Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
366
Baskı Tarihi
2015
ISBN
978-975-470-144-9
Baskı Sayısı
24. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Türkiye'nin müzmin tartışma konularına Mardin'in yaklaşımı, modernleşme sürecini bildik "ileri" - "geri" kutuplaşmasına indirgemiyor. Derleme, farklı düşünce akımlarının modernleşmeyi algılayışlarını ele alan makalelerin yanısıra, modernleşme sürecinin gençlik, kültür, kitle gibi kavramsal çerçevelerdeki izdüşümlerini tartışan yazıları içeriyor...
Batı'nın Tekniğini Almak
İkinci Meşrutiyet Dönemi açılmadan önce, 1905 yılında, Japonların Rusları yenilgiye uğratmaları, geleneksel değerlerin modern bir medeniyette saklanılabilirliği konusunu gene ön plana itmişti. Acaba Osmanlılar, Japonların yaptığı gibi, Batı’nın tekniğiyle yetinip kendi değerlerini saklı tutabilir miydiler? İslamcı şair Mehmet Akif, bu tezleri 1908’den sonra ortaya atan belirgin kişiler arasında yer alır. Böylece 1908-1918 yılları arasında Batı’yı "taklit" etmeye karşı koyan İslamcı bir akım görüyoruz.
Bayburtlu Duran Kuran
Bak, canım, SHP beni hiç ilgilendirmiyor. diye kestirip attı Günay.
"Neden?!"
"Çekincesiz özdeşleştirebileceğim hiçbir şey önermiyor da ondan. Beni temsil etmiyor senin Partin." Sözü fazla uzatmak istemedi.
"Geçen gün yayınlanan araştırma sonuçlarını okudun mu? SHP'liler kendilerini nasıl tanımlıyorlardı?
"Yok" dedi Şafak.
"En az dindar, en çok laik, en az milliyetçi, en çok Atatürkçü, en çok sosyal adaletçi, en demokrat, en özgürlükçü, en muhafazakar, en az liberal... Bu da nasıl oluyorsa, yani, hem en demokrat hem de en az liberal nasıl olunuyorsa?"
"Canım, işte, 'Batılı' nitelikleri olduğunu düşündükleri ne varsa sıralıyorlar" dedi Şafak, "Yoksa adamları gördün işte, Bayburtlu Duran Kuran, nereye 'batılı' oluyor?"
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir."
Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."
Neden Altını Çizdim?
Biz kılık kıyafet devrimini hep Cumhuriyet dönemine mahsus biliriz ama işin aslı öyle değil...
Devrim
Kıyafet gibi tamamen kozmetik sayılabilecek bir alanda bile, II.Mahmud'un Pantolon Devrimi, Cumhuriyetin Şapka Devriminden bir hayli daha radikaldir: biri sadece başlığa dokunurken, öbürü, başlıktan pabuca, sakaldan ziynete kadar, bütün bir kıyafet sistemini değiştirmiştir.
1820 ile 1830 arasında Osmanlı üst tabakasının dış görünüşünde meydana gelen devrim, 1920 ile 1930 arasında Türk üst tabakasının giyiminde gerçekleşen devrimden bir hayli daha çarpıcıdır.