Türk'ü işletmek

Şöyle bağıranlar: - Altın değer ormanlarımız işlemiyor. - Paha biçilmez madenlerimiz toprak altında yatıyor. - Dünya değer mahsullerimiz tekniksizlikten ölüyor. Haksızsınız: Biz ormanlarımızı, madenlerimizi, mahsullerimizi ve sanayimizi değil, biz Türk' ümüzü işletmiyoruz.

Türk enerjisi

Türk enerjisi, ancak, planlaşmış, nizamlaşmış, inzibatlaşmış bir çarka takıldığı zaman mucizeler doğurur. Hiçbir tarafı yapılmamış olan bir vatanın bayrağı Kahire'ye dikilmek için havaya giden bu enerji, boş Anadolu'yu zengin ve ümranlı bir vatan yapmak için hiçbir vakit kullanılmadı.

ilim ve vatan adamı olunuz

Mustafa Kemal, Büyük Harbe girmek aleyhinde idi: Kafa ve sanat adamı olduğu için! Mustafa Kemal, Kurtuluş Harbini bırakmak fikrinde asla bulunmadı: Vatan adamı olduğu için! İşte size bütün kitabın özü: İlim ve vatan adamı olunuz. Hiçbiri yalnız başına, ne sizi, ne de milletini kurtarabilir.

Ahmed'i kumarda kaybettik!

Anadolu Ahmed'ini soruyor. Ahmed, o daha dün bir kurşun istifinden daha ucuzlaşan Ahmed, şimdi onun pahasını kısmış, tırnaklarını büzmüş, bize dimdik bakan ana kartalın gözlerinde okuyoruz. Ahmed'i ne için harcadığımızı bir söyleyebilsek, onunla ne kazandığımızı bir anaya anlatabilsek, onu övündürecek bir haber verebilsek... Fakat biz Ahmed'i kumarda kaybettik!

Altı nişan

Karargahla siper arasındaki derin uçurumu bu kadar yakından sezmemiştim. Nişan ve madalyalarımdan ikisini göğsüm süslü olmak için, birini operada nefis bir oyun seyrettiğim için, birini Hamburg Belediyesinin ziyafetinde bulunduğum için, bir başkasını Baden- Baden kasabasında bir imparator yüzü gördüğüm için almıştım. Bu iptizalden sonra, tanıdığım bazı subaylar arasında kırmızı, beyaz şeritlerini koparıp atanlar ve madalya taşımamak için yemin edenlere sık sık rastgelmişimdir.

Kuru hükümler

İttihat ve Terakki başkanlarının milletlerarası meseleler ve davalar hakkındaki fikirleri, önceki kuşaktan daha esaslı olmamıştır. - Alman yenilmez. Yahut: - İngiliz yenilmez. Hepsinde bu kuru hükümler: Yere atıldığı zaman, aşık kemiğinin ne tarafı üste geleceğini hiç kimse bilmez, fakat üste gelen tarafa niyet tutmuş olanlara bizde dâhi denir.

Bürokrasi

İfratlar bırakılırsa, bürokrasiye karşı her türlü şiddet benim hoşuma gider. Bürokrasi bilhassa bizde tembelliği, kafasızlığı, kötü niyeti, bilgisizliği meşrulaştırmak demek olmuştur.

Açlık

Sokak inlemektedir. Büsbütün aç, bir parça ağaç kışrı ve kuru portakal kabuğu bile bulamayan, karınları bağırsaklarının içine karışmış, sürüne sürüne kaldırım üstüne çıkan insan iniltisini dinliyorduk. - Cuani.. Cuani... Yanımızdan bir çöp arabası geçti, kenarından bir kol sarktığını gördüm. Belediye, ölü ve can çekişenleri topluyordu. Gün doğmadan sokağı susturmak lazımdı. Süprüntü maşası ve ölüm, elele Beyrut'un hazin tuvaletini yapıyorlar.

Maddeleşmiş din

Yalnız Kudüs'te dilencinin çerçevesi ihtişamlıdır: Medine, dini mallaştırmış, maddeleştirmiş bir Asya pazarı idi. Kudüs, dini oyunlaştırmış bir Garp tiyatrosudur. Kudüs'te oteller yarı kilisedir, uşakları yarı papazdırlar ve hizmetçiler yarı hemşiredirler. Hepsinin cübbesi, putu ve beyaz başlığı, simokinleri, askıları ve önlükleri ile aynı dolapta durur.

Türk düşmanı

Yusuf Hani, milliyetçi olduğu için Türk düşmanı değildi. Türk düşmanı olmak moda olduğu için ve zarar da vermediği için öyle idi. Ve takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla önemsediği de yoktu.