polis

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
326
Baskı Tarihi
2014
Yazılış Tarihi
2014
ISBN
978-605-9908-32-0
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kırmızı Kedi Yayınevi
Editörü
Tunca Arslan
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun'dan, uzun süredir beklenen kitap... İN, Emniyet'te 40 yıl görev yapan bir İstihbaratçının, teşkilat içinde yuvalanan Cemaat'le yüzleşmesini, mücadelesini, kurulan tuzak ve komploları anlatan, Türkiye gündemini sarsacak bir çalışma...

Cemaatçilerin göbeklerinin üstünde motor-şasi numarası mı var?

Mülkiye Müfettişlerine şunları da söyledim: "Kabul edin ki ben Fethullah Gülen Cemaati üzerinde ça­lışma yaptım ve size mülkiye müfettişi olarak, bu çalışmamı tahkik etme görevi verildi. İlk soracağınız soru; 'Hangi ka­nuna dayanarak bu çalışmayı yaptırdınız'şeklinde olacaktı. Kabul edin ki, ben gerer imi yapmadım, Fethullahçı po­lisleri tespit etmedim. Sizden rica ediyorum; siz, bugün bir­likte çalıştığınız Cemaatçi mülkiye müfettişlerinin listesini yapınız bakalım. Size soruyorum, bunların, yani Cemaatçilerin göbeklerinin üstünde motor-şasi numarası mı var; bu numaralara göre Cemaatçi olan kişilere ruhsatname mi çıkartıldı, plaka mı takıldı? Kanunla düzenlenmeyen bir suç icat edip, bu suçlulara da 'Cemaatçi' adını takmış olsaydım, Türkiye demokrasisi­ ne en büyük zararı vermiş olurdum."

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
326
Baskı Tarihi
2014
Yazılış Tarihi
2014
ISBN
978-605-9908-32-0
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kırmızı Kedi Yayınevi
Editörü
Tunca Arslan
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun'dan, uzun süredir beklenen kitap... İN, Emniyet'te 40 yıl görev yapan bir İstihbaratçının, teşkilat içinde yuvalanan Cemaat'le yüzleşmesini, mücadelesini, kurulan tuzak ve komploları anlatan, Türkiye gündemini sarsacak bir çalışma...
Neden Altını Çizdim?
Bunu ilk okuduğumda dehşete kapılmıştım.

Polis köpekleri masum!

Başbakan Erdoğan'a suikast düzenlemek amacıyla Van'dan getirilen "bombalı araç" işi, dört üniversite öğ­rencisinin üzerine kalmıştı. Yargılama sonucunda Mustafa Bayar beraat etti. İdris Nakçi 20 yıl 11 ay 20 gün; Ali Sayan 8 yıl 9 ay, Alpaslan Özkan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Üstelik bu olay bazı medya organlarında "Ergenekon-PKK bağlantısı"nın kanıtı olarak yazıldı çizildi! Ey Cemaat İmamı polis müdürleri! Bu minibüsü, bir yardımcı istihbarat elemanına siz kira­latmadınız mı? O patlayıcı dediğiniz gübreyi siz satın aldırmadınız mı? O minibüsü, kendi ajanınıza verip Ankara'ya siz getirt­mediniz mi? O minibüsü, Kurtuluş Katlı Otoparkı'na siz park ettir­mediniz mi? Park ettirmeden önce üç dört gün İstihbarat Dairesi'nin kapalı garajında bekletip, ABD'deki İkiz Kuleler'e yapılan 11 Eylül saldırılarını çağrıştırsın diye 11 Eylül 2007 gününü özellikle beklemediniz mi? Üzerinde parmak izi bulunmasın diye İstihbarat Dairesi'nin garajında yıkattığınız minibüsü bir polis memu­runa eldivenle kullandırmadınız mı? Siz, bugüne kadar "parmak izi bulunmaması için" polis tarafından yıkatılan örgüt arabası gördünüz mü? O minibüsü, Kurtuluş Otoparkı'na park etmeye götüren 42 polis memurunun kamera kayıtlarına yakalanmaması için şapka giymesini emreden Daire Başkan Yardımcısı kim; o memur kim? Bu olayda kullandığınız yardımcı istihbarat elemanına 30 bin dolar ödediniz mi? Son sorum: O minibüsü Kurtuluş Otoparkı'na "Cemaat" park etti", yine "Cemaat buldu" dersek daha doğru olmaz mı? Neden "Polis köpekleri buldu" diverek o masum köpekleri kendi komplonuza alet ediyorsunuz? O "polis köpeği" dediğimiz köpekler mi daha dürüst, yoksa Cemaat'in sözde polisleri mi daha dürüst? O polis köpekleri, hiçbir zaman Başbakan'a komplo ku­rup sonra da kurdukları komployu "para ödülüne" çevire­mezler!

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
264
Baskı Tarihi
Eylül 2006
ISBN
978-975-14-1150-1
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Remzi Kitabevi
Editörü
Öner Ciravoğlu
Sabahattin Ali'nin Romanı
Neden Altını Çizdim?
Anlatılan hadise 26 Nisan 1944'te yaşanıyor.

İstiklal Marşı'nın Faideleri

Güvenlik güçleri göstericileri dağıtmaya kalkınca olayar çıktı. Bu durumlarda gençlerin uyguladıkları taktik İstiklâl Marşı'nı söylemekti . Onlar marşa başlar başlamaz polis "hazır ol"a geçiyor ve saldırganlar yan sokaklara dağılıyorlardı. Ama polis saygı duruşundayken başka bir grup polisin arkasından dolanarak yürüyüşe devam ediyordu.