedememiş olsalar da, normalden sapma gösteren durumlar, güvenlik makamlarına bildirilmektedir. 

Devamlı gözetleme durumu, sadece cezai müeyyidelere yol açmak zorunda değildir. Bu durum ileride kesinlikle farklı sonuçlar doğurur, örneğin kişi kendisi için doğru olmayan bir besin satın aldığı için ya da sağlıklı beslenmediği için, gelecekte sigortaya daha yüksek meblağ ödemek zorunda kalabilir. Mesela araba, tekerlekli bir veri belleği konumunda olursa, hız sınırının aşıldığı durumlar canlı olarak anında bildirilebilir veya daha sonra bu bilgiler kara kutudan alınabilir. Eğer ev Google firma ağına bağlı bir gözetleme sistemiyle donatılmışsa herhangi bir anda sadece ev ısısı değil, aynı zamanda da sigara, içki içilip içilmediği, sesli kutlama yapılıp yapılmadığı da ölçülebilir. Evde kalan kişi sayısının tespiti, televizyon alışkanlıklarının ölçülmesi ve değerlendirilmesi gibi konular ise çocuk oyuncağıdır. Evde kullanılan tüm cihazlar prize takıldığında eski, bozuk veya fazla enerji tükettiği için değiştirilecek olan süpürgenin yerine yenisi Amazon aracılığıyla kapınızın önüne gelmiş olabilir. Büyük Birader politik bir diktatör olmak zorunda değildir: O, günlük hayat için candan bir yardımcı kılığında gelir; diktatör ise sessizce, kendiliğinden onu takip eder. Eskiden, "özgürlük, milim milim ölür” denirdi, bugün ise onun ölümü 'bit' ve "bayt” ölçeğinde olmaktadır. 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
389
Baskı Tarihi
2014
ISBN
978-605-86097-8-5 İ
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
Ankara
Yayın Evi
SAGE Yayıncılık

Türkiye’nin güvenlik stratejilerine, yurt içindeki siyasi, ekonomik, teknolojik, çevresel ve sosyo-kültürel problemlerine yönelik bilimsel araştırmalar yapmak; karar alıcılara milli menfaatler doğrultusunda çözüm önerileri, karar seçenekleri ve politikalar sunmak Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM)’nin kuruluş amaçları arasında yer almaktadır.

Profesyonel Askerlik

Meslek, hayli ihtisaslaşmış nitelikleriyle kendine özgü bir işlevsel grup türüdür. Heykeltıraşlar, stenograflar, müte­şebbisler ve reklam yazarlarının tümü birbirlerinden farklı işlevlere sahiptir, ancak bu işlevlerin hiçbiri tabiatları itibariyle mesleğe özgü değildir. Fakat profesyonellik, bir doktor veya hukukçunun özelliği olması ile aynı anlamda, modern silahlı kuvvetlerdeki subayın da özelliğidir. Profesyonellik, günümüz silahlı kuvvetler subayını, önceki çağların savaşçılarından ayrıştırmaktadır. Bir mesleki organ olarak subay kadrosunun varlığı, sivil-asker ilişkileriyle ilgili modern meseleye kendine özgü özelliğini kazandırmaktadır.
 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Demokrasi ve Oligarşi

(Robert) Michels, teorisyen dostları Pareto ve Mosca gibi, yüzyılın başında, kitle demokrasisinin Avrupa'yı hâkimiyeti altına alır göründüğü, sosyalist ve komünist fikirlerin revaçta olduğu ve gerçek demokrasinin -halkın kendisi için, kendisi tarafından yönetiminin- geldiğinin ilân edildiği bir dönemde yazmıştır. Ancak Michels, tıpkı Pareto ve Mosca gibi, giderek bu demokrasinin imkânsız hale geldiğini ve oligarşinin kaçınılmaz olduğunu düşünmeye başlar. Onun tezinin temelini, kitle demokrasilerinde örgütlenme ihtiyacı ('demokrasi örgütsüz düşünü­lemez') ile büyük örgütlerin oligarşi eğilimi ('Kim organizasyondan söz ediyorsa, oligarşiden söz etmektedir') arasında bir çelişki bulunduğu düşüncesi oluşturur.

Bir kitle demokrasisinde, birey tek başına bir güce sahip değildir. Sadece örgütler içinde diğerlerine katılarak sesini duyurabilir ve bu durum özellikle eğitim ve paradan, siyasal dizginleri ele geçirecek bağlantılardan yoksun çalışan sınıflar için doğrudur. Ancak, delegeler "kitleleri temsil etmek ve onların iradesini gerçekleştirmek" amacıyla seçilecekleri için, bu kitle örgütleri içinde kararların alınmasında kimse belirleyici konumda olamaz. Ayrıca, etkili olmak için bu örgütlerin tam-gün çalışan elemanlara ve idari kurallar ve düzenlemeler hiyerarşisine ihtiyaçları vardır. Fakat, gerek resmi görevliler gerekse örgüt liderleri arasında çok geçmeden oligarşik eğilimler gelişmeye başlar.

  • Memurlar bilgi üzerindeki uzmanlıkları ve güçlerini kararları etkilemek için giderek daha fazla kullanmaya başlarlar.
  • Giderek, bürokrasilerde bir kariyer yapısı gelişir ve 'terfi çılgınlı­ğı' ortasında, kişinin üstlerine itaati çok geçmeden yetenekten fazlasını anlatmaya başlar. Böylece, bireysellik ve eleştiri kısa bir süre içinde ortadan kaldırılmaya ve ezilmeye çalışılır ve tepedekilerin gücü artırılır.
  • Giderek, bu örgütlerin tepesindekiler, örgütün hedeflerine ulaşmaktan çok kendi güçleri ve ayrıcalıklarını sürdürmekle ilgilenirler. Örgüt bir aracın amacından ziyade bizzat amaç haline gelir; örgüt politikaları, radikal eylemler, örgütün yıkımına yolaçabilecekleri korkusuyla, giderek daha muhafazakâr olmaya başlar; liderlik tüm karar mekanizmasını ve atamaları hâkimiyetine alır ve kendi gücü üzerindeki denetimleri kaldırır ve mümkün olduğu yerlerde, kendini örgütün can damarı ilân eder.
  • Giderek, sıradan üyeler kendilerini örgütten, karar alma sürecinden dışlanmış halde bulurlar. Onlar toplantılar ve belgelerin kuralları, işlemleri ve özel dilini anlaşılmaz bulur ve toplantılara,kararlara katılmayarak ve böylece liderin gücünü artırarak tepkiverirler. Örgütsel yapıların tepesindekiler elit bir hayat tarzı benimsemeye ve hatta bu yüzden çalışma yerine dönmeyi çok zor bulmaya başlarlar. Onlar kendi başlarına yeterli olduklarınainanmaya, kitlenin aşırı övgüsünü doğal görmeye ve örgüt için,'insanlar' için en iyi olanı sadece kendilerinin bildikleri propagandalarına inanmaya başlarlar.