Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
263
Baskı Tarihi
Nisan 2013
Yazılış Tarihi
1995
ISBN
978-975-7501-81-7
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
Ankara
Yayın Evi
Dost Kitabevi Yayınları
Editörü
Ferhat Babacan
Mütercimi
Mehmet Küçük
Orijinal Adı
From Post-Industrial to Post-Modern Society: New Theories of the Contemporary World, Second Edition

Bu kitapta tartıştığımız kuramlar çokluk batı toplumları üzerinde odaklanmıştır. Ama batı, daha önce hiç olmadığı ölçüde, dünyanın geri kalanının bir parçası olmuştur. Bu dünyanın hatırı sayılır bir kısmını, ister iyi diyelim ister kötü, batı denetlemektedir. İncelediğimiz sanayi sonrası toplum kuramlarının bu durumun tamamen farkında oldukları söylenebilir.

Enformasyon Toplumu Pozitivist Çizgidedir

Enformasyon toplumu kavramı, batı düşüncesinin liberal, ilerlemeci geleneğiyle gayet uyumludur. Aydınlanma’nın rasyonellik ve ilerlemeye duyduğu inancı muhafaza etmektedir. Bu kavramın mevcut yandaşları genelde ideolojik tayfın ortasında yer alır. Bilginin ve onun büyümesinin daha fazla verimlilik ve daha fazla özgürlükle bir tutulması ölçüsünde bu görüş, toplumun barındırdığı düzenlemelerde kökten değişiklikler olduğu yönündeki açıklamalarına rağmen, Saint-Simon, Comte ve pozitivistlerin başlattıkları düşünce çizgisini sürdürür.


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
263
Baskı Tarihi
Nisan 2013
Yazılış Tarihi
1995
ISBN
978-975-7501-81-7
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
Ankara
Yayın Evi
Dost Kitabevi Yayınları
Editörü
Ferhat Babacan
Mütercimi
Mehmet Küçük
Orijinal Adı
From Post-Industrial to Post-Modern Society: New Theories of the Contemporary World, Second Edition

Bu kitapta tartıştığımız kuramlar çokluk batı toplumları üzerinde odaklanmıştır. Ama batı, daha önce hiç olmadığı ölçüde, dünyanın geri kalanının bir parçası olmuştur. Bu dünyanın hatırı sayılır bir kısmını, ister iyi diyelim ister kötü, batı denetlemektedir. İncelediğimiz sanayi sonrası toplum kuramlarının bu durumun tamamen farkında oldukları söylenebilir.

Enformasyon Toplumu

Daha önceki sanayi sonrası toplum kuramıyla yenileri arasındaki en büyük süreklilik, günümüz toplumunu "enformasyon toplumu" olarak nitelendiren görüşte ortaya çıkmaktadır. Daniel Bell, bu noktada yine, bu görüşün en sivri yandaşıdır. Bell’in sanayi sonrası toplum fikri, gelecek­teki toplumun en önemli görünümü -değerin kaynağı, büyümenin kayna­ğı- olarak "kuramsal bilgi"yi öne çıkarır. Bell, daha sonraki yazılarında "kuramsal bilgi"yi daha kesin bir şekilde yeni enformasyon teknolojisinin gelişimiyle ve bu teknolojinin toplumun her sektörüne uygulanma potan­siyeliyle özdeşleştirmeye başladı. Şimdi yeni toplum, enformasyonu edin­me, ,işlemden geçirme ve dağıtma konusundaki yeni metotlarıyla tanım­lanmakta ve adlandırılmaktadır. Bell şimdi, bunun modern toplumun devrimci bir dönüşümüne varacağından, daha önceki çözümlemelerinde olduğu denli emindir.


Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
263
Baskı Tarihi
Nisan 2013
Yazılış Tarihi
1995
ISBN
978-975-7501-81-7
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
Ankara
Yayın Evi
Dost Kitabevi Yayınları
Editörü
Ferhat Babacan
Mütercimi
Mehmet Küçük
Orijinal Adı
From Post-Industrial to Post-Modern Society: New Theories of the Contemporary World, Second Edition

Bu kitapta tartıştığımız kuramlar çokluk batı toplumları üzerinde odaklanmıştır. Ama batı, daha önce hiç olmadığı ölçüde, dünyanın geri kalanının bir parçası olmuştur. Bu dünyanın hatırı sayılır bir kısmını, ister iyi diyelim ister kötü, batı denetlemektedir. İncelediğimiz sanayi sonrası toplum kuramlarının bu durumun tamamen farkında oldukları söylenebilir.

Marx, Weber ve Durkheim Artık Bugünü Açıklayamaz

Malcolm Bradbury, 1970’li yılları "asla yaşanmamış on yıl" olarak adlandırmıştı. Ama 1980’li yıllar 1970’li yıllardan doğdu (tıpkı 1960’lı yılların 1950’li yıllardan doğmuş olması gibi). Şimdi artık bu on yıl boyunca sanayi sonrası toplum kuramının çeşitli yeni biçimlerinin üretilmekte olduğunu görebiliyoruz. Söz konusu kuramın bu biçimleri, bütün olarak alındığında, 1960’lı yıllarda üretilen çeşitlerin iyimserliğinden yoksun­dur. Bu yeni biçimler, Alvin Toffler’ın büyük bir hevesle öngördüğü "süper-sanayi" toplumu beklentisi içinde değil. Sağ-kanat düşüncenin olduğu kadar sol-kanat düşüncenin de ürünü olarak sanayi sonrası toplum kura­mının bu biçimleri, önümüzde bizi bekleyen büyük gerilimler ve çatışma­lar öngörmektedir. Ama bunlar sanayi toplumlarının bir sınır çizgisini geçtiği konusunda, en az daha önceki sanayi sonrası toplum kuramcıları denli ısrarlıdır. Buna göre, klasik sanayicilik, yani Marx, Weber ve Durkheim tarafından çözümlenen yani batılıların büyük çoğunluğunun geçtiğimiz yüz yıl boyunca içinde, yaşadıkları türden toplum, bundan böyle yoktur.


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
218
Baskı Tarihi
2016
ISBN
9789750805561
Baskı Sayısı
9. Baskı
Yayın Evi
Yapı Kredi Yayınları
Mütercimi
Kamuran Şipal

"Bozkırkurdu'nun, deneysel cesaret anlamında Ulysses'ten aşağı kalmayan bir yapıt olduğunu söylemeye gerek var mı? Bozkırkurdu, okumanın ne demek olduğunu uzun zamandır ilk kez hatırlattı bana."
-Thomas Mann-

Yeni Bir Savaş İçin

İmparator, generaller, dev sanayiciler, politikacılar, gazeteler suçsuz tümüyle, kimse kendisine en ufak toz kondurmuyor, kimse herhangi bir şekilde suçlu değil, dünyada her şey güllük gülistanlık, yalnızca bir kaç milyon insan toprak altında yatıyor, o kadar. Bak Hermine, böyle aşağılayıcı yazılar beni artık kızdırmıyorsa da hüzünlendiriyor bazen. Yurttaşlarımdan üçte ikisi bu tür gazeteleri okuyor, sabah ve akşam gazetelerindeki bu havayı soluyor, her Allahın günü belli doğrultuda yönlendiriliyor, uyarılıyor, kışkırtılıyor, durumdan hoşnut olmayan kötü yürekli insanlara dönüştürülmeye çalışılıyor. Bütün bu çabaların amacı da yeni bir savaş, yaşadığımız savaştan çok daha korkunç olacağı kuşku götürmeyen bir sonraki savaş.


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
218
Baskı Tarihi
2016
ISBN
9789750805561
Baskı Sayısı
9. Baskı
Yayın Evi
Yapı Kredi Yayınları
Mütercimi
Kamuran Şipal

"Bozkırkurdu'nun, deneysel cesaret anlamında Ulysses'ten aşağı kalmayan bir yapıt olduğunu söylemeye gerek var mı? Bozkırkurdu, okumanın ne demek olduğunu uzun zamandır ilk kez hatırlattı bana."
-Thomas Mann-

Neden Altını Çizdim?
Yaşamı tanımlama şekli değil ama yaşama yüklemeye çalıştığımız anlama verdiği tepki rahatsız ediciydi. Haklı mı diye uzun uzun düşünmeme sebep olması nedeniyle altını çizdiğim satırlardı.

Yaşam Rahat Bir Orta Sınıf Evdir

Yaşam konusunda bir fikrin vardı; içimde bir inanç bir beklenti yaşıyordu; eylemlere, acılara ve özverilere hazırdın. Ama yavaş yavaş anladın ki, dünya hiç de senden eylemlerde ve özverilerde bulunmanı istemiyor; yaşam, kahraman rollerine ve benzeri şeylere yer veren bir kahramanlık destanı değil, insanın yiyip içmeler, kahve yudumlamalar, örgü örmeler, iskambil oynamalar ve radyo dinlemelerle yetinip hallerine şükrettikleri rahat bir orta sınıf evdir. Kim bunun başka türlüsünü ister, kim gönlünde yiğitliği ve güzelliği barındırır, büyük yazarları ya da ermişleri baş tacı ederse, o bir aptaldır, bir Don Kişot'tur.


Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
560
Baskı Tarihi
Mart 2010
ISBN
978-975-6004-88-3
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Fecr Yayınevi
Mütercimi
Okan Sevinç
Orijinal Adı
Gofteguhayı Tenhayi
Benim hamurumu felsefe, hikmet ve irfanla yoğurmuşlar. Hikmet, bende sonradan kazanılmış veya hafızada biriktirilmiş bir ilim değildir. Bilâkis o benim özüme aittir, benim sıfatımdır. Ağırlık, içgüdü ve vücut ısısı gibi sıfat ve durumlara sahip bir varlık olduğum gibi, hikmet ve felsefeye de sahip olan bir varlığım ben. Harcımda, ruhumun özünde, hatta dostlarımdan birinin şakayla dediği gibi, görünüşümde, bedenimde, davranışımda, sözümde ve sessizliğimde hep felsefe vardır.

Ben onu görmemek için gözlerimi kapatıyorum.

Ben onu görmemek için gözlerimi kapatıyorum. Sürekli yükselen acı ve öfke dolu nağmelerini duymamak için parmaklarımla kulaklarımı kapatıyorum. Ey uzak bağlarda öten esir kuş! Kıştır... Sen başını kafesin demir parmaklıklarından çıkarma! Kafesinin köşesinde rahat dur, başını kanatlarının altına gizle. Gaganı yumuşak ve renkli kanatlarına göm. Ey uzak bağlarda öten esir kuş! Kıştır... Ey şubat kırlangıcı! Bahar ölmüştür!


Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
527
Baskı Tarihi
Eylül 2010
ISBN
978-605-5482-00-8
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
Ankara 2010
Yayın Evi
FECR YAYINEVİ
Mütercimi
Prof.Dr.Hicabi Kırlangıç - Prof.Dr.Derya Örs
Orijinal Adı
Hubut der Kevir
Birden elindeki elmayı uzattı ve gözleriyle benden onu dişlememi istedi. Fakat ben dudaklarımı daha sıkı kapattım. Yüreğimdeki dilsiz bir duygu diyordu ki an, büyük bir inkılâp anıdır. Bütün varlık olduğu yerde durmuş heyecanla bekliyordu. O, bir isyan alevi gibi karşımda dalgalanıyor ve sabırsız yakıyordu beni. Bense kalbinde korkunç bir volkanın patlamak için sabırsızlandığı dağ zirvesinin sakinliğine sahiptim. O her an daha kararlı ve saldırgan, ben her an daha tereddütlü ve ezgin. Günah duygusu.

O varken görmüyordum, o çağırırken işitmiyordum...

Çok tuhaf! O varken görmüyordum, o çağırırken işitmiyordum... Ben görmeye başladığımda o yoktu. Ben işitmeye başladığımda o çağırmıyordu! Soğuk ve tertemiz bir pınar, karşında coşmakta, şarkı söylemekte ve mırıldanmaktayken, senin suya değil ateşe susamış olman; pınar kuruduğu, kendisine susadığın ateş yüzünden buharlaşıp havaya uçtuğu, çölü yakıp kendi içinde eridiği, yerden ateşler fışkırdığı, gökten ateş yağdığı zaman, senin bu kez ateşe değil, suya susaman; sonra da varken senin yokluğunun kederiyle eriyen bir kimsenin yokluğunun derdiyle bir ömür yanmak ne kadar hüzün vericidir. Ne desem? "Var ol da kıyamete dek inle!" Ne fayda? Denizin acıması yok.

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
527
Baskı Tarihi
Eylül 2010
ISBN
978-605-5482-00-8
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
Ankara 2010
Yayın Evi
FECR YAYINEVİ
Mütercimi
Prof.Dr.Hicabi Kırlangıç - Prof.Dr.Derya Örs
Orijinal Adı
Hubut der Kevir
Birden elindeki elmayı uzattı ve gözleriyle benden onu dişlememi istedi. Fakat ben dudaklarımı daha sıkı kapattım. Yüreğimdeki dilsiz bir duygu diyordu ki an, büyük bir inkılâp anıdır. Bütün varlık olduğu yerde durmuş heyecanla bekliyordu. O, bir isyan alevi gibi karşımda dalgalanıyor ve sabırsız yakıyordu beni. Bense kalbinde korkunç bir volkanın patlamak için sabırsızlandığı dağ zirvesinin sakinliğine sahiptim. O her an daha kararlı ve saldırgan, ben her an daha tereddütlü ve ezgin. Günah duygusu.

Ruh tıpkı onun gözlerinin rengindedir.

Yüzü hatırımda değil,görmedim; bir yıldan fazla zamandır buna fırsat olmadı. Bulut rengi gözleri vardı; hayır, melekut rengindeydi, şeffaflık aleminin renginde,ezelin kurşuni sabahının, sessizliğin, hayalin, ruhun renginde... Ha! Anladım, gözleri tıpkı ruh rengindeydi. Ruh ne renktedir ki? Ruh mu? Bellidir. Ruh, tıpkı onun gözlerinin rengindedir. İbn-i Sina, ruh, buhar şeklinde şeffaf bir özdür, demiyor mu? Buhar ne renktir? Onun gözlerinin renginde değil midir?

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
228
Baskı Tarihi
şubat 2005
ISBN
975-7270-02-4
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Yayın Evi
im yayınları
Editörü
ibrahim emir
Mütercimi
Erkıl Günur

Umut ve Kitle Hareketleri

Gelişmekte olan bir kitle hareketi, hemen sonuç verecek bir umudun propagandasını yapar. Hareketin amacı, taraftarlarını kışkırtmaktır ve bu hemen köşe başını döner dönmez sonuç verecek türden olan umut, halkı hemen harekete geçmeye teşvik eder. Hıristiyanlık ilk dönemlerinde, hemen kıyamet kopacağı ve Tanrının hâkim olduğu bir ülkede yaşanılacağını öğütlemiştir; 1789 Fransası’nda Jakobenler derhal gelecek bir özgürlük ve eşitlik vaat etmişlerdir. Kitle hareketi daha sonra iktidarı ele geçirince, propaganda uzak gelecekteki bir umuda doğru kaydırılır, yani bir hayale ve varsayıma doğru. Çünkü ilk amacına ulaşmış bir kitle hareketi durumunu korumakla meşguldür ve işgüzar hareket edenlerden çok, itaatkâr ve sabırlı olanları ödüllendirir, çünkü ortada göremediğimiz bir şey için umut beslediğimiz zaman, o umudu bekleyişin yolu sabırdır.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
366
Baskı Tarihi
2015
ISBN
978-975-470-144-9
Baskı Sayısı
24. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İletişim
Türkiye'nin müzmin tartışma konularına Mardin'in yaklaşımı, modernleşme sürecini bildik "ileri" - "geri" kutuplaşmasına indirgemiyor. Derleme, farklı düşünce akımlarının modernleşmeyi algılayışlarını ele alan makalelerin yanısıra, modernleşme sürecinin gençlik, kültür, kitle gibi kavramsal çerçevelerdeki izdüşümlerini tartışan yazıları içeriyor...

İdeoloji

İdeoloji: İdeoloji var olan bir sosyal yapıyı devam ettirmeye veya yenisini yaratmaya yarayan bir fikir yapısıdır. Sosyolog Mannheim "ideoloji"yi yalnız birinci anlamda kullanmış, sistem değiştirmeye yönelen ideolojilere "Ütopya" adını vermiştir.