Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
368
ISBN
9753881487
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
Ahmet Cemal
Elias Canetti İnsanın Taşrası adıyla yayımladığı notlar için şöyle diyor:
Neden Altını Çizdim?
Rum Suresi -12..
Araf
Araf'ta insanlar çok fazla konuşurlar. Cehennemde ise susarlar.
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
368
ISBN
9753881487
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
Ahmet Cemal
Elias Canetti İnsanın Taşrası adıyla yayımladığı notlar için şöyle diyor:
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.
Faydasızı ciddiye almak kabiliyeti
Bizim orta okullarımız, liselerimiz bazı sergilerde boşuna işleyen makinalara benzer. Yani mücerrette çalışırlar. Çocuk 7 yaşında ilkokula başlar, 21'de yahut 25'de faydasızı ciddiye almak kabiliyetine göre üniversiteyi bitirir. Daha 1870'den evvel Bismarck lise mezunu proleterlerinden bahsediyordu. Biz şimdi onun bu alayının ikinci safhasında, yani devlet memuriyetinin dışında içtimaî fonksiyonu olmayan işsiz kalabalığı karşısındayız. Bu vakıa, önüne geçemezsek, yarın Türkiye'yi kökünden sarsacaktır. Bu o kadar gözle görülür bir hakikattir ki söylemekle hiçbir keramette bulunmuyorum.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Or’da Kimse Var mı?” dörtlüsünün üçüncü kitabı Valla Kurda Yedirdin Bern’de Türk solunun ve Kürt sorununun resmi çiziliyor. “Türküm…kendi insanımın manzaralarını seviyorum… Buna milliyetçilik diyorsan, öyle olsun!” diyor Günay Rodoplu, ve devam ediyor. “Milliyetçi’ olduğum içindir ki, Kürtlerin köken arayışlarını empatiyle izliyor, elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. ‘Mızıka çalındı, düğün mü sandın?’ türküsü içimi titretirken, Şiran’ın ‘Hanımaı mın, bermaya mın’ feryadına kulak vermemem mümkün mü?
Barzani
Örenlerin çevresiyle yakınlaştıkça, Türkiye sosyalist hareketinin aslında ve ta o zamandan ve neredeyse bütünüyle ikiye ayrılmış olduğunu idrak etmeye başladım. Ve anladım ki, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan gibi sosyalist sola damgasını vurmuş olduğunu sandığımız isimler, Kürtlere uzun boylu bir şeyler ifade etmiyordu. Bu, Kızıldere'de Mahir'le birlikte öldürülenlerin arasında Kazım Özüdoğru gibi Kürt devrimcilerin olmasına rağmen böyleydi. Onların cenahında bir tek isim vardı: Barzani.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Or’da Kimse Var mı?” dörtlüsünün üçüncü kitabı Valla Kurda Yedirdin Bern’de Türk solunun ve Kürt sorununun resmi çiziliyor. “Türküm…kendi insanımın manzaralarını seviyorum… Buna milliyetçilik diyorsan, öyle olsun!” diyor Günay Rodoplu, ve devam ediyor. “Milliyetçi’ olduğum içindir ki, Kürtlerin köken arayışlarını empatiyle izliyor, elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. ‘Mızıka çalındı, düğün mü sandın?’ türküsü içimi titretirken, Şiran’ın ‘Hanımaı mın, bermaya mın’ feryadına kulak vermemem mümkün mü?
"Çünkü sen..."
Anlamazsın, bacım anlamazsın. Çünkü sen devrimci değilsen...
"Bak şimdi" dedi, Günay, yine o şaşırtıcı sukunetiyle, "Devrimci değilsen'den kastın, bu düzenin devamını istiyor, o yönde mücadele veriyor olmamsa, yanılıyorsun. Muhayyel bir gelecek için mutlak bir şimdiyi feda etmekten yana olmadığımı kastediyorsan, haklısın. Orman kanununu, sömürüyü, zulmü karşı çıkmamak suretiyle zımnen de olsa savunduğumu düşünüyorsan, yanılıyorsun. Dünyada hiçbir ussal düzenlemenin, insan hayatına, adam öldürmeye değmeyeceğine inandığımı düşünüyorsan, haklısın. Bir babanın yaşama hakkının çocuğununkinden daha az olmadığını düşündüğümü hissediyorsan, yine haklısın." dedi.
"Billah, kıvırtiyrsen!" dedi, Binali yine.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Or’da Kimse Var mı?” dörtlüsünün üçüncü kitabı Valla Kurda Yedirdin Bern’de Türk solunun ve Kürt sorununun resmi çiziliyor. “Türküm…kendi insanımın manzaralarını seviyorum… Buna milliyetçilik diyorsan, öyle olsun!” diyor Günay Rodoplu, ve devam ediyor. “Milliyetçi’ olduğum içindir ki, Kürtlerin köken arayışlarını empatiyle izliyor, elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. ‘Mızıka çalındı, düğün mü sandın?’ türküsü içimi titretirken, Şiran’ın ‘Hanımaı mın, bermaya mın’ feryadına kulak vermemem mümkün mü?
Zarf ile Mazruf
Kültür sömürüsüne karşı durmaya sıvandığım zaman önüme çıkan en büyük tuzak zarf ile mazrufu ayırt edemez olmaktır.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Or’da Kimse Var mı?” dörtlüsünün üçüncü kitabı Valla Kurda Yedirdin Bern’de Türk solunun ve Kürt sorununun resmi çiziliyor. “Türküm…kendi insanımın manzaralarını seviyorum… Buna milliyetçilik diyorsan, öyle olsun!” diyor Günay Rodoplu, ve devam ediyor. “Milliyetçi’ olduğum içindir ki, Kürtlerin köken arayışlarını empatiyle izliyor, elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. ‘Mızıka çalındı, düğün mü sandın?’ türküsü içimi titretirken, Şiran’ın ‘Hanımaı mın, bermaya mın’ feryadına kulak vermemem mümkün mü?
Billah kıvırtiyrsen!
Kitabını aldım, baktım, "Bu Ülke". "Cemil Meriç" diye birisi tarafından yazılmıştı, 1974, Ötüken Yayınevi.
Yıl 1975'di ve Ötüken bizim için gittikçe daha tehlikeli boyutlara ulaşan faşist hareketin yayıneviydi. Yukarıda DDKD İstanbul şubesi, aşağıda bir Türkçü. Rodoplu'ya bir kez daha baktım.
"Müslüman solcudur." dedi, Binali.
O yıllarda "Ne sağcıdır, ne solcu, futbolcudur futbolcu" tekerlemesini sıkça kullanıyorduk ama "Müslüman solcu" tanımlamasını ilk kez duyuyordum. Hayretimi saklayamadım.
"Dindar mısınız?"
Bir an düşündü, "Dünya görüşüm dindarların dünya görüşü ile çakışır." dedi.
"Billah kıvırtiyrsen!"
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Or’da Kimse Var mı?” dörtlüsünün üçüncü kitabı Valla Kurda Yedirdin Bern’de Türk solunun ve Kürt sorununun resmi çiziliyor. “Türküm…kendi insanımın manzaralarını seviyorum… Buna milliyetçilik diyorsan, öyle olsun!” diyor Günay Rodoplu, ve devam ediyor. “Milliyetçi’ olduğum içindir ki, Kürtlerin köken arayışlarını empatiyle izliyor, elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. ‘Mızıka çalındı, düğün mü sandın?’ türküsü içimi titretirken, Şiran’ın ‘Hanımaı mın, bermaya mın’ feryadına kulak vermemem mümkün mü?
Doğu'da ölüm
Ölümün, Ankara'da, benim ailemde keyfini sürdüğü korkutucu gücünü burada kaybettiğini gördüm ben. Şurası muhakkak ki, onlar kendi kayıplarını bizim kadar abartmıyorlardı.
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
393
Baskı Tarihi
Kasım 2007
Yazılış Tarihi
1992
ISBN
9944-125-03-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İzmir
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
Akif ve Hâmid
Birgün (Mehmet) Akif (Ersoy) Beyle konuşuyorduk. Kendisine sordum:
"Efendim, kudret-i şairane itibariyle, (Abdülhak) Hâmid'le kendinizi nasıl bulursunuz?" Şöyle cevap vermişti:
"Hâmid'le benim aramdaki fark şudur: Ben yükseldiğimde, Hâmid kadar yükselemem. Alçaklığımda da o kadar alçalamam..."
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Or’da Kimse Var mı?” dörtlüsünün üçüncü kitabı Valla Kurda Yedirdin Bern’de Türk solunun ve Kürt sorununun resmi çiziliyor. “Türküm…kendi insanımın manzaralarını seviyorum… Buna milliyetçilik diyorsan, öyle olsun!” diyor Günay Rodoplu, ve devam ediyor. “Milliyetçi’ olduğum içindir ki, Kürtlerin köken arayışlarını empatiyle izliyor, elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. ‘Mızıka çalındı, düğün mü sandın?’ türküsü içimi titretirken, Şiran’ın ‘Hanımaı mın, bermaya mın’ feryadına kulak vermemem mümkün mü?
Oğul, bu muydu sadıklığın!
Çıktım, ama kapısının önünden ayrılamadım. Öyle duruyordum ki, inlemeye benzer bir sesle irkildim. Kulak kabarttım, Günay'ın sesiydi. Yıllar önceden hatırladığım bir uzun hava söylüyordu,
"Oğul, bu muydu sadıklığın! Valla, yedirdin kurda beni!"