Kadınlar Tekkesi

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
701
Baskı Tarihi
2009
Yazılış Tarihi
1941
ISBN
978-975-10-3025-2
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
İnkılâp
1888 yılında Beylerbeyi’nde doğan Refik Halid, 18.yüzyıl sonlarında bir kolu Mudurnu’dan İstanbul’a göçen Karakayış ailesindendir. Galatasaray Sultanisi ve Mekteb-i hukuk da okuyan yazar, Meşrutiyet sıralarında gazeteciliğe başlamıştır.Kısa sürede üne kavuşmuş Fecri Ati edebiyat topluluğunun kurucularından olmuştur. Kirpi adıyla taşlamaları ve siyasal yazıları sonucu İttihat Terakki hükümetince Anadolu ‘nun çeşitli illerinde 5 yıl sürgüne gönderilmiş, ancak 1.Dünya Savaşı’nın son yılı İstanbul’a dönebilmiştir.Dönüşünde Robert Kolej’de Öğretmenlik, Sabah Gazetesi başyazarlığı, ilk kez Posta-Telgraf Genel Müdürlüğü yapan Refik Halid, bu ara tanınmış Aydede mizah dergisini de çıkarmıştır. Bazı siyasal davranışları yüzünden memleketten ayrılmak zorunda kalan yazar, Haleb’e yerleşerek Vahdet Gazetesini çıkarmış, Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasında yazıları ve çalışmaları ile katkıları olmuştur. 1938’de yurda dönen Refik Halid, çeşitli dergi ve gazetedeki günlük yazıları ve 20 kadar romanı ile yaşamını sürdürmüştür. 18.7.1965 tarihinde İstanbul’da ölen yazar; tekniği, dilinin güzelliği, taşlamalarının inceliği ve tasvirlerinin kuvveti ile ün yapmış, Modern Türk Edebiyatı’nın temel taşlarından biri olmuştur. (Arka Kapak)

Kaynaktan Diğer Alıntılar

Başlık Altı Çizili Satır Sayfa Artan sıralama
Esasen bütün "nev"leri severler! "Vay Nevsal Hanım" dedi, "siz misiniz? Hiç görünmüyordunuz. Adeta kendinizi bana arattınız. Oldu mu ya, Nevnihal'im? Nedir o zarf?" Kendisine ilk defa alıcı gözüyle baktığını Nevsal anladı. 444
Çiçeklerin de ışık ve hava tesiri altında daha hoş göründükleri günler saatler vardır, kadınların da... .. o gün güzelliği büsbütün üstündeydi; belki bunu o günün ışığına, havasına borçluydu. Zira çiçeklerin de ışık ve hava tesiri altında daha hoş göründükleri günler saatler vardır, kadınların da... 435
İnsanın hasedi çok defa hased ettiği kimselerin saadetinden daha uzun sürer. İnsanın hasedi çok defa hased ettiği kimselerin saadetinden daha uzun sürer. 417
İnsan çürümeye mahkûm bir varlık değildir... Bahçeyi dolaşmak vesilesiyle beraber çıktıkları vakit ablasına birdenbire dedi ki: "Ben artık dönmeyeceğim; evime temelli geldim. 298
Empat Şeyh! Baki sustuğu zaman bile bir şeyler söyleyen, hem de ruha hitap edermişçesine etrafındakileri oyalayan ve fikirlerini, hislerini başkalarına gizli bir cereyanla sızdıran insanlardandı. 230
Aşk meyli ile din meyli birbirinin yakın akrabasıdır Aşk meyli ile din meyli birbirinin yakın akrabasıdır. 227
Hatıralar, hakikatten ziyade hakikatin şiirini aksettirdikleri için hoşumuza giderler. "Size gençliğimin en heyecanlı, mesut bir devrini borçluyum Bersad Hanımefendi! Tanıştığım yıl tam yirmi dört yaşında idim." "Ben de yirmisinde." "Evet, ancak yirmisinde idiniz. 185
Bırakalım, 'meclis-i işret'ten kâm alsın! 'ayş-ü tarab' ile sait olsun! "Âşık şu dakikada asıl istediği mehtaba, cemal ve muhabbete kavuşmuş olmalıdır." Melal ciddiyetini bozmadı; tasavvuf tabirleriyle cevap verdi: "Kadeh şarap ile dolmuştu; bırakalım, 'meclis-i işret'ten 181
Mesutsunuz ki ruhunuzu tasfiye edecek mürşidi zamanında buldunuz. "Önce," dedi, "mehtabın aydınlattığı nurlu bir dış âlemde bulunuyorduk; musiki bizi daha ışıklı bir iç âleme götürdü, maneviyatımız nur içinde kaldı. 180
Narkoza karşı koyan bünyeler gibi... "Tam bir cezbe ile mutlak vecde gelemiyorum; narkoza karşı koyan bünyeler gibiyim asiyim," diye çok defa hayıflanıyor ve Nakşî'nin şu mısralarını nedamet ve yeis içinde tekrarlıyordu: Aşka ciğeri 59