Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
158
Baskı Tarihi
Kasım 2009
Baskı Sayısı
0. Baskı
Editörü
Seval Akbıyık
Kahırdaki lütuf
Geçirdiğim hastalığın tam anlamıyla kahırdaki lütuf olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Bu hastalığın çöküntüsü ve acıları içimde batıla dair herşeyi yıkmasaydı ben hala gençliğimdeki o yanlış ve zelil noktada olacaktım. Evet işte kahırdaki lütuf...
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
178
Baskı Tarihi
Kasım, 2009
Yazılış Tarihi
2009
ISBN
978-605-5653-04-0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Neden Altını Çizdim?
Kişisel gelişimcelerin modern insan tanımındaki saçmalığa karşı sabır denilen şeyin önemi...
Modern İnsan Kendisiyle Barışık Bir Hayvandır!
Sabır ve şükür, dünyada başımıza gelenlere dayanma gücüdür. Kişisel gelişimcilerin dediği gibi, ille de içimizden bir "Dev" çıkaracaksak, bu; "Sabır, Şükür ve Rıza Devri" olmalıdır. Modern insan, insan olmanın hüznü ve utancıyla bir kez olsun ağlayacak olursa ona "depresyonda olduğu" söyleniyor ve bir an evvel mutlu olması için ilaçlar veriliyor.
Kimsenin ağlayarak günahlardan arınmasına izin verilmiyor. Buna "zayıflık" diyorlar. Müslüman, çevresinde zayıflar zulüm görürken, aç yatanlar varken ve kul hakkına girdiği zaman kendisiyle barışık bir halde kafasını yastığa koyamaz, koymamalıdır işte bu yüzden ilk sözümü son söz olarak da tekrarlıyorum.
Modern insan kendisiyle barışık bir hayvandır!
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
639
Baskı Tarihi
Ekim 2009
Yazılış Tarihi
Nisan 2008
ISBN
978-975-6006-23-8
Baskı Sayısı
13. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
K.Egemen İpek
Mütercimi
Murat Kayı
Elektromanyetik alan
Laszlo öğrencilerin çoğunda bir kavrama parıltısı algıladı; ama Elijay hala düşünceli görünüyordu ''Aklınızdan neler geçiyor,Bay Cohen?''
''Sadece...Bilimin daiama deneysel olgulara dayalı olduğunu s-sanırdım. Özellikle de ,denklemlerle ilgili olduğundan fiziğin.Ama şimdi siz;her yerde olan ve herşeyi etkileyen elektromanyetik alanın sadece bir teori olduğunu söylüyorsunuz bu bana doğru gelmiyor.''
''Denklemin hayati bir elemanını unutuyorsunuzda ondan.''
''Nedir o?''
''İnanç''
Bunu Biliyor Muyuz?
Ve hepimiz biliyoruz: Dostlarımız, biz caddenin kenarında alevler içinde yanarken, karşıya geçip üstümüze işemeye üşenen kimselerdir.
Gezgin
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
256
Baskı Tarihi
2004
Baskı Sayısı
15. Baskı
Editörü
Emine Altay
Mağribli bilge İbn Arabi'nin kendi ruhunda yaptığı ve bereketli bir ömre yayılan manevi gezinin öyküsü (arka kapak)
Neden Altını Çizdim?
ağlamak ki ruh-i gusül
Gözyaşı
Abdullah, "Hatırlıyor musun?" diye sordu.
Gezgin, "Neyi?" dedi.
"Bana ilk karşılaştığımızda, kirli gözlerle bakma demiştin." Gezgin gülümsedi.
"O günden beri, o sözünü ne zaman hatırlasam ağlıyorum."
"Evet" dedi Gezgin, "Gözyaşı bakışı temizler, insan her gün, gözlerini onunla yıkamalıdır."
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
393
Baskı Tarihi
Kasım 2007
Yazılış Tarihi
1992
ISBN
9944-125-03-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İzmir
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
Neden Altını Çizdim?
Sarsıcı bir rüya...
İpekli Hacı Mehmed Efendi'nin Rüyası
Babamdan bahsederken, dersini hazırlamadığı için amcamdan azar işiten Cemil Efendi'nin de zikri geçmişti. Bu Cemil Hoca'mın ders arkadaşı, dedemden, amcamdan ve akranı olmakla beraber bilhassa babamdan fıkıh okuyan bir de İpekli Hacı Mehmed Efendi vardı. Cemil Hoca birkaç defa hacca gelmişti; görüşmüştük. Bir keresinde İpek Hoca da gelmiş, üçümüz Medine'de birleşmiştik. Hacdan sonra bir gün kahvaltı yapıyorduk. İpek Hoca dedi ki:
Bazı rüyalar vardır. Ömür boyu insana tesir eder. Benim de müstesna rüyalarım vardır. Bana daima mürşidlik etmişlerdir. Bu sene Mina'da, o rüyalardan birisini daha gördüm. Mina'da iknci gece idi. Bayramın ikinci akşamı... O gece rüyamda kıyamet kopmuş. Ayet ve hadislerde görüp okuduğumuz Mahşer Meydanı, bütün azametiyle, heybetiyle, celâl ve dehşetiyle tecelli etaıiş. Bin ayak, bir ayak üzerinde.... Çekilen sıkıntıya, ızdıraba, feryâd ü figâna pâyan yok. Tarif edilmez bir silonu içindeyim. Bütün insanlar da öyle. Tanıdığım kimse yok. İnsanlar yığılmış...
Ciheti malum olmayan bir yerden, bir ses geldi: "Ahir zaman peygamberi Muhammed Mustafa'nın havz-ı kevserine gidin!" Millet susuzluktan yanıyor... Bu nida gelince, o kalabalıktan bir grup kendiliğinden ayrıldı. Sanki gizli bir el onları seçiyor gibi... Diğerleri orta yerde, telâş, heyecan ve ızdırap içinde kaldı. Bunlar kendiliğinden bir kafile oldular. Muazzam bir kervan hâlinde yola çıkıldı.
Ufukta, engin bir deniz görünüyor. Bu denizin mavi gümüş rengindeki ufku, avizeler, kristal lâmbalar, yıldızlar yanıyor gibi pırıltılar saçıyor. Deniz, kristal gibi, billur gibi parlak şeffaf...
Meğer Peygamber-i Zîşân'ın havz-ı kevseri oymuş.
Ben de o kafilenin arasındayım. Fakat nasıl yanaşacağım, nasıl içeceğim telâşı içindeyim. Yaklaştım, baktım: Peygamber-i Zîşan, gelenlere taslarla su veriyor. Nasıl ulaştırıyor, bu kadar suyu, bütün insanlara! Bütün insanlar su içiyor. Melekler de yardım ediyorlar. Kalabalık içinde sıramı bekliyorum. Bana da sıra
gelecek... O sıra dedeniz geliverdi... Peygamber-i Zîşan, tası bıraktı, avucuyla verdi, dedenize suyu...
Uyandım. Uzun zaman kendime gelemedim. Uzun zaman kendime gelemedim...
İpek Hoca, ikinci bayram gecesi Mina'da gördüğü rüyayı, işte böyle anlatmıştı.
Rüyalar, hakikaten, insanın hayatına hedef ve istikamet verici müjdeler ve tesirler taşıyabiliyor.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Mü’minlerin saadetini gölgeleyen tek ıstırap
Mü’minlerin saadetini gölgeleyen tek ıstırap, inanmayanlara karşı duyulan merhamet olmalı…
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir."
Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."
Siyasi cinayetler
Osmanlı saltanatının 16.cı yüzyıl ortalarını izleyen son 370 yıllık döneminde, şahsi istibdat (otokrasi) örneklerine çok ender rastlanır. Kısa sürede hüsran ve idamla sonuçlanan bir-iki istisna (Genç Osman, belki III. Ahmet ve III. Selim) dışında, kurumsal dengeleri başarıyla altederek mutlak kişisel iktidarlarını kurabilen hükümdarların sayısı üçü geçmez:
IV. Murat, II. Mahmud ve II. Abdülhamid. Bunlardan gerçek anlamda bir zulüm ve terör düzeni getiren ise sadece birincisidir. Konuyu doğru bir perspektife oturtabilmek açısından ayrıca hatırlatmakta yarar vardır ki, örneğin Abdülhamid'in 32 yıllık istibdadı sırasında siyasi nedenle idam veya katledilen iki kişi (Mithat ve Mahmut Celaleddin Paşalar) varken, Cumhuriyetin sadece ilk on yılı için bu rakam en az birkaç yüz düzeyindedir.
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.
Mussolini
Bir insan sansar olabilirdi. Fakat dünya tavuk kümesi olmağa razı olamazdı. Mussolini küçük bir hesap meselesinde aldandı.
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
384
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-00125-1-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Halil Açıkgöz
Bu kitabın yazarı aslında Halil Açıkgöz ancak altını çizdiğimiz tüm satırlar Cemil Meriç'e ait olduğundan yazarı Cemil Meriç olarak girdik.
Muhafaza edilecekler
Her aklı olan insan iyiye taliptir. Cemiyet mumyalanamaz. İyi taraflarını muhafazaya, kötü taraflarını devirmeye meyilldir. Tolstoy "Muhafazakâr devrimciyim" derdi kendisine. Dostoyevski de. Muhafaza edilecekler din, ahlâk, kültürdür. Gerisine lanet olsun.