yalan

Sayfa Sayısı
763
Baskı Tarihi
2007
Yazılış Tarihi
1866
ISBN
978-975-998-384-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Bordo Siyah
Editörü
Veysel Atayman
Mütercimi
Osman Çakmakçı
Orijinal Adı
Prestupleniye i Nakazaniye

Suç ve Ceza,(Rusçası: Преступление и наказание) Dostoyevski'nin romanlarından biridir. Orijinal ismi Prestupleniye i Nakazaniye dir. Roman ilk olarak 1866'da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde yayınlandıktan sonra cilt haline getirilmiştir. Dostoyevski'nin Sibirya'da cezaevinden döndükten sonra yazdığı roman, yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır. Bununla birlikte yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır.

Yalan

"Siz ne sanıyorsunuz? Onlara palavra savurdukları için mi kızıyorum sanıyorsunuz? Saçma! Ben yalan dinlemesini severim! Yalan, insanların bütün öteki yaratıklara karşı üstünlüğünü sağlar. Yalanla gerçeğe ulaşılır. Ben yalan söylediğim için insanım. Hiç olmazsa önceden on dört sefer, hatta belki de yüz on dört sefer yalan söylemeden hiçbir gerçeğe ulaşılmamıştır. Ve bu kendine göre bir şereftir. Oysa biz kendi aklımızla yalan söylemesini bile beceremiyoruz. Bana kendi uydurduğun bir yalan söyle, seni alnından öpeyim! Kendi uydurman olan bir yalan söylemek başka bir ağzıdan işitilip tekrarlanmış bir gerçeği söylemekten hemen hemen, daha iyidir. Birinci ihtimalde sen bir insansın, ikincisinde ise papağandan hiç bir farkın yoktur. Sanki biz neyiz şimdi? Biz şimdi, ayrıcasız hepimiz, bilgide, ilerlemede, düşüncede, buluşta, ülküde, istekte, liberalizmde, akılda, tecrübede, her şeyde, her şeyde, her şeyde henüz daha jimnazyum hazırlık sınıfındayız! Başkalarının aklı ile yetinmek hoşlarına gidiyor! Fena alışmışlar!"


Neden Altını Çizdim?
Bu sözleri sarfeden adamın başka bir "yalan tarihin" babası olması kaderin garip bir cilvesi değil de nedir?

Yalan Tarih

Hür bir fikir eğitimi görmeyenlerle anlaşmak imkânı var mıdır? Onlar da gerçeğin yüzde yüz yergi ile yüzde yüz övgünün belki de tam ortasında olduğunu bilmez değillerdir. Fakat eski zamanların kulluk ahlakına esirdirler. Yerme, yahut övme, iyilik yahut kötülük gördüğünüze göre bu ikisini yapmakta, onların ahlakına göre haklısınız. Tarihte gerçeğin ne lüzumu var?.. Osmanlı tarihi, bu sebeple, bir yalan âlemi olmuştur. Yalan, Şark'ta ayıp değildir.

Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
214
Baskı Tarihi
2009
ISBN
0207-34-007913
Baskı Sayısı
5. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh
Yazar bu eserinde Türkiye'de seksen sonrası yaşanan atmosferi ele almıştır. Bu atmosfer tüketim toplumunun yarattığı ihtirasları, tutkuları öne çıkarmaktadır. Kitap bir ailenin üç ferdinin ağzından anlatılan hikâyeler ile gelişiyor. Banka şefi baba, emekli ev kadını anne ve üniversite çağında hemen köşeyi dönme arzusu ile iş dünyasına atılan oğul. Kazanç hırsı, mevki-makam, güç ve güvenlik arzuları aileyi parçalar. Her fert kendi yoluna gider. Ama bu yol nereye çıkmaktadır? Yazar metnin ucunu açık bırakarak bu sorunun cevabını vermez, okuru düşünmeye çağırır.

Bana Yalanlar Söyle

İnsanlar her türlü yalana kanmak üzere yetiştiriliyor.

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.
Neden Altını Çizdim?
Bahsedilen tipte bazı insanları ben de tanıdım. Yani "kendisi lezzetle dinlenilen, fakat söylediklerinin ancak yarısına inanılan insanları" Tanpınar'ın da bunları bu şekilde tesbiti çok hoş...

Hoş sohbet yalancılar

O zaman hazinelerini ortaya yığıyor. Kendi bastığı kitaplar. Daragnes'in bastıkları. Başka lüks baskılar... Albüm dolusu elyazıları... içlerinde Valery'nin kendisine yazılmış iki mektubu, birkaç deseni ve yine kendi bastığı bir kitap üzerinde bir iki tashih var. Bu arada, meşhur konferanslara ait notlar da ortaya geliyor. Fakat daha ziyade Daragnes'den bahsediyor. Sözü o tarzda getiriyor ki, asrın en büyük estetinin yakın iş arkadaşı oluyor. Yazık ki kendisi lezzetle dinlenilen, fakat söylediklerinin ancak yarısına inanılan insanlardan. Bununla beraber onu yakından tanıdığı ve çok insan tanıdığı aşikâr.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
277
Baskı Sayısı
0. Baskı

Belirsizlik

İnsan ciddi, hayati bir durumla karşılaştığında bir labirent içinde yolunu kaybetmiş hissediyor kendini ya da suya düşmüş çırpınıyormuş gibi. Şimdi'nin imkansızlığı bu. O noktada hatırlamak ve unutmak iç içe geçiyor zihinde. Hatırlananları ve unutmak zorunda olduğun için unuttuğunu sandığın şeyleri birbirinden ayıramıyorsun. Olmuşla olmamışı, yapılması gerekenle yapılmayanı. Yalanla gerçeği.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı

Gerçekler

Bir milyondan fazla yüksekokul öğrencimiz var, eğittiğimiz yalan;yüzbinlerce camimiz var, Müslüman olduğumuz yalan; milyonlarca liralık matbaalarımız var, gazeteciliğimiz yalan;hükümetimiz var, iktidar olduğumuz yalan; Türkçe konuşuruz, birbirimizi anladığımız yalan; metrelik cetvelimiz var, yüz santim olduğu yalan; kilogram kullanırız, bin gramı doğru tartabildiğimiz yalan; dünyanın en eski uluslarındanız, tarihimiz yalan; NATO'nun en büyüğü ordumuz var, ülkemizi savunabileceğimiz yalan; Cumhuriyetiz, demokrat olduğumuz yalan; konukseverliğimiz ünlüdür, birbirimizi sevdiğimiz yalan...