Seçim

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
352
Baskı Tarihi
2016
ISBN
978-975-539-181-6
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ayrıntı
Editörü
Mehmet Küçük
Mütercimi
Alev Türker
Orijinal Adı
Postmodern Ethics

Yıllardır modern sanayi uygarlığını tartışıyoruz. İlk günahı kimin işlediğini, insanın bir zamanlar doğayla barışık bir halde yaşadığı o güzel günlere kimin son verdiğini, bizi fırtınaların orta yerinde kimin çırılçıplak bıraktığını bulmak için daha çok tartışacağız. Çünkü “Tanrı(nın) öldü”ğünü bilmek, geleneğin zincirlerini parçalamak yetmedi; bu kez özgürlük ciğerlerimizi yakmaya başladı. Özgürlük kendinin, ayrıca ötekinin sorumluluğunu üstlenmek, belirsizliklerle, çözülmez çelişkilerle sarmaş dolaş yaşamak, yani, modern bireyler olmak demekti.Ama ağır geldi özgürlük. Taşıyamadık.

Seçim

Hesaplanması, ölçülmesi ve değerlendirilmesi gereken, kişinin seçmesi gereken eylemlerdir, seçilebilecek olan ama seçilmeyen öbür eylemler arasından seçtiği eylemlerdir. Değerlendirme, seçmenin, karar almanın vazgeçilmez bir parçasıdır; karar alan insanın hissettiği, yalnızca alışkanlıkla hareket edenlerin nadiren üzerinde düşündüğü bir ihtiyaçtır. Ancak değerlendirmeye başlayınca, “yararlı”nın mutlaka “iyi” olmadığı ya da “güzel”in “hakiki” olmak zorunda olmadığı açığa çıkar. Bir kez değerlendirme ölçütleri sorulmaya başlandığında, değerlendirmenin boyutları dallanmaya ve birbirinden giderek uzaklaşan yönlerde gelişmeye başlar. Bir zamanlar tek ve bölünmez olan “doğru yol”, “ekonomik olarak makul”, “estetik olarak hoş”, “ahlâki olarak uygun" şeklinde bölünmeye başlar. Eylemler bir açıdan doğru, başka bir açıdan yanlış olabilirler. Hangi eylem, hangi ölçütlerle değerlendirilmelidir? Ve birden fazla ölçüt uygulanıyorsa, hangisine öncelik verilmelidir?


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
69
ISBN
9753500173
Baskı Sayısı
8. Baskı
Yayın Evi
İşaret Yayınları
Mütercimi
Prof. Dr. Hüseyin Hatemi
Orijinal Adı
Çehar zindan-ı insan

Dr. Ali Şeriati (1933-1977), İranlı toplumbilimci ve İslam düşünürü. Paris'te doktora yaptıktan sonra İran'a döndü. Kadro, unvan ve serveti değil, mustaz'aflar uğruna kendini adama yolunu seçti. Tutuklandı ve "serbest" bırakıldıktan sonra da düşünmeyi ve konuşmayı sürdürdü. Kısa süren hayatı; düşünme, konuşma, yazma ve yol gösterme ile dolu geçti. İran gençliği üzerindeki etkilerinden rahatsız olan yönetim, daha önce de denenmiş bir düzene başvurdu: Ali Şeriati'ye yurtdışına çıkış izni verdi (Mayıs 1977).

insanın özellikleri

..İnsanın varlık içinde Tanrı'nın halifesi olması, Tanrı'nın sıfatlarına sahip olmasıdır. Tanrı, sıfatlar bakımından zihnimizde üç özellikte bulunuyor: "bilinç", "seçme" ve "yaratma". Birincisi, öz bilinçtir, kendini bilmedir. Hem kendine ait hem de kendisi dışındakiki şeylere, tabiata, evrene ait bilgi ve bilinçtir. İkincisi, seçici olmaktır. İnsan seçicidir; ..kendi iradesiyle seçim yapabilen, tercihini ortaya koyabilen bir iradeye sahiptir. Üçüncüsü, yaratmadır. İnsan, tabiatın veya kendisinin eksikliğini, kendi yaratma gücüyle telafi ediyor. İnsan yapabilir; böylece dünyaya gelen yeni bir varlık olduğunu gösteriyor. İnsanın Tanrı'dan farkı gücü ölçüsündedir. İnsan nispi bir varlık, Tanrı ise mutlaktır.

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
96
Baskı Tarihi
2006
Yazılış Tarihi
1923
ISBN
975-992-053-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Alkım
Editörü
Ali Berktay
Mütercimi
Ayşe Berktay
Orijinal Adı
The Prophet
Cibran'ın başyapıtı olan Ermiş, çağımızın en sevilen klasiklerinden biridir. İlk kez 1923'te yayımlanmış, 20^den fazla dile çevrilmiş, sadece ABD'de 9 milyondan fazla satılmıştır.

Acıya Dair

Ve bir kadın konuşarak, bize Acı'dan söz et dedi. Ve o dedi ki: Acınız idrakinizi saran kabuğun kırılmasıdır. Nasıl meyvenin çekirdeği kırılmak zorundaysa canevinin güneşi görmesi için, siz de acıyı tanımak zorundasınız. Ve eğer yüreklerinizi yaşamlarınızın gündelik mucizeleri karşısında merak ve hayranlıkla tutabilseydiniz, acınız da en az sevinciniz kadar harikulade görünürdü. Ve yüreğinizin mevsimlerini kabullenirdiniz, tıpkı tarlalarınızdan geçen mevsimleri her zaman kabullendiğiniz gibi. Ve hüznünüzün kışlarını dinginlikle seyrederdiniz. Acılarınızın çoğu kendi seçiminizdir. Acı, içinizdeki hekimin hasta nefsinizi sağlamakta kullandığı acı bir ilaçtır. Onun için hekime güvenin, ilacını sessizce ve dinginlikle için.Çünkü eli ağır ve sert olsa da Görünmeyen'in müşfik eliyle yönlendirilmiştir. Ve uzattığı çanak dudaklarınızı yaksa da, çömlekçinin kendi kutsal gözyaşlarıyla ıslattığı kilden yağılmıştır.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kırmızı
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir." Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."

Soru 4) 1920'ler Türkiyesi demokrasinin nesnel koşullarına sahip midir?

"Koşul"lardan söz edenlerin asıl söylemek istedikleri şey, sanırız başkadır.1920'lerde Kemalistler açısından Türkiye'de demokrasinin koşulları yoktur;çünkü en geç 1923 veya 1924'ten itibaren CHP rejiminin serbest seçim ve serbest basın ortamında iktidarda kalabilmesi imkansızdır.Koşullar hazır değildir, çünkü koşulların hazır olabilmesi için önce halkın "eğitilmesi", sonra Kemalist kadronun her ne koşulda olursa olsun iktidardan düşmemesini sağlayacak tedbirlerin alınması gerekirdi. Sözü edilen tedbirler, 1946-50'de, 1960-65'te, 1971-73'te, 1980-83'te Kemalist aparatın başlıca uğraşını oluşturmuşlardır.Koşullar henüz olgunlaşmamış olacak ki, bu-gün de hala aynı uğraş sürmektedir.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kırmızı
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir." Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."

Soru 4) 1920'ler Türkiyesi demokrasinin nesnel koşullarına sahip midir?

Demokrasi eğer siyasi iktidarın serbest genel oyla seçildiği düzenin adı ise, bunu yürütmek için sandık imal edilip oy pusulası basmak ve oyları az çok güvenilir şekilde tasnif etmek için gereken alt yapı dışında ne gibi sosyoekonomik koşullar gerektiğini anlamak güçtür