müslüman

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
335
Baskı Tarihi
2016
ISBN
9789752637061
Baskı Sayısı
43. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Timaş
Editörü
Adem Koçal

19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda modernleşme sürecini, siyasi, toplumsal ve kültürel değişiklikleri ele alan İlber Ortaylı'nın başyapıtı gözden geçirilmiş baskısıyla Timaş'ta. Sırpça, Yunanca ve Macarca'ya çevrilen, Ukraynaca çevirisi devam eden kitap son dönem Osmanlı modernleşme tarihini ele alıyor...

Modern askerlik ve fenden anlayan Müslüman

1826'da yeniçerilerin ortadan kaldırılması üzerine. kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin gerçekten modern bir ordu olduğunu söylemek güçtür. Bir kere. kapıkulu askerlerinden olan topçu ve cebeciler bırakılmıştı. Eski yeniçeri subayları şimdi yeni kurulan ordunun komuta kademelerindeydiler. Buna karşılık eski reform denemelerinden kalan askeri eğitim kurumları halen ayaktaydılar. III. Selim devrinde kurulan Kara harb okulu (Mühendishane-i Berri-i Humayun) Avusturya örneğine göre düzenlenmişti. Eğitim için bu nedenle Almanca, Fransızca gibi dillerin öğrenilmesi ve Avrupalı öğretmenlerin getirilmesi zorunluydu. İkinci Mahmud bu konuda isteksiz ve ürkekti ve müslüman öğretmen getirtmek için Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa'ya başvurdu. Aldığı cevapta; «Müslümanların arasında henüz modern askerlik ve fenden anlayan olmadığı» bildiriliyordu. Sultan Mahmud'un istediği nitelikte hem müslüman hem de Avrupa savaş tekniğini bilen kadrolar ülkeye geldi, ama onun ölümünden on sene sonra...
 


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
144
Baskı Tarihi
1986
Baskı Sayısı
1. Baskı
Yayın Evi
İklim

Zihniyetimizin Bulunduğu Nokta

Bu zihniyetler karmaşası içinde, işin bir başka yönü daha vardır. O da, zihniyetleriyle bir türlü bütünleşip kaynaşamayan müslümanların, varlığını sürdüren egemen zihniyetleri katkı oranlarıdır. Müslümanların bu katkıda pay sahibi olmaları, fazlasıyla hayıflanılacak bir olay niteliğindedir. S.114 Her şeyi kabul etmekle başlayan tasarruf etme hakkımız, ve buna paralel olarak elde ettiğimiz bilgi, kendi düşünce yolumuzun gelişmesine, bizim tarafımızdan indirilen en etkin darbelerden biri olmuştur. S.114 Bünyemize aldığımız kafir güdümlü her zihniyet birimi, bizim düşünce birimlerimizi yok etmek için üstlenmiş ve üzerimizde etkili, dayanıklı kaleler oluşturmuştur. Ama ne olursa olsun, Müslüman olmamız, bizim kendimize has bir görüş, anlayış ve yaşayış yolumuzu, en kötü şartlarda dahi açmamızı mutlaka gerekli görmektedir. S114 Çünkü en büyük kayıpları inançlarını alileştirme çabaları ile başlamıştır. En büyük kazançlarını da, inançlarını aklileştirme çabalarından koparmakla elde edeceklerdir. Bunun yolu akıllı olmaktan geçer. S.115 Müslümanların zihniyeti içtenliği, uzlaşmama prensibini, yaptırımcı güçlere boyun eğememeyi, tavizsizliği, diri ve etkin olmayı her yerde ve her zaman zorunlu kılmıştır. S.116

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
144
Baskı Tarihi
1986
Baskı Sayısı
1. Baskı
Yayın Evi
İklim

Sahte Değerlerin Aynasını Kırmak

İçimizdeki değişik kültür marjinalliğini yaşayan kişiler kendilerini müslüman kılan değerlere özümsemek için yönelmek zorundadırlar. Eğer yönelme seçmesini (buradan seçmecilik anlaşılmalıdır) doğru yapabilirse müslümanları başarıya ulaştırabilir. Zaten meselenin asıl notası da burasıdır. S.129 İnsanlara, onların sahip oldukları metalara ve anlamlarına karşı zaafımız artmışsa, kendimizi buna göre ayarlamaya çalışıp anlarla bütünleşmeye gidiyor ve elverişli şartları da arayarak toplumun kutsal sadığı çeşitli normlara doğru meylediyorsak, kulu kulluğu seçiyoruz demektir. S.129 Tavırlarımızın toplum tavırları içinde yer alarak toplum değerleriyle paralel gitmesine göz yumar, kollektif bir yapı meydana getirmeye çalışır, bir çıkış yolu da aramazsak kaypaklık içimizde kökleşerek alışkanlık halini alır. S. 129 Beşerin sunduğu toplum değerlerini öne alarak şartlandırılmış fikirler sistemine talip olmuş, bunları idealleştirmiş, küfrün kutsal saydığı tiplere veya metalara (işadamı, politikacı, sanatçı, para, mülk....vs.) yanaşmalığı kabul etmiş ve “nass”lara sırt çevirmiş insanların Allah’tan yarlığanmayı beklemeleri ne kadar söz konusu olabilir. S.130