Neden Altını Çizdim?
Sağ ve sol Cemil Meriç için ne demekti daha yakından görmemiz için çizdim.Cemil Meriç için sağ-sol görüşü bugün içinde geçerliliğini korumakta,benim için. Bu yazı devamında üçüncü bir yolu seçen münzevî aydınlardan bahsetmekte kendisini de katarak. Bu aydınlarımızın meselesi ise bu iki düşman arasında hareketlerini nasıl ayarlayacaklarıdır. Peki Cemil Bey ne diye suçlanmakta bu üçüncü yolu seçerek? İhanet ile..
Sağ, sol
Sağ adı verilen bedbaht topluluk solun kusuntuları ile yaşar..Misafirler gittikten sonra döküntüleri yalamaya gelen bedbaht bir sokak kedisi. Kendine mahsus hiçbir fikri, daha doğrusu hiçbir fikri yoktur. Batı dili bilmez. Osmanlıca bilmez. Ebediyyen vesayet altındadır.Huysuzluğu intibaksızlığından gelmektedir. İntibaksızlığı tembelliğinden. Sağın cilasını kazıyın, altından kıskançlık çıkar.Üzümle tilki hikayesi.
Sol, papağandır.Öğretilenleri tekrar eder. Topaldır, koltuk değnekleriyle yürür. Hareket etmek için mutlaka bir batılıya muhtaçtır. Dost olmanız için dilini konuşmanız lazım. Dilini, yani seçtiği pirin, mürşidin dilini.Sembollere ve sloganlara mahpustur. Reçete ister..
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Sol-sağ ... Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit!
Sol-sağ ... Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit. Toplum yapımızla herhangi bir ilgisi olmayan iki yabancı. Sol'un halk vicdanında yarattığı tedailer: casusluk, darağaçları, Moskova; sağ'ın, müphem, sevimsiz, sinsi bir iki hayal. Hıristiyan Avrupa'nın bu habis kelimelerinden bize ne? Bu maskeli haydutları hafızalarımızdan kovmak ve kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Sağ ve Sol
Sol'la sağ'ın yeni bir hüviyetle politikaya sıçrayışı, Fransız İhtilali'yle yaşıt.
Napolyon orduları ihtilalin ideolojisini dünyanın dört bucağına taşır; ideolojisini, yani kelimelerini.
Avrupa, Fransa'nın mirasını muhabbetle benimser ... aynı manevi iklim, aynı içtimaî yapı. Önce burjuvazinin bayrağıdır sol, sonra dördüncü sınıfın... hürriyettir, terakkidir, müsavattır. Sağa türbedarlık düşer; türbedarlık, yani ezeli değerlerin bekçiliği.
Hangi ezeli değerlerin? İhtilal, istibdadın tasfiyesiydi; müjdeydi, ümitti, gelecekti. Sağ, daima çekingen, daima korkak, daima sevimsizdir. Çekingendir, çünkü maziyi temsil eder; maziyi, yani keyfiliği, kanunsuzluğu. Korkaktır, zira kanlı imtiyazların ve karanlık istismarların mirasçısıdır. Sevimsizdir, hangi mezarlığı ürpermeden seyredebiliriz? Avrupa'nın son iki yüz yıllık tarihi, sol'un zaferleri, sağ'ın hezimetleri tarihidir.
Bize gelince... Hudutlarımızdan salgın bir hastalık gibi girer sol, arazı meçhul bir hastalık. Solcu, ithamların en korkuncu olur ... büyüden meş'um, bedduadan netameli bir kelime. Sağ, daha nazlı, daha utangaç bir misafir. Ne zaman gelmiş, bilen yok! Türk adaleti, kimse tarafından benimsenmeyen bu silik ve şahsiyetsiz kelimeyi pek ciddiye almaz. Ve çeyrek asır nebati bir hayat yaşar sağ.
Sol, demokrasilerin zaferinden sonra yeni bir bekaret kazanır Avrupa'da, günahlarından arınır. Bizde de kasideler döşenilir, nazenine. Avrupa, bütün cinayetlerini sağ'a yükler. Sağ, yakın tarihin "günahkar teke"sidir: kilisedir, cehalettir, faşizmdir. Batı'nın en "gerici" partileri bu menfur vasıftan kurtulmağa çalışırken, bizde mukaddesatçıların bayrağı olur sağ: Türk'ün alicenaplığı ... Filhakika bu kirli ve karanlık kelimenin dünyada bizden başka şefaatçısı, bizden başka elinden tutanı kalmamıştır.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Neden Altını Çizdim?
Şairâne satırlar...
Mefhumlarımız, aydınlarımız...
Mefhumların kah gülünç, kah korkunç maskelerle raksa çıktığı bir karnaval balosu, fikir hayatımız.
Tanımıyoruz onları, nereden geliyorlar bilen yok. Firavunlara benziyorlar, çehrelerini kalabalığa göstermeyen kalabalığa. Ve aydınlarımız, o meçhul heyulalar için ehramlara taş taşıyan birer köle.
Sayfa Sayısı
339
Baskı Tarihi
1997
Yazılış Tarihi
1974
ISBN
975-470-281-0
Baskı Sayısı
8. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Mahmut Ali Meriç
Türkiye'de son zamanda yetişmiş en önemli aydınlardan, büyük filozof Cemil Meriç'in belki de en önemli eseridir. Binlerce sayfanın bilgisini küçük bir kitaba sığdırabilecek kadar usta yazarın ilmek ilmek örgülediği eşsiz bir dantela... Avrupayı, Osmanlıyı, Hind'i ,Çin'i motiflediği bir kanaviçe resmi.. "Bu ülke" de Tagore'dan Kemal Tahir'e..Oradan Said Nursi'ye.. ve oradan da İbn Haldun'a kadar onlarca ismi bulabilirsiniz. (http://www.itusozluk.com/goster.php/bu+%FClke)
Sağ sol
Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit.Toplum yapımızla herhangi bir ilgisi olmayan iki yabancı.Sol’un halk vicdanında yarattığı tedailer:casusluk,darağaçları,Moskova;sağ’ın,müphem,sevimsiz,sinsi bir iki hayal.Hıristiyan Avrupa’nın bu habis kelimelerinden bize ne?bu maskeli haydutları kafamızdan kovmak ve kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak,her namuslu yazarın vicdan borcu.
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir."
Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."
Neden Altını Çizdim?
20. yy başında kurulan birçok diktatörlüğün ortak yönleri tespit edilirken dine bakışları arasındaki paralellikler de not edilmiş.
Diktatörlerin Dine Bakışı
Sovyetlerde dinî kurum ve inançlara karşı açık düşmanlık ön plandadır. Nazi Almanya'sında kiliseler rejimin üstü örtülü baskılarına hedef olmuşlardır. İtalya, Avusturya ve İspanya'da ise, "sağ" rejim, ortak "sol" düşmana karşı kilisenin siyasi desteğini sağlama çabasına girişmiştir. "Solun" yöntemi, o halde, dinî inanç ve kurumların inkılaba direnişini kırmak ise; "sağın" yöntemi, onları inkılap davasının içine çekmek, ya da en azından inkılaba direnmemelerini sağlayacak tavizleri vermek diye tanımlanabilir. Her iki halde de din, siyasi ve milli davaya hizmet ettiği oranda yüceltilir, aksi halde "zararlı ideoloji" sayılarak
lanetlenir. Ortak hedef, dinî inanç ve kurumların devlet güdümüne alınması, güdülemeyenlerin ise tasfiye edilmesidir.
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
408
Baskı Tarihi
Aralık 2007
ISBN
978-975-995-093-4
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
İnci Enigün
Sağ Sol
Hakikat şu ki ben Türkçede yeniyim. Fakat dünyada yeni değilim. Dünya -ki sanatı bir çıkmaza soktu- başka türlü şeyler istiyor. Sağcılar yalnız Türkiye, gözü kapalı, ezberde kalmış öğünmenin ötesine geçmeyen bir Türk tarihi, yalnız iç politika ve propaganda diyor. Sol, Türkiye yoktur ve olmasına da lüzum yoktur diyor; yahut benzerini söylüyor; her gün kıvırdığı, biraz daha kırılan, kendisini entité'ler içinde bir entité olarak alanların ortadan kalkacağı Türkiye istiyor, razı oluyor. Ben ise dünya içinde, ileriye açık, mazi ile hesabını gören bir Türkiye'nin peşindeyim. İşte memleket içindeki vaziyetim.
Dışarıya gelince hiçbir zaman taşamayacağım. 1925'te Avrupa'ya gitseydim, başka adam olurdum. Şimdi 1923'te Erzurum'da Atatürk'le konuştuğum zaman kaybettiğim fırsatın ne olduğunu anlıyorum. Şu muhakkak ki 1923 ile 1932 arasındaki hayatımı kendi elimle yaktım
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
408
Baskı Tarihi
Aralık 2007
ISBN
978-975-995-093-4
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
İnci Enigün
Sağ-Sol
Yine sağcılığa geliyorum.Sağcı olmak çok güç hatta imkansız.Evvela memleketimde en cahil en budala insanlar sağcı.Yahut da aşikar şekilde hain ve ahlaksız.Peyami Safa... Peyami Safa'dan daha iğrencine tesadüf edilir mi?
Sonra devrin kendisi var.Artık garpta bile sağcıya tesadüf edilimiyor.Burjuvazi kendisini polis ve asker kuvvetiyle müdafa ediyor.
Sola gelince!... Yarabbim bizde solcu muharrir,solcu şair,genç şair,sol adam,ileri adam, zühd,hamakat,cahillik. Ve hepsinden beteri yeni dil.Devrik cümle ,tarihi inkardan daha beter olan tarih bilmemek.Hiç kültürü olmamak.Ne sağcı ne solcu...