Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
0
ISBN
978-975-9161-23-1
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
Abdülhalim Şener
İslam irfan tarihinin en mühim şahsiyetlerinden birisi olan Şeyhü’l-Ekber Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin, en çok tartışılan eseri Füsusu’l-Hikem (Hikmetlerin Özü)’dir.
Peygamberimiz’den aldığı talimat üzerine, “ne bir harf noksan ne de bir harf fazla” olmamak üzere nakledilen bu hikmetlerin her biri, bir Peygamber’in hakikatinden süzülüp gelmiştir.
Eserleri ile İslam irfanının zenginliğini ve enginliğini ortaya
ymuş olan bu büyük bilgenin, mühim eseri Füsusu’l-Hikem’in yeni bir tercümesini sizlerle paylaşıyoruz.
İnceltilmemiş, donuk ve cilasız ayna
Bir varlığın kendi benliği ile kendi nefsini görmesi, sözgelimi bir aynada kendi nefsini seyretmesine benzemez. Çünkü seyredilen yerin verdiği biçimde, seyredenin kendi benliği görünür. Böylesi bir yer olmasaydı ve Allah'ın onda tecellisi bulunmasaydı, herhangi bir suret bir şekil görünmezdi. Oysa, Yüce Allah, tüm alemi, ruhu olmayan bir beden gibi yaratmıştır. Yani, bir bakıma, âlem henüz inceltilmemiş, donuk ve cilasız bir ayna gibiydi.
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9789759014179
Baskı Sayısı
0. Baskı
Mütercimi
Ahmet Çelen
http://www.islamkutuphanesi.com/turkcekitap/online/nehculbelaga_all/nehc.html
Kendi kadrini bilmemek
Kişi önündeki cennet ve ateş için uğraşır. Hızlı hareket eden kurtulur, yavaş hareket etmek isteyen rica eder. Taksiratı olan ateşin içine atılır. Sağda ve solda olan sapıtmıştır. Orta yol ise gidilmesi gereken yoldur. Kitabın hepsi ve nübüvvetin izleri bu yolu gösterir. O yol, sünnet uygulanarak hayırlı bir sonuca ulaştırır. Boş şeyleri iddia eden helak olmuştur. İftira eden eli boş dönmüştür. Kendini Hak uğruna adayan, cahiller nezdinde helak olmuştur. Kendi kadrini bilmemek, cehalet olarak kişiye yeter. Takva üzere olan hiçbir temelin kökü kesilmez. Oraya ekin eken kavmin ekini susuz kalmaz. Evlerinize hemen kapanın, aranızdakileri ıslah edin. Tövbe sizin arkanızdadır. Hamd eden ancak Rabbine hamd eder. Ayıplayan ancak kendini ayıplamış olur.
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
175
ISBN
6054056293
Baskı Sayısı
5. Baskı
Bu kitap bence orijinal bir fikrin mahsülü. Yazar her harften -genellikle- bir kelime seçmiş, her kelimeye bir deneme yazmış. Ve bir kelimeyi aramış..
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir."
Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."
Objektif bir bakışla bakarsak...
Atatürk'ün vatanseverliğini ("iyi niyetini") sorgulamak da anlamsızdır. Uygar, müreffeh, dinamik, akılcı ve güçlü bir toplum idealini benimsediği; yaptıklarının bu ideale hizmet edeceğine inandığı, ve çevresindekilerin bazılarını buna inandırmayı başardığı açıktır. İnandığı hedefler uğruna, eşine ender raslanır bir enerji ve yaratıcılıkla hareket etmiştir. Eğer yaptıkları, sonuçta, ifade edilen ideallere varamamış, hatta Türkiye'nin o ideale ulaşmasını güçleştirmiş veya engellemişse, bundan dolayı o idealin samimiyetinden kuşku duymak gerekmez. Çünkü doğru niyetle yanlış işler yapmak, insanoğlunun yazgısında vardır.
Kültürü kısıtlıdır. Askerlik dışında bir profesyonel eğitime sahip değildir. Ülkenin kaderine hükmetmeye başladığı güne kadar, askeri birliklere komuta etmek dışında bir idari veya siyasi deneyimi olmamıştır. Birkaç haftalık üç Avrupa ziyareti dışında, dünya görgüsü, Selanik ve Sofya'nın batısına geçmez. Rousseau'yu ve yüzyıl başının bazı radikal Fransız yazarlarının çevirilerini okumuştur; ancak Anglo-Sakson kültürü ile herhangi bir tanışıklığı yoktur. Hayranlığını çeken Batı'nın tarihi, dini, hukuku, siyasi felsefesi, edebiyatı, töreleri ve müziği hakkında ciddi bir bilgisi olduğunu gösterecek delil bulunmaz. Din, dil ve tarih konularında sahip olduğu fikirler, ortalama bir Türk askerinin entelektüel ufkunu çok aşmazlar. Danışman olarak etrafına topladıkları, genellikle bir-iki yabancı kitap okumuş olmak dışında bir uzmanlığı olmayan kişilerdir. Yurttaşlık bilgisi notlarını yazarken dayandığı kaynak, manevi kızının sörler ortaokulunda okumuş olduğu ders kitabıdır.
Askerlik dışında formel eğitimi olmayan bir insanın, dilden ekonomiye, dinden hukuka, diplomasiden eğitim politikasına kadar sayısız alanda aldığı son derece radikal kararları, tüm toplumsal sonuç ve uzantılarıyla değerlendirebildiğine ihtimal veremeyiz.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Kelimeler artık, ibarenin içinde, tımarhaneden fırlayan akıl hastaları
Bugünkü "düz yazı"nın ne edebiyatla münasebeti var, ne haysiyetle: bed, cıvık, yüzsüz. Kelimeler, ibarenin içinde, tımarhaneden fırlayan akıl hastaları gibi koşuşuyor. Hepsinin sırtında aynı urba, bakışlarında aynı mânâsızlık. Nesir yok artık. Nazım var mı ki?
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
406
Baskı Tarihi
Haziran 2007
ISBN
9944-125-12-1
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
Gaziemir / İzmir
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
Neden Altını Çizdim?
amin
Dua
Allah kimseyi imansızlığa düşürmesin. İşin başı, kökü, esası, ruhu olan iman elden gitti mi; insanın aklı mantığı da gider. Her türlü bâtıl fikir onu böyle istilâ eder.
Şu şanları şöhretleri, geçen senelerde Türkiye'de de yayılmış olan, Akif'imiz rahmetlinin, o güzel, akıcı üslûbu ile seve seve tercüme ettiği eserlerin sahipleri, Şeyh Abduh ile Ferid Vecdi Bey'in bu hâle düştüklerini görünce, şu ayet-i kerimeyi çok okur oldum:
"Yâ Rabbi, bizi, hidâyetten sonra dalalete düşürme. Bizleri hak ve hakikat yolundan saptırma..." Resul-i Ekrem Efendimiz de dualarında şöyle derlerdi:
"Ey gözleri ve gönülleri hedeften saptırmak güç ve kuvvetine sahip olan Allah'ım, izz ü celâlin hakkı için, şân-ı ulûhiyetine sığınıyoruz. Bizim kalblerimizi, gönüllerimizi, senin dinin üzerinde sabit kıl..."
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
568
Baskı Tarihi
2009
ISBN
978-975-08-0419-8
Baskı Sayısı
6. Baskı
Basım Yeri
Istanbul
Editörü
Orçun Türkay
Mütercimi
Yiğit Bener
Orijinal Adı
Voyage Au Bout de la Nuit
Diyorum Size..
Yukarıda bulunduğum yerden, ağzınıza geleni söyleyebilirdiniz onlara. Denedim. Hepsi de midemi bulandırıyordu. Bunları gündüz vakti, yüzlerine karşı, söyleyecek cürete sahip değildim, ama bulunduğum yerdeyken korkmama neden yoktu, onlara “İmdat! İmdat!” diye bağırdım sırf onlarda en ufak bir tepki uyandıracak mı diye merak ettiğim için. Umurlarında bile değildi. Önlerine geceyi gündüzü ve yaşamı katmış gidiyordu insanlar. Kendi gürültülerinden hiçbir şey duymuyorlardı. Sallamıyorlardı. Üstelik kent ne kadar büyük ve ne kadar yüksekse o kadar çok pişkinliğe vuruyorlardı. Diyorum size. Denedim.Değmez.
Sayfa Sayısı
94
ISBN
978-605-5953-24-9
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
ankara
Büyükler..
Eğer büyüklere, “Küçük prensin güler yüzlülüğü, tatlılığı ve bir koyun istiyor olması, onun var olduğunu gösterir. Birisi bir koyun istiyorsa, bu onun varlığının kanıtıdır,” derseniz size inanmazlar dalga, geçerler. Ama onlara, “Küçük prensin geldiği gezegenin adı Asteroid B-612’dir,” derseniz, işte o zaman size inanıverirler ve sıkıcı sorular sormazlar.”
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Kelam-ı kibar...
Murdar bir hal'den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir."
Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."
Erzurum'un Ermenistan'a verilmesi konusu ne kadar ciddiydi?
Nisan 1920'deki San Remo konferansında, Erzurum'un Ermenistan'a verilmesi önerisine sert tepki gösteren Lloyd George, şöyle konuşur:
"İngiltere'de bir kişi bile, Erzurum'un işgali için asker gönderilmesi amacıyla [bütçeden] 1.000.000 sterlin istemek sorumluluğunu üzerine almayacaktır. Ermeniler kendi başlarına işgal edemeyeceklerine göre, bölgenin Ermenistan'a bırakılması tam anlamıyla kışkırtıcı bir önlem olacaktır. Ermenilere, korumalarına yardım etmeye niyetli olmadığımız bir toprağı kâğıt üzerinde vermek adil bir tutum değildir."
Eski başbakan Balfour'ın 1921 Şubatında ifade ettiği görüşleri şöyledir:
"İnsani prensiplere dayananlar hariç olmak üzere Büyük Britanya'nın Ermenistan'da hiçbir menfaati yoktur. Büyük Britanya'nın elinde olmayan olaylar bu fikrin gerçekleştirilmesini önlemiş ve Türkiye ile barışı geciktirerek kötü sonuçlara sebep olmuştur. Ermenistan'a kuruluş devrinde yardım edecek olan devletin asker kuvveti kullanmaya da mecbur olacağından korkarım. Büyük Britanya şimdiye kadar yaptığı taahhütlerin sorumluluğu altında kalmamak için büyük güçlüklerle karşılaşmış bulunmaktadır. Bunlara bir de Ermenistan'ı ilave edemez." Dışişleri bakanı Lord Curzon, Ermeni davasının daha aktif bir şekilde desteklenmesini talep eden bir siyasi gruba şu cevabı verir:
"İngiltere hükümetinin durumunu anlamamakta ısrar ediyorsunuz [...] Bu ülkenin (ya da başka herhangi birinin) Türkiye'nin lalettayin bir bölgesini seçip, oradaki diğer tüm ırkları kovarak, İngiliz süngüleri etrafında çok sayıda [Ermeni] muhacirle doldurmasını ve böylece, İngiliz vatandaşlarından alınacak muazzam vergilerle burada bir Ermeni ulusal varlığı teşkilatlandırmasını bekleyemezsiniz. Bunun düşüncesi bile ham hayalden öteye gitmez." (6.12.1921)