İnsancıl İlke
İsrailli Yazar ve Tarih Profesörü Yuval Noah Harari’nin kaleme aldığı Hayvanlardan Tanrılara Sapiens, son yılların en çok ses getiren kitapları arasında yer alıyor. Başlangıçtan bugüne insanın tarihsel yolculuğunu ele alan eser, bugünü meydana getiren tüm koşulları fenni ve sosyal bilimler ışığında detaylandırıyor.
Zamanın Standartlaşması
İlk ticari tren Liverpool ile Manchester arasında 1830'da faaliyete geçtikten on yıl sonra ilk tren tarifesi hazırlandı. Trenler eski araçlardan çok daha hızlıydı, bu yüzden yerel saatler arasındaki tuhaf farklar ciddi sıkıntı yaratıyordu. 1847'de İngiliz tren şirketleri kafa kafaya vererek o andan itibaren tüm tren çizelgelerinin Liverpool, Manchester veya Glasgow'un yerel saatlerine göre değil, Greenwich Gözlemevi saatine göre ayarlanmasını kararlaştırdılar. Giderek daha fazla sayıda kurum tren şirketlerinin kararını uygulamaya başladı. Nihayet 1880'de İngiliz hükümeti daha önce eşi görülmemiş bir yasa çıkararak İngiltere'deki tüm zaman çizelgelerinin Greenwich'e göre düzenlenmesini zorunlu kıldı. Tarihte ilk defa bir ülke ulusal saat belirleyerek, tüm nüfusun günbatımıyla gündoğumunu esas alan yerel saatleri bırakarak yapay bir saate göre yaşamasını zorunlu tutuyordu.
Akıllı insan her şeyden evvel ıstıraptan ve tacizden azâde olmak için çabalayacak, sessizliği ve boş vakti, dolayısıyla mümkün olan en az sayıda beklenmedik ve tehlikeli karşılaşma ile birlikte sakin, mütevazı bir hayatı arayacaktır; ve böylelikle sözüm ona hemcinsleriyle çok az bir ortak tecrübeyi paylaştıktan sonra, münzeviyane bir hayatı tercih edecektir, hatta eğer büyük bir ruha sahipse büsbütün yalnızlığı seçecektir.
Can sıkıntısı
Sıradan insanlar sadece zamanlarını nasıl harcayacaklarını düşünürler; herhangi bir yeteneğe sahip insan onu kullanmaya çalışır. Sınırlı akla sahip insanların can sıkıntısına meyyal olmalarının nedeni, akıllarının mutlak manada iradenin sevk edici gücünün harekete geçirileceği (tatbik sahasına konulacağı) araçtan başka bir şey olmamasıdır; iradeyi harekete geçirecek özel bir şey olmadığında, atalet halinde kalır ve akılları tatil eder, çünkü irade gibi o da, sahneye koyacağı harici bir şeye ihtiyaç duyar. Sonuç; bir insanın sahip olduğu güç her ne ise onun korkunç bir durgunluğu, tek kelimeyle can sıkıntısıdır.
Bu kitapta tartıştığımız kuramlar çokluk batı toplumları üzerinde odaklanmıştır. Ama batı, daha önce hiç olmadığı ölçüde, dünyanın geri kalanının bir parçası olmuştur. Bu dünyanın hatırı sayılır bir kısmını, ister iyi diyelim ister kötü, batı denetlemektedir. İncelediğimiz sanayi sonrası toplum kuramlarının bu durumun tamamen farkında oldukları söylenebilir.
Enformasyon teknolojisindeki devrim
Enformasyon teknolojisindeki devrim, mekân ve zamanı, yüzünü geleceğe yüzünü geleceğe dönmüş yeni bir "dünya oikoumene"si doğuracak şekilde sıkıştırır.Bell, geçmişteki toplumların öncelikle mekânla sınırlı ya da zamanla sınırlı olduklarını söyler. Geçmişteki toplumları bir arada tutan toprağa dayalı politik ve bürokratik yetkeler ve/veya tarih ve gelenekti. Sanayicilik doğanın ritim ve temposunun yerine makinenin hızını koyarken, mekânı ulus-devletle sağlama bağlamıştı. Saat ve demiryolu tarifesi sanayi çağının simgeleridir. Bunlar zamanı saatler, dakikalar ve saniyeler olarak ifade eder. Enformasyon çağının simgesi olan bilgisayar milyarda bir saniye içinde, binlerce mikrosaniye içinde düşünür. Bilgisayarın yeni iletişim teknolojisiyle bir araya gelmesi böylece modern topluma kökten yeni bir mekân-zaman çerçevesi sunar.
"Büyük kent insanının sık kullandığı uyuşturuculardan biri de hız. Aynı şey, telaşsız da aynı sürede yapılabilir. Üstelik yapılacak şeye ayrılan zaman ve enerjinin bir bölümü seferberlik sırasında tüketilmeden. Ama hız, insanın içindeki boşlukla yüzleşmemesi için çağdaş normların da pekiştirdiği ve uyuşturucu niteliği kazandığında yavaşlatılması zor bir araç. 'Yaşamın amacı ölümdür' ilkesi doğrultusunda, her anı, aslında ne olduğu da pek tanımlanmamış bir sona bir an önce ulaşmak istercisene yaşamak.
Asyalı Olmanın Anlamı
Yirmi yıl kadar önceydi, ülkemizi ziyaret etmekte olan bir Fransız Türkolog'a Fransız öğrencilerin Türkçe öğrenirken zorlanıp zorlanmadıklarını sormuştum. Evet başlangıçta bocalıyorlar dedi ve devam etti: Çünkü önce Asyalı olmayı öğrenmeleri gerekiyor, ama birkez o dünyaya girince büyüleniyorlar .Asyalı olmanın ne anlama geldiğini sorduğumda bana ''Zaman'' diye karşılık verdi, Avrupa dillerinde şahıs ön planda Asya dillerinde ise zaman. Bu çok önemli bir farklılık...
Zaman Müstakil Bir Cihazdır
Zaman hakikaten kendi kanunları olan müstakil bir cihazdır ki, bazan behemahal yeniden yaşamak ister gibi yakamıza sarılır ve bizi kendi âlemine çağırır.