sosyoloji

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Marx ve Engels

Durkheim toplumsal düzene odaklanırken, Karl Marx ve çalışma arkadaşı Friedrich Engels toplumsal çatışmaya yoğunlaştı. Marx veEngels siyasal çatışmaya taraftardı ve onlar toplumsal devrimin tarihteki temel itici güç olduğunu ilân ettiler ve onu sınıf-temelli toplumlardan geleceğin (ütopik) komünist sınıfsız toplumuna doğru ilerlemenin bir aracı olarak gördüler.

 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Sosyolojinin temel soruları

Toplum kendi üyelerinin toplamından daha fazla bir şey midir? Toplum kendi başı­na bağımsız bir gerçekliğe ve kendi yapısı içinde yer alanların yaşantıları ve kaderlerini kontrol yeteneğine sahip bir şey midir? Aksine insan, toplumu ve kendi geleceğini kontrol ve belirleme yeteneğine sahip özgür bir fail midir?
 


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
411
Baskı Tarihi
2004
ISBN
9754703566
Baskı Sayısı
6. Baskı
Editörü
Ümit Meriç Yazan

Elinizdeki kitapta, yazan değil konuşan Cemil Meriç var. Sosyoloji Notları ve Konferanslar, Cemil Meriç'in İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde 1965'ten 1969'a kadar anlattığı dersleri, verdiği birkaç konferansın metnini ve bazı sohbetlerinden alınan notları içeriyor. Bu metinlerde Cemil Meriç, 'Cemil Hoca' yüzüyle görünüyor. Kendini ' yazar ve hocayım' diye tanımlamamış mıydı? Donmuş bir müfredatı anlatan bir 'hoca' değil, öğrencileriyle ve dinleyenleriyle birlikte sesli düşünen bir fikir adamı, Cemil Meriç. Bu sesli düşünmeler.

İlim amoraldır

Durkheim, "sosyoloji insanlann acılarını dindirmeyecekse lanet olsun böyle ilme" der. İlim amoraldır. İlim kendi namına işlenen cinayetlerin sorumlusu değildir. Tabiat kuvvetlerini emrimize ram eder ilim.
 


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
411
Baskı Tarihi
2004
ISBN
9754703566
Baskı Sayısı
6. Baskı
Editörü
Ümit Meriç Yazan

Elinizdeki kitapta, yazan değil konuşan Cemil Meriç var. Sosyoloji Notları ve Konferanslar, Cemil Meriç'in İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde 1965'ten 1969'a kadar anlattığı dersleri, verdiği birkaç konferansın metnini ve bazı sohbetlerinden alınan notları içeriyor. Bu metinlerde Cemil Meriç, 'Cemil Hoca' yüzüyle görünüyor. Kendini ' yazar ve hocayım' diye tanımlamamış mıydı? Donmuş bir müfredatı anlatan bir 'hoca' değil, öğrencileriyle ve dinleyenleriyle birlikte sesli düşünen bir fikir adamı, Cemil Meriç. Bu sesli düşünmeler.

"Kapital"den başka sosyoloji kitabı yok!

Goldmann "Recherches dialectiques"de, sosyolojiyi Marx'in kurduğunu ve "Kapital"den başka sosyoloji kitabı yazılmadığını söyler. Klâsik mektepler, Marx'in sosyologluğunu inkâr ederler. Ve yakın zamanlara kadar sosyolojinin kurucusu olarak kabul edilen Comte'un Saint-Simon'un şakirdi olmaktan başka vasfı olmadığı ispatlanır.
 


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
411
Baskı Tarihi
2004
ISBN
9754703566
Baskı Sayısı
6. Baskı
Editörü
Ümit Meriç Yazan

Elinizdeki kitapta, yazan değil konuşan Cemil Meriç var. Sosyoloji Notları ve Konferanslar, Cemil Meriç'in İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde 1965'ten 1969'a kadar anlattığı dersleri, verdiği birkaç konferansın metnini ve bazı sohbetlerinden alınan notları içeriyor. Bu metinlerde Cemil Meriç, 'Cemil Hoca' yüzüyle görünüyor. Kendini ' yazar ve hocayım' diye tanımlamamış mıydı? Donmuş bir müfredatı anlatan bir 'hoca' değil, öğrencileriyle ve dinleyenleriyle birlikte sesli düşünen bir fikir adamı, Cemil Meriç. Bu sesli düşünmeler.

Demystification

Sosyolojinin bize kazandırdığı ilk vasıf, demystification, hakikati yalanlarından soyabilmektir.
 


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
411
Baskı Tarihi
2004
ISBN
9754703566
Baskı Sayısı
6. Baskı
Editörü
Ümit Meriç Yazan

Elinizdeki kitapta, yazan değil konuşan Cemil Meriç var. Sosyoloji Notları ve Konferanslar, Cemil Meriç'in İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde 1965'ten 1969'a kadar anlattığı dersleri, verdiği birkaç konferansın metnini ve bazı sohbetlerinden alınan notları içeriyor. Bu metinlerde Cemil Meriç, 'Cemil Hoca' yüzüyle görünüyor. Kendini ' yazar ve hocayım' diye tanımlamamış mıydı? Donmuş bir müfredatı anlatan bir 'hoca' değil, öğrencileriyle ve dinleyenleriyle birlikte sesli düşünen bir fikir adamı, Cemil Meriç. Bu sesli düşünmeler.

Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır.

Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır.
Kimse tarafsız değildir ve tarafsız bir sosyoloji de yoktur.
Sosyal ilimlerle uğraşan her insanın alacağı ilk ders, sosyal ilimlerin relatifliğidir. Boukharine, "Her sınıfın ayrı bir sosyal ilmi vardır" derken, belki biraz mübalağalı bir hüküm veriyor. Ama sosyal ilimler kadar yalanın cirit oynayabileceği saha yoktur. Bütün sosyal ilimler, insan denen, dişleri ve tırnakları henüz sökülmemiş olan o mahlûkun suç ortaklığını yapmaktadır.
 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Oligarşinin Tunç Yasası

Michels, teorisyen dostları Pareto ve Mosca gibi, yüzyılın başında, kitle demokrasisinin Avrupa'yı hâkimiyeti altına alır göründüğü, sosyalist ve komünist fikirlerin revaçta olduğu ve gerçek demokrasinin -halkın kendisi için, kendisi tarafından yönetiminin- geldiğinin ilân edildiği bir dönemde yazmıştır. Ancak Michels, tıpkı Pareto ve Mosca gibi, giderek bu demokrasinin imkânsız hale geldiğini ve oligarşinin kaçınılmaz olduğunu düşünmeye başlar. Onun tezinin temelini, kitle demokrasilerinde örgütlenme ihtiyacı ('demokrasi örgütsüz düşünü­lemez') ile büyük örgütlerin oligarşi eğilimi ('Kim organizasyondan söz ediyorsa, oligarşiden söz etmektedir') arasında bir çelişki bulunduğu düşüncesi oluşturur.

Robert Michels:

Bir kitle demokrasisinde, birey tek başına bir güce sahip değildir. Sadece örgütler içinde diğerlerine katılarak sesini duyurabilir ve bu durum özellikle eğitim ve paradan, siyasal dizginleri ele geçirecek bağlantılardan yoksun çalışan sınıflar için doğrudur. Ancak, delegeler "kitleleri temsil etmek ve onların iradesini gerçekleştirmek" amacıyla seçilecekleri için, bu kitle örgütleri içinde kararların alınmasında kimse belirleyici konumda olamaz. Ayrıca, etkili olmak için bu örgütlerin tam-gün çalışan elemanlara ve idari kurallar ve düzenlemeler hiyerarşisine ihtiyaçları vardır. Fakat, gerek resmi görevliler gerekse örgüt liderleri arasında çok geçmeden oligarşik eğilimler gelişmeye başlar.

  • Memurlar bilgi üzerindeki uzmanlıkları ve güçlerini kararları etkilemek için giderek daha fazla kullanmaya başlarlar.
  • Giderek, bürokrasilerde bir kariyer yapısı gelişir ve 'terfi çılgınlı­ğı' ortasında, kişinin üstlerine itaati çok geçmeden yetenekten fazlasını anlatmaya başlar. Böylece, bireysellik ve eleştiri kısa bir süre içinde ortadan kaldırılmaya ve ezilmeye çalışılır ve tepedekilerin gücü artırılır.
  • Giderek, bu örgütlerin tepesindekiler, örgütün hedeflerine ulaşmaktan çok kendi güçleri ve ayrıcalıklarını sürdürmekle ilgilenirler. Örgüt bir aracın amacından ziyade bizzat amaç haline gelir; örgüt politikaları, radikal eylemler, örgütün yıkımına yol açabilecekleri korkusuyla, giderek daha muhafazakâr olmaya başlar; liderlik tüm karar mekanizmasını ve atamaları hâkimiyetine alır ve kendi gücü üzerindeki denetimleri kaldırır ve mümkün olduğu yerlerde, kendini örgütün can damarı ilân eder.
  • Giderek, sıradan üyeler kendilerini örgütten, karar alma sürecinden dışlanmış halde bulurlar. Onlar toplantılar ve belgelerin kuralları, işlemleri ve özel dilini anlaşılmaz bulur ve toplantılara,kararlara katılmayarak ve böylece liderin gücünü artırarak tepki verirler. Örgütsel yapıların tepesindekiler elit bir hayat tarzı benimsemeye ve hatta bu yüzden çalışma yerine dönmeyi çok zor bulmaya başlarlar. Onlar kendi başlarına yeterli olduklarına inanmaya, kitlenin aşırı övgüsünü doğal görmeye ve örgüt için,'insanlar' için en iyi olanı sadece kendilerinin bildikleri propagandalarına inanmaya başlarlar.

Michels'ın tezi yapısal ve psikolojik bir örgütler analiziyle birleştirilir. Böylece bu tez üç temel unsura dayanır:

  1. kaçınılmaz olarak 'kendine has bir hayat tarzı' geliştiren örgütsel bir makinenin kurulması ve sürdürülmesiyle ilgili teknik faktörler;
  2. örgütsel liderlik psikolojisi ve liderlerin tüm bedelleri göze alarak güç kazanma mücadeleleri;
  3. kitle psikolojisi, güçlü liderlere ihtiyaç duyan astlar, ne yapılması gerektiğinin söylenmesi ihtiyacı.

Örgütün çoğu kez radikal veya idealist ilk hedeflerinin yerine örgütü sürdürme ve lideri güçlü konumda tutma hedeflerinin geçtiği bir 'hedef kayması' süreci yaşanır. Demokrasi bastırılır, üyeler dışlanır ve örgütün hedefleri ve ihtiyaçları ve lider kadrosu onun temsil ettiği halkın hedefleri ve ihtiyaçlarına baskın çıkar. Sonuçta, bazı devrimci liderlerin "Parti benim" düşüncesine inanmaya başlamalarıyla Parti 1.öncelik haline gelir


 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Demokrasiden söz eden aslında örgütten, örgütten söz eden gerçekte oligarşiden söz etmektedir

Michels'ın tezine göre, örgüt demokratik göründüğünde bile, her zaman ve her yerde oligarşi, yani azınlık yönetimi kaçınılmazdır. Daha da kötüsü, azınlık yönetimi kaçınılmaz olmakla, bir Tunç Yasa olmakla kalmayıp, nihayetinde her zaman azınlığın çıkarlarının bir yönetimidir.

Devrimci örgütler, hatta 1920'lerin sosyalist partileri bile, amaçları ve tutkuları ne kadar radikal olursa olsun, ne kadar demokratik görünürlerse görünsünler, nihayetinde temsil ettikleri kitlelerden ziyade tepedekilerin ihtiyaçları ve tutkularına hizmet edeceklerdir. "Demokrasiden söz eden aslında örgütten, örgütten söz eden gerçekte oligarşiden söz etmektedir" (Michels, 1911).


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Klâsik sosyoloji: kökleri ve ilk yıllar

Toplumsal düşünceler tarihi ilk uygarlıklara, Grekler, Romalılar ve Çinlilere kadar götürülebilse de, bağımsız akademik bir disiplin olarak sosyolojik düşünceler tarihi çok kısa bir geçmişe sahiptir.
 
Auguste Comte, başlangıçta sosyal fizik olarak kullandığı 'sosyoloji' terimini yaklaşık 150 yıl önce icat etmişti. Bir ilgi alanı olarak sosyoloji üç kurucu babanın fikirlerinden doğmuştur: Emile Durkheim, Max Weber ve Karl Marx. Bu 'kutsal üçlü'nün büyük boy teorileri o zamandan beri sosyolojik düşünce ve araştırmanın temelini oluşturmuştur. Onlar büyük ölçüde toplumun iç işleyişini ortaya çıkarmaya çalışmışlardır. Ayrıca onlar, toplumu oluşturan şeyi, toplum ve birey arasındaki ilişkiyi ve toplumsal ve tarihsel değişim üzerindeki etkili güçleri açıklamaya çalışmışlardır.
 


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
528
Baskı Tarihi
2015
Yazılış Tarihi
1991
ISBN
978-975-01164-8-3
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Sentez Yayıncılık
Editörü
Ümit Tatlıcan
Mütercimi
Özlem Balkız - Gülhan Demiriz - Hacer Harlak - Cevdet Özdemir - Şebnem Özkan - Ümit Tatlıcan
Orijinal Adı
Key Ideas in Sociology

Sosyolojide Temel Fikirler, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılların büyük sosyolojik düşüncelerine bir giriş çalışması olarak hazırlanmıştır. Hedef kitlesi sosyoloji ve ilişkili sosyal bilim derslerine devam eden Lisans ve Hazırlık Sınıfı öğrencileridir. Kitabın ilgi odağı, sosyoloji ve toplumsal düşüncenin -içinde yaşadığımız dünyayı anlama, yorumlama ve bazı örneklerde değiştirme aracı olarak- gelişiminde etkili olan temel fikirlerdir. Kitap üç ana kesim veya döneme bölünmüştür: 

1. Klâsik Dönem: Kurucu Babalar ve Çağdaşları,
2. Modern Dönem,

Sosyoloji

Sosyolojinin merkezinde insan ve toplum hakkında, insanların -erkekler ve kadınlar olarak- kendi toplumlarını inşa edip etmedikleri ve kaderlerini kontrol edip edemedikleri hakkında veya toplumun kendi üyeleri üzerinde ve dışında bir 'şey', bir beyne ve kadere sahip bir şey ve hepimizin içinde yaşadığı, insanlar tarafından değil de kendi gelişme yasaları tarafından yönetilen doğaüstü bir varlık olup olmadığı ve hepimizin dev bir tarihsel gelişme oyunu içindeki piyonlar olup olmadığımız konusunda tartışmalar yer alır.