Eksik Şiir
Türü
Şiir
Sayfa Sayısı
211
Baskı Tarihi
2006
Yazılış Tarihi
2006
ISBN
975-342-588-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Müge Gürsoy Sökmen
LA'L
Bir bulut olsam yüklenip yağsam
Dökülsem damla damla toprağıma
Bir deli nehir bir asi rüzgar olup
Kavuşsam üzüm bağlarına
Bir çiğ tanesi, bülbülün çilesi
Annemin sesiyle güne uyansam
Radyoda yanık içli bir keman
Ağlasa nihavend, acemaşiran
Vatanseverliğe karşı
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
192
Baskı Tarihi
2007
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Sınırlar neden var?
Karlhen Şmit(9 yaşında): Prusyamız, Rusların bizden toprak almasına izin vermeyecek!
Petya Orlov(10 yaşında): Biz de diyoruz ki, önce biz fethettiğimize göre toprak bize ait.
Maşa Orlova(8 yaşında): “Biz” kimiz?
Petya: Sen daha çocuksun, anlamazsın. “Biz”, ülkemizin halkı demek.
Karlhen: Her yerde böyledir. Bazı insanlar bir ülkeye, bazıları da diğerine aittir.
Maşa: Ben kime aidim?
Petya: Rusya’ya, hepimiz gibi.
Maşa: Ama ya istemezsem?
Petya: İstesen de, istemesen de Russun. Ve her ülkenin kendi çarı ya da kralı vardır.
Karlhen(araya girerek): Ya da parlementosu…
Petya: Hepsinin kendi ordusu vardır ve hepsi kendi halkından vergi toplarlar.
Maşa: Ama niye böyle ayrılmışlar?
Petya: Ne demek? Her ülke farklıdır.
Maşa: Ama niye böyle ayrılmışlar?
Karlhen: E çünkü her insan kendi anavatanını sever
.
Maşa: Neden ayrı olduklarını anlamıyorum. Hep beraber olmak daha iyi olmaz mıydı?
Pertya: Oyun oynamak için beraber olmak daha iyi, ama bu oyun değil, önemli birşey.
Maşa: Anlamıyorum
Karlhen: Büyüyünce anlarsın.
Maşa: Öyleyse büyümek istemiyorum
Eksik Şiir
Türü
Şiir
Sayfa Sayısı
211
Baskı Tarihi
2006
Yazılış Tarihi
2006
ISBN
975-342-588-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Müge Gürsoy Sökmen
Çocukluğum Nerede
Böyle miydik ah, böyle miydim ben
Sevinçlerle uyanırdım çok eskiden
Bu biraz yenilmiş biraz kaderci
Sanki vazgeçilmiş hssediş neden?
Anılar serpilir akşam inerken
Resimler,sokaklar geçer gönlümden
Göğsüme hançer gibi yıllar saplanır
Azalır bir gün daha ömrümden...
Türü
Akademik
Sayfa Sayısı
276
Baskı Tarihi
1998
Yazılış Tarihi
1994
ISBN
975-7726-25-7
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
Ankara
Eksik Şiir
Türü
Şiir
Sayfa Sayısı
211
Baskı Tarihi
2006
Yazılış Tarihi
2006
ISBN
975-342-588-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Müge Gürsoy Sökmen
Gelsin Hayat Bildiği Gibi
Gelsin hayat bildiği gibi,gelsin
İşimiz bu,yaşamak!
Unuttum bildiğimi doğarken
Umudum ölmeden hatırlamak
Eksik Şiir
Türü
Şiir
Sayfa Sayısı
211
Baskı Tarihi
2006
Yazılış Tarihi
2006
ISBN
975-342-588-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Müge Gürsoy Sökmen
Yanmam Lazım
Kibir bir canavar gibi bekliyor pusuda
Tıpkı bir volkan gibi uykusuda
Kalbini kurban veriyor
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
224
Baskı Tarihi
2010
ISBN
9753626889
Baskı Sayısı
1. Baskı
Mor Mürekkep, birbirinden bağımsız konulardan bahseden ama bütünü dikkate alındığında ortak bir ruh etrafında öbeklenen denemelerden oluşuyor. Kimi zaman bir renk, kimi zaman bir kitap veya bir şahıs, kimi zaman da edebi bir sanattan hareketle farklı zaman ve duygusal iklimlerde kaleme alınan bu denemelerde her şeyden önce kıvrak ve akıcı bir Türkçe, bilgi dağarcığınızı zorlayan ve harekete geçiren bir birikimle karşılaşacaksınız.Mor Mürekkep’in çağrışımları okkasında duramayacak kadar zengin ve derin.
Hayat ve Kelimeler
“Ne kadar zaman geçti kim bilir” dedi; ama bu kez tamam, artık hayatı öğrenmiş olmalıyım. Ben ki bütün kitapları okudum, bütün lügatleri hatmettim. Ben ki bütün kelimeleri ezberledim, artık hayatın anlamını bilmediğimi kim iddia edebilir? Değil mi ki hayatı kelimeler yapıyor, değil mi ki hayat kelimelerden çıkıyor?”
Böylece yazıcı, hayatının,yani bütün hayatların anlamını öğrendiğine kani olarak simsiyah perdeleri açtı geriye. Parlak bir güneş ısığı doldu içeri. Gözleri acıdı, “bu da ne” diye söylendi. Dişarı çıktı. Bir kelebek kalktı kapı önündeki dağ lalesinin üzerinden. “Ne hoş çiçek” diye düşündü “ ve ne hoş bir uçuş,acaba isimleri ne?” Fakat zihnini ne kadar zorladıysa da ne dağ lalesini tanıyabildi, ne kelebeği. “Bunlar” dedi “mutlaka öğrendiğim kelimeler arasında yoktular.”
Fakat akşama kadar yol boyunca gezinip de hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi tanıyamayınca. Hele akşam olup da üzerindeki lacivert ve sonsuz boşlukta asili duran ışık toplarını hayranlıkla seyredince. Bir portakal dilimine benzeyen aydınlığı anlamaya çalışınca içtenlikle.Ve hiçbirisinin ismini bir türlü bilemeyince. İçi acıdı. “Yazık” dedi “kelimelerle hayat uymuyor demek birbirine. Kim bilir bunlardan her birine ad olan kelimeyi kaç kez ögrendim, kaç kez geçirdim defterime. Kim bilir kelebek bunlardan hangisidir, hangisidir dağ lalesi, hangisi yıldızdır ve hangisidir adı hilal olan?”
Gerisin geri odasına döndü. Bütün kitaplarını ve defterlerini fırlatıp attı bir köşeye. “Ben” dedi “hayatın kelimelerden çıkarılabileceğini zannetmiştim. Oysa karşıladıkları nesneyi bile göstermiyorlar. Demek kelimeler hayattan çıkıyor, hayat kelimelerden değil.”
Tahta karyolasına uzandı,çizgili battaniyesinin üzerine.
Sonra ansızın yerinden kalktı, dışarı firladı. Karşısına ilk çikan adama, hayatında bir tek kitap okuduğu bile ümit edilemeyecek bir adama, “Bayım” dedi, “Bana gösterir misiniz, kelebek bunlardan hangisidir ve hangisidir dağ lalesi olan?” Adam “ha” diye kabaca cevapladı, “şu gördüğünüz dağ lalesidir, onun üzerinden havalanan çiçek de kelebek.”
Memleketi kurtarırım; fakat bir şartla!...
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
240
Baskı Tarihi
2006
ISBN
975-437-548-8
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Kelimeler, mefhumlar
Kelimeler, mânâ ve karşılıklarından mürekkep birer zengin tedâiler demetidir aziz kaarîlerim; ben şuracığa derc etmese idim nereden bilecek idiydiniz? Vaktiyle çok söyledik, çok iykaz ettik fekat bu şen'i usûlde ısrar edildi. İmdi çok hayati mefhumların karşılığı cam üstündeki civa damlacığı gibi elimizin altından kayıyor; lisân olmaz ise siyâset de olabilemez veyâ kim böyle lisân ile ancak böyle siyâset yapılabilir kanaatindeyim.
Memleketi kurtarırım; fakat bir şartla!...
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
240
Baskı Tarihi
2006
ISBN
975-437-548-8
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
138
Baskı Tarihi
2007
ISBN
978-975-342-226-0
Baskı Sayısı
9. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Müge Gürsoy Sökmen
"Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nda baskı, bir dış etken, insan eliyle oluşturulduğunda ne denli bilinse de bir tür kıran gibi ortaya çıkar. Bizans'ta 'resimkırıcılık' diye adlandırılan baskı dönemi başlatılırken genç keşiş Andronikos'un kendi kendine sorduğu soru şudur: Birey olarak bu baskı karşısında, benimsemediğim, ama bana zorla benimsetilmek istenen bu yeni inanç karşısında ne yapmalıyım? İnsan içerikleri, toplumdan topluma, dönemden döneme, çağdan çağa değişebiliyor.