Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
416
Baskı Tarihi
Nisan 2013
ISBN
978-975-352-011-9
Baskı Sayısı
9. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Allah (c.c), kendi yolunun küllenmiş işaretlerini hatırlatmak için zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler, mesajlarını yaymaya çalışırken hem kendilerini engellemek isteyenlerin, hem de taraftarlarının zulümlerine maruz kalmışlardır.
Bu taraftarlardan bir kısmı peygamberin getirdiği sahih inancı olduğu gibi yaşamaya çalışırken, bir diğer kısmı kitabı tahrif etmek, bidat ve hurafelere tâbi olmak ve peygamberlerini adeta ilahlaştırmak gibi durumlara düşmüşlerdir.
Keşf ve Marifet Ehlinin Elde Ettiği Bilgi
Müslüman olduğunu söyleyen insanların kafası, vahye alternatif iddiası taşıyan aklın yol açtığı karışıklıklarla dopdolu iken yeni birşey daha gündeme getirilmekte gecikilmez. Bu yeni şeyin mensupları kendilerini Keşf veya Marifet ehli olarak tanımlarlar. Keşf veya Marifet ile elde ettikleri bilginin ise tartışılmaz doğru olduğunu iddia ederler. Bunlar öncelikle, Kelamcılar ve filozoflar tarafından yüceltilen aklı tahtından indirme girişiminde bulunurlar. Aklın sınırlı ve herşeyi kavrayamayacağı, bilemeyeceğini haklı olarak dile getirirler. Ancak buraya kadar olan düşünceleri asıl iddialarının önyatırımı olur. Bu haklı düşüncelerini kabul ettirince, asıl söylemek istediklerini gündeme getirirler.
Onlara göre İlahi bilgi keşf ve marifet ehlinin elde ettiği bilgidir. Bir insanda ilahi bilgi arayışı varsa bu kişinin üç safhadan birinde bulunacağını ve ancak üçüncü safhada amacına ulaşabileceğini söylerler. Onlara göre birinci safha, ilm el-yakin olup, akıl sahiplerinin bulunduğunu ve ilahi bilgiyi elde etme gücünün olmadığını ikincisinin ayn el-yakin safhası olduğunu ve Ilahi bilgiye büyük oranda yaklaşıldığını, üçüncüsünün ise hak el-yakin safhası olduğunu ve bu safhada olanın Allah'ı vasıtasız olarak görebileceğini, İlahi bilgiyi olduğu gibi elde edebileceğini iddia ederler.
Bunlar bu düşünceleriyle kelamcıları bilgi arayışında olan, ancak birinci safhayı aşamayan kişiler olarak aşağılarlar. Bunun yanısıra üçüncü safhaya erişen kişi aracısız bir şekilde bilgi'yi elde eder ve bu kişi Hakk'a ermiş kişidir. Bilginin kaynağı ve niteliği ile ilgili olarak bu inancı sistemleştirip felsefi bir temele oturtan Muhyiddin ibn Arabi, Fahreddin Razi'ye gönderdiği mektubunda ve Fütühat'ında bu inancı savunur ve ilahi bilgiyi elde etmenin tek yolu olarak gösterir.
Ona göre ilimde kemal derecesine ulaşmak için vasıtasız bilgiyi elde etmek gerekir. Bu bilgi nakle ve hocaya dayanmayan, doğrudan Allah'tan elde edilen bilgidir. Bu nedenle bir ömrü bilgi elde edeceğim diye, sıkıntılara girip, kitaplar okuyup, hocalardan dersler alarak harap etmek yerine Allah'tan vasıtasız olarak almak gerekir. Belirttiğine göre kendisi bu duruma erişmiştir. Vasıtasız olarak bilgi elde edebilen bir kişidir. Bundan dolayı yazdıklarını (kitaplarını) kendi iradesiyle değil, vasıtasız bilgiye ulaşmanın sonucu elinde olmadan, ilahi iradenin zorlamasıyla yazmaktadır.
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
175
ISBN
6054056293
Baskı Sayısı
5. Baskı
Bu kitap bence orijinal bir fikrin mahsülü. Yazar her harften -genellikle- bir kelime seçmiş, her kelimeye bir deneme yazmış. Ve bir kelimeyi aramış..
Tövbe
"Dönüş, tehiri terk etmektir" diyor onlardan biri. Bu tuhaf söz sahibiyle konuşma arzusu uyanıyor bende. Çekinerek yaklaşıyorum.
-Adınız nedir?
-Sehl b. Abdullah
-Ne garip bir ad. Yabancısınız galiba.
-Yabancı yada garip!
-Tehiri terk etmek dediniz.
-Evet.
-Nasıl olacak bu?
-Gecikmenin yolunu keserek.
-Nereye gecikmenin?
-Dönüşe!
-Dönüşün anlamı ne?
-Tövbe
Bu söz üzerine koşuyorum kütüphaneye. Sözlüklerin bulunduğu rafları karıştırırken bir el omzuma dokunuyor. Kütüphane memuru olamaz bu! Bir minyatür kitabından dırlamış, başında sarık, sırtında cüppe.
-Ne arıyordun.
-Bir kelime...
-Nedir o kelime?
-Tövbe.
-Tövbe dönüş demektir evlat. "Tâbe" fiilinden gelir."Tevbe yâ Rabbi hata Râhına gittiklerime/ Bilip ettiklerime, bilmeyip ettiklerime."
-Şair misiniz?
-Evet.
-Adınız ne?
-Gaib!
Ben de "Mağlup" demek geliyor içimden.
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
192
Baskı Tarihi
Ocak 2013
ISBN
978-605-08-0273-3
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Sakine Korkmaz
Hıristiyanlık Teolojisi
Hıristiyan öğretisine göre, İsa çarmıha gerildikten üç gün sonra dirilip Tanrılığını ve insanın ölümsüzlüğünü kanıtlamıştır. Bu tekrarlanırsa, yeniden Tanrı'nın cennetin ve o sonsuz yaşama dönüş mümkün olabilecektir. İnsanın ölümsüz olabilmesi için, günah işleme içgüdüsünden kurtulması gerekir. Aziz Paulus burada kiliseyi devreye sokar ve insanın salt kendi başına günahtan kurtulamayacağını söyler.
Tanrı, insanlara onları dünyaya mahkûm ettiğini, günahtan kurtulabilmenin yolunun İsa'nın ve Tanrı'nın mukadderatına katılmak olduğunu söyler. Doğru yol, İsa'nın yaptıklarını yapmaktan (imitatio Christi) geçer. Ölümü idrak ettikten sonra insanlar da dirilecek ve cennete gidecektir. İşte dinin anlamı ve işlevi de burada karşımıza çıkar. Kötülüğü içselleştirmiş olan insanı arındırıp cennete ulaştırmak, kilisenin görevidir.
Türü
Roman
Mütercimi
Server Tanilli
Candide, ou l’Optimism, (Candide, ya da iyimserlik) Aydınlanma Çağı‘nın ünlü filozofu Voltaire‘in 1759‘da yazdığı Pikaresk türünde olan en önemli yapıtlarından biridir. Birçok yerde Candide, hikâyeci Voltaire’in asıl karakterini açığa vuran bir kitap olarak anılmaktadır. Ülkeleri, kralları, ulusların adetlerini ve geleneklerini, kendi çağının insan karakterini alaycı bir yaklaşımla ele alan Voltaire, bu eseriyle kendi döneminin dünyası hakkında dikkate değer bilgiler vermektedir.
Çalışma bizden üç büyük eksikliği uzaklaştırır...
Kandid Türk'e: - Geniş ve görkemli bir toprağınız olsa gerek? dedi. Türk: - Yalnız yirmi dönümlük! Bu toprağı, çocuklarımla birlikte eker biçerim; çalışma, bizden üç büyük eksikliği, can sıkıntısını, kötü alışkanlıkları ve yoksulluğu uzaklaştırır, dedi.
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.
İçtimai Münevverimiz
Hiçbir milletin münevveri, bizim kadar içtimaî olamaz. Eğer ferde ait bazı tabii hakların bile peşinden koşmamışsak bu, daimî bir tehlike içinde yaşamamızdan gelir. Türk milleti, iki yüz sene muhasara edilmiş bir kale nizamiyle yaşadı. Muhasara şiddetlendikçe fert kendisini cemiyete bağışladı.
Braveheart (Cesur Yürek)
Cesur Yürek; (İngilizce: Braveheart) Mel Gibson'in yönettiği ve başrolünü oynadığı tarihî, yarı kurgusal film. William Wallace'ın hayatını anlatır. Film Türkiye sinemalarında yıllarca gösterilerek bir rekora imza atmıştır. 1996 yılında 10 dalda Oscar'a aday olan yapım, yönetim, görüntü yönetimi, efekt, makyaj ve en iyi film dallarında ödüle layık görülmüştü.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Cesur_Y%C3%BCrek
Feda
Savaşırsanız, belki ölürsünüz.
Kaçarsanız, yaşarsınız... En azından bir süre...
Ve bugünden yıllarca sonra, yatağınızda ölürken, bugünden-o güne kadar ki tüm günlerinizi, buraya tekrar gelebilme şansı için, buraya tekrar gelip düşmanlarımıza canlarımızı alabileceklerini, ama özgürlüğümüzü asla alamayacaklarını söylemek için feda etmez miydiniz?
Braveheart (Cesur Yürek)
Germinal
1848 yılında Fransa’da patlayan devrim, dalga dalga tüm kıtaya yayılarak Avrupa’da çok ciddi bir siyasal/düşünsel hareketliğe yol açtı. Aynı yıl kaleme alınan Komünist Manifesto ise, yayınlandığı yıldan itibaren tüm dünya işçileri tarafından kabul gören bir bildirge oldu ve sadece ezilen proleter sınıfı değil, geniş çapta kitleleri arkasından sürükledi. Bir çok düşünür ve yazar bu düşünce sistemine gönül verip; eserlerinde sınıf savaşımlarından, eşitsizlikten, ezilenlerden bahsettiler. Bunlardan biri olan Fransız yazar Emile Zola, Germinal adını verdiği yapıtında bu hayaletin etkisi altında kalmış Fransız madencilerinin gerçek ve bir o kadar da etkileyici grevini konu almaktadır. Söz konusu eserden uyarlanan film ise aynı çarpıcılıkla karşımıza çıkıyor ve dönemini gerçekçi bir dille sinemaya yansıtıyor.
(Kaynak: http://www.otekisinema.com/2014/05/germinal-1993/)
Yeryüzü yangınla temizlenmeli!
- Sizin o Karl Marx hala doğa güçlerinin evrimine inanıyor. Sanki patronlarla konuşursanız, maaşlarınızı artırırlarmış gibi. Yeryüzü yangınla temizlenmeli. Herşeyi kökünden yıkmalı. Bu çürümüş dünyada hiçbirşey kalmazsa, belki herşey o zaman yeniden yeşerebilir.
- Bu kadar uzun boylu değil. İşçi tek başına bir hiçtir. Birleşirse bir güç oluşturur. Biz de Montsou'da bir şube oluşturmalıyız.
Germinal
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
400
Baskı Tarihi
1999
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Mütefekkir romancı bu eserde insan ruhunun derinliklerine büyük zekasının ışığını tutmaktadır. romanda asil bir ruhun insanın anlaşılmazlığı karşısındaki bunalımları, ikiyüzlülüğe ve bayağılıklara karşı isyanı verilmektedir. Harb yıllarının ahlâkı ve içtimâi hayanı verilmektedir. Harb yıllarının ahlâkı ve içtimâî hayatı perişan eden havası iinde dürüstlüğün ve ülkücülüğün savunması yapılmakta, kozmopolitliğe karşı milliyetçilik, materyalizme karşı maneviyatçılık bayraklaştırılmaktadır.
Kadınlar
Sustular. Vedia üstüne aldığı pelerinin içinde büzüldü. Bu hareketi, üşümekten ziyade, vicdan murakabesi anlarında gelen mesuliyet korkusunun kadın vücutlarına verdiği hususi takallûsa benziyordu. Orhan, kendi yengesinin de nefsini muhakeme ettiği zamanlarda böyle omuzlarını içeri alarak, dirseklerini göğsü üstünde sıkarak, dizkapaklarını birbirine yapıştırarak durup düşündüğünü çok görmüştü.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
350
Baskı Tarihi
Ocak 2013
Yazılış Tarihi
1948
ISBN
978-975-07-1283-8
Baskı Sayısı
38. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Mütercimi
Celâl Üster
Orijinal Adı
Nineteen Eighty-Four
Arka kapak: Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. (...) Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.
George Orwell'in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur.
Hakikatin bir yalan olarak yeniden üretilmesi
Winston, tele-ekranda "eski sayılar"ı tuşladı, Times'ın gerekli nüshaları yalnızca birkaç dakika sonra basınçlı borudan geliverdi. Aldığı mesajlar, şu ya da bu nedenle değiştirilmesi ya da resmi deyimle düzeltilmesi gerektiği düşünülen makaleler ve haberlerle ilgiliydi. Örneğin, 17 Mart tarihli Times'a göre, Büyük Birader önceki günkü söylevinde Güney Hindistan cephesinde yeni bir gelişme olmayacağını, ama kısa bir süre sonra Avrasya'nın Kuzey Afrika'da saldırıya geçeceğini öngörmüştü. Gel gör ki, Avrasya Başkomutanlığı saldırıyı Güney Hindistan'da başlatmış, Kuzey Afrika'ya hiç dokunmamıştı. O yüzden, Büyük Birader'in söylevinin bir paragrafını yeniden kaleme almak, öngörüsünü gerçeğe uygun kılmak gerekiyordu. Yine, 19 Aralık tarihli Times'da, çeşitli tüketim maddelerinin, aynı zamanda Dokuzuncu Üç Yıllık Plan'ın altıncı çeyreği olan 1983 yılının dördüncü çeyreğindeki üretim tahminleri yayımlanmıştı. Oysa bugünkü nüshada açıklanan gerçek üretim rakamlarına bakılırsa, tahminler tümüyle büyük yanlışlar içeriyordu. Winston'a düşen, ilk baştaki rakamları sonrakilere uyacak biçimde değiştirmekti. Üçüncü mesaj ise, birkaç dakikada düzeltilebilecek çok basit bir yanlışla ilgiliydi. Daha şubat ayında, Varlık Bakanlığı, 1984 boyunca çikolata tayınında hiçbir azaltıma gidilmeyeceği vaadinde bulunmuştu (resmi açıklamada, bunun "kesin bir taahhüt" olduğu belirtilmişti). Aslında, Winston'ın da bildiği gibi, çikolata tayını o hafta sonunda otuz gramdan yirmi grama indirilecekti. Tek gereken, başlangıçtaki vaadi, nisan ayı içinde çikolata tayınında azaltıma gitmek zorunda kalınabileceğine ilişkin bir uyarıyla değiştirmekti.
Vizontele
Vizontele, 2001 yapımı Yılmaz Erdoğan - Ömer Faruk Sorak filmidir. Senaryosunu da Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı film Hakkâri'de geçmekteyse de, burada çekim yapmanın zorluğu nedeniyle çekimler, Van'ın Gevaş ilçesinde yapıldı. Çoğunlukla BKM oyuncularının rol aldığı filmin 2004 yılında Vizontele Tuuba adlı bir devam filmi çekildi.
Cahit abigil
- Devrimcilerle sosyal faşistler kavga ediyor!
- Kimlerle kimler?
- Cahit abigiller yavv.
Vizontele