elektronik iletim

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
263
Baskı Tarihi
Nisan 2013
Yazılış Tarihi
1995
ISBN
978-975-7501-81-7
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
Ankara
Yayın Evi
Dost Kitabevi Yayınları
Editörü
Ferhat Babacan
Mütercimi
Mehmet Küçük
Orijinal Adı
From Post-Industrial to Post-Modern Society: New Theories of the Contemporary World, Second Edition

Bu kitapta tartıştığımız kuramlar çokluk batı toplumları üzerinde odaklanmıştır. Ama batı, daha önce hiç olmadığı ölçüde, dünyanın geri kalanının bir parçası olmuştur. Bu dünyanın hatırı sayılır bir kısmını, ister iyi diyelim ister kötü, batı denetlemektedir. İncelediğimiz sanayi sonrası toplum kuramlarının bu durumun tamamen farkında oldukları söylenebilir.

Kitleselliğinden arındırılmış medya çağı

Bilgideki artış yalnızca nicel değil, aynı zamanda niteldir. Eski kitle iletişim araçları standartlaştırılmış mesajları yeknesak bir izleyici kitlesine aktarıyordu. Yeni iletişim kanalları hem kablolu ve şifreli yayıncılığa hem de yayıncılığa (broadcasting) elverişlidir. Bilgisayara bağlanmış olan kablolu ve uydu yayını hem göndericilerin hem de alımlayıcıların birbirinden ayrı ve kopuk birimler halinde bölünmelerine izin verir. Bu durumda enformasyon en uzmanlaşmış en bireysel ihtiyaçlara göre işlenebilir, seçilebilir ve elden geçirilebilir."Böylece Üçüncü Dalga yeni bir çağı başlatır -kitleselliğinden arındırılmış medya çağı. Yeni tekno-kürenin yanı başında yeni enformasyon-küresi ortaya çıkmaktadır"


Türü
Roman
Sayfa Sayısı
639
Baskı Tarihi
Ekim 2009
Yazılış Tarihi
Nisan 2008
ISBN
978-975-6006-23-8
Baskı Sayısı
13. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
April
Editörü
K.Egemen İpek
Mütercimi
Murat Kayı
Neden Altını Çizdim?
Küçük Charlie ile öğaretmeni Zinser'in felsefe dersindeki baş döndüren dialoğu gerçektende ilgi çekici.

Yaşamınızın kontrolu sizde değil!

Zinser gülümsedi '' Bir deneycinin bakış açısından kendimiz üzerindeki `gücümüz` anlaşılablir değildir ,çünkü`güç` sözçüğünü tanımlamak mümkün değildir.'' ''Bu delice ,''dedi Charlie. ''Peki,'' dedi Zinser yakışıklı çoçuğa dönerek.''O zaman bana açıkla.'' ''Güç...''Charlie önce notlarına ,sonra da Zinser'e baktı.''Güç bir fikirdir.'' ''Kaynağı nedir bellek mi yoksa imgelem mi?'' ''Bellek.Bedenimi hareket ettirdiğime dair olan anılarım.'' Göstermek için parmaklarını oynattı. ''Ama iradenin bedenini hareket ettirmekte kullandığı gücü bilmek mümkün değil.'' ''Ne demek istediğinizi anlamıyorum.'' ''Zihnin ve bedenin arasındaki bağlantı tam bir muamma.Düşün: Eğer sana görünmez bir ruhun nesneleri yerinden oynatabildiği başka bir durum anlatsaydım,bana deli derdin.Zihnin beden üzerindeki etkisi,sana zihnimle dağları yerinden oynatabileceğimi söylememden daha akıl dışı değil.'' ''Ama zihin bedene bağlı.'' ''Beyin bedene bağlı. Ama zihin öylemi?Bilinç öylemi? Bilim adamlarının bilincin ne olduğu,hatta nerede olduğu hakkında küçük bir fikirleri yok.Öyleyse bedenine nasıl bağlı oluyor? Bu bağlantıyı hissedebiliyor musun?'' ''Yani...Edemiyorum.'' ''O zaman olduğunuı nasıl bilebilirsin?'' ''Çünkü bedenimi kontrol edebiliyorum!''diye bağırdı Charlie. ''Hayır edemezsin.'' ''Ne demek, edemem?'' ''Tüm organların üzerinde aynı derecede kontrole sahip değilsin.Miden,böbrekelrin,karaciğerin...Hepsi senin bilinçli zihninden tamamen bağımsız çalışır.'' ''Böbreklerimi kontrol edemiyor olmam bedenimin geri kalanı üzerinde güç sahibi olmadığım anlamına gelmez.'' ''Ama bu gücün nerede başlayıp nerede bittiğinin farkında değilsin.Gücü hissedemezsin.Sadece deneyimlerin arayıcılığıyla iradenin sınırlarını biliyorsun.Ve deneyimlerin her ne kadar sana parmağının sen istediğin zaman oynadığını öğretmiş olsa da, bu deneyimler parmağın ve zihninin birbirine nasıl bağlı olduğunu söylemiyor.'' ''Ama parmağımı oynatmak istediğim zaman zihnim onu oynatıyor.'' ''Hayır ,oynatmıyor.'' Charlie ellerini havaya kaldırarak,''O zaman oynatan nedir?'' diye sordu. ''Nöronların ürettiği elektiriksel dürtülerle idare edilen sinirler tarafından tetiklenen kaslar.Bilincin parmağını oynatmaya çalıştığın zaman neler olduğunun farkında bile değil. Zihnin parmağını oynatmak istiyor, ama onun yerine bir nöronu tetikliyor. Senin ne hissedebileceğin, ne de kavrayabileceğin ve asıl amaçladığından tümüyle farklı bir olay.'' Charlie soluğunu gürültüyle koyuverdi.Zinser aldırmadan devam etti, çünkü onun anlamanın eşiğinde olduğunu kavramıştı. ''Ateşlenen nöron parmağın oynayana kadar bir dizi kasıtsız olaya neden oluyor.Yani gördüğün gibi parmağını oynatacak bir 'gücün' bilincinde değilsin çünkü böyle bir gücün yok. sahip olduğun tek şey, bir takım elektronik darbeleri tetikleyecek bir güç. Bunlarda her ne kadar sonunda bir harekete yol açsalar da , senin anlayışının dışında çalışıyor.Onun için bir daha soruyorum: Bedenin üzerinde sahip olduğun gücü nasıl 'bilebilirsin'?'' Charlie'nin omuzları çöktü.'' sanırım bilemem'' ''Bilemezsin. Hareket, deneyimlediğin bir şeydir, ama arkasındaki gücün bilinçli zihin tarafından bilinmesi olanaksızdır.''