Türü
Roman
Sayfa Sayısı
358
Baskı Tarihi
Nisan 2001
Yazılış Tarihi
1954
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Turan Alptekin
Realist
-Aman beyefendi, dedim, hangi artist, hangi büyük...Arz ettim, sesi çirkin, sonra kabiliyetsiz... sonra cahil. Daha İsfahanla Mahuru, Rastla Acemaşiranı birbirinden ayıramıyor. Hayır, imkansız... Belki başka bilmediğim meziyetleri vardır. Belki, ne bileyim şahsen güzeldir, yani değildir amma, söz gelişi diyorum, güzel olur da ben farketmemiş olabilirim. Fakat o sesle musıkisi begenilsin! Buna imkan yok. Kulağı yok efendim, hiç yok. Sesleri ayıramıyor.
../..
-Güzel olamaz, dedi. Güzelden anlıyorsunuz. Hayatınızı artık biliyorum. Siz güzel kadından anlıyorsunuz. Fakat sanattan, bugünün sanatından anlamıyorsunuz. Evvela bu bir kalabalık işidir. Kalabalık neyi sever neyi sevmez? Bunu kimse bilemez. Sonra bu mesele ümitsiz bir kalabalığın işidir. Siz de bilirsiniz ki zevk denen yüksek şeyin bizim içimizde içgüdüden kolaylığa kadar giden bir yığın karşılığı vardır. Zevkten ümit kesildi mi onlara kolayca teslim oluruz. İşler karışınca zevkten ümit kesilir. Musıki denince herkes, evvela "Hangi musıki?" sualini kendisine soruyor. Bu sual bir kere soruldu musizin zevk, üslup dediğiniz şeyler yoktur artık. Sonra kulağın herkeste ayarı bozuldu. Radyo devrindeyiz. Musıkiyi nadir bir şey gibi dinlemiyoruz. O, romatizma, nezle, para sıkıntısı, harp ihtimali, çok geçimsizlik gibi günlerimizin tabii arkadaşı oldu. Bu işe bir de kalabalığı ilave edin... Hayır, ben eminim ki bahsettiğiniz hanımefendi bir kaç gün içinde yepyeni bir şöhret olarak İstanbul'u fethedebilir. Bakın! Vaziyet çok müşkül olurdu, şayet baldızınız hanımefendi batı musıkisine merak sarsaydı. Çünkü onu hakikaten yıllar boyu öğrenmek lazım.
Bir müddet yüzüme baktı. Hakikaten afallamıştım.
-Bu meselelerde herkes işin alayında... Farkında olmadan alayında. Burasını anlamıyor musunuz?
-Hangi alay? Çıldırıyorlar...
-Tabii... Hayatlarına biraz duygu, istisnai zamanlar katmak istiyorlar. Herkes kendi boşluğunu bir parça duygu ile doldurmak kendini süslemek istiyor, fakat musıkiden o kadar anlamıyorlar ki, şarkıları güfteleri için seviyorlar. Zavallı Hayri Bey, siz garip bir adamsınız. Sizin bahsettiğiniz ölçüler geçmiş zamanda kaldı. Onlar, hani şu demin söylediğiniz, ustadan ustaya mektuplardı. Şimdi artık o klasik devirde değiliz. İsfahanla Acemaşiranı birbirinden ayırmak kimsenin aklından geçmez. Siz bana söyleyin, kimi taklit ediyor?
-Meşhurların hemen hepsini... Fakat hepsini aynı sesle, aynı makamdan, aynı şekilde söylüyor...
-Demek son derece şahsi! Mesele halloldu. Orijinal ve yeni... Dikkat edin, yeni diyorum. En büyük harflerle yeni! Yeninin bulunduğu yerde başka meziyete lüzum yoktur. Şimdi seçilecek yol kaldı, Halk musıkisi mi Alaturka mı? Yoksa alafrangaya kaçan halk musıkisi mi, yahut hal musıkisine kaçan alafranga mı?... Amma bunu burada, bu masa başında pek kesip atamayız. Fakat öyle sanıyorum ki, sesin bahsettiğiniz meziyetlerine göre -Halit Ayarcı burada yüzünü buruşturdu ve parmaklarıyla çok adi bir kumaşı yokluyormuş gibi bir hareket yaptı- daha ziyade alafrangaya kaçan bazı mahalli halk türkülerinde muvaffak olacaktır... Evet öyle tahmin ediyorum. Meğer ki Türkçe tangoyu tercih etsin! Yahut bazı şarkıları...
Yüzüme dalgın dalgın baktı:
-Evet, bütün mesele burada. Siz teşebbüs fikrinden mahrumsunuz. Sonra idealistsiniz. Realiteyi görmüyorsunuz... Hulasa eski adamsınız. Yazık, çok yazık! Biraz realist olsanız bir parça, ufak bir miktarda, her şey değişirdi.
Türü
Roman
Sayfa Sayısı
358
Baskı Tarihi
Nisan 2001
Yazılış Tarihi
1954
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Turan Alptekin
Neden Altını Çizdim?
Kamu kurumlarında iş yapmaya kalktığınızda bu tabloyu öyle sık yaşıyorsunuz ki!... Bugün bile...
Hakikati olduğu gibi görmek bozgunculuktur!
Bakın Hayri Bey, ben karar verdim, beraber çalışacağız bundan sonra... Onun için anlaşmamız lazım. Realist olmak hiç hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tayin etmektir. Hakikati görmüşsün ne çıkar? Kendi başına hiçbir mânâsı ve kıymeti olmayan bir yığın hüküm vermekten başka neye yarar? İstediğin kadar uzatabileceğin bir eksikler ve ihtiyaçlar listesinden başka ne yapabilirsin? Bir şey değiştirir mi bu? Bilakis yolundan alıkor seni. Kötümser olursun, apışır kalırsın, ezilirsin. Hakikati olduğu gibi görmek... Yani bozguncu olmak... Evet bozgunculuk denen şey budur, bundan doğar. Siz kelimelerle zehirlenen adamsınız, onun için size eskisiniz dedim. Yeni adamın realizmi başkadır.
Türü
Hikâye
Sayfa Sayısı
155
Baskı Tarihi
2009
Yazılış Tarihi
2009
ISBN
978-975-263-680-4
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Editörü
Seval Akbıyık
Orijinal Adı
Ay terapisi
Ölen ne?
Kısacası sorun şuydu: Yavrusu ölmüştü. Onunla ilgili planları, projeleri, hayalleri ölmüştü. Ondan olacak çocukları ölmüştü. Onun okulu bitirmesi ölmüştü. Çocuğunda tadacağı başarılar ölmüştü. Geleceği ölmüştü. Geçmişi ölmüştü...
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
377
Baskı Tarihi
mayıs 2011
Yazılış Tarihi
26 tmmuz 2010
ISBN
978-605-4195-75-6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Editörü
Mehmet Kartal
Orijinal Adı
İşgalci
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
377
Baskı Tarihi
mayıs 2011
Yazılış Tarihi
26 tmmuz 2010
ISBN
978-605-4195-75-6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
istanbul
Editörü
Mehmet Kartal
Orijinal Adı
İşgalci
İşgal Altındaki Ülkelerin Liderleri
İşgal altında yaşayan bir ülke liderinin yaşamında bir farklılık olmalı. Bir başkalık ve kendine özgü, toprağına geleneğine özgü bir tarz olmalı yaşamında. Ona bakan onda halkını ve işgal edilmiş topraklarını görmeli...
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
364
Baskı Tarihi
2004
ISBN
9789750801761
Baskı Sayısı
7. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
"Beş Şehir"in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır. İlk bakışta birbiriyle çatışır görünen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birleştirebiliriz. Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler, benim hayatımın tesadüfleridir."
Erzurum
Yataklı vagonda yolculuk şüphesiz çok rahat bir şey.Fakat insanı çok garip bir surette etrafından ayırıyor,adeta eski manasında yolculuğu öldürüyor.Bir mermi gibi sağla solla temas etmek fırsatını bulmadan gideceğiniz yere sadece yanınızda götürdüğünüz şeylerle varıyorsunuz../.. Asıl yolculuğu galiba 3.mevki vagonlarda aramak lazım.Gerçek hayatı halk arasında aramak lazım geldiği gibi ../.. İşte eski yolculukların sihrini yapan şeyler,bir kervana katılmak,bir handa gecelemek...
Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
202
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1978
ISBN
9755702458
Baskı Sayısı
0. Baskı
Ferit Edgü’nün 1975-2000 yılları arasında yazın, şiir, resim, dil, din, politika, erotizm üzerine düştüğü 500'den fazla ders notu... "Sanat, edebiyat üzerine birçok düşünür, denemeci, filozof çok şeyler söyledi. Hiçbiri bir tek tanım amacına yönelik değildi Çokluk, bir yorum zenginliği getirdi. Bu zenginlik arasında Ferit Edgü'nün de payı olacak bundan sonra."
Doğan Hızlan
Yazmak
Yazmaya başladığımda yaşadıklarımla yaşamadıklarım birbirine karışıyor. Bir süre sonra, yazdıklarımdan hangilerini yaşadığımı, hangilerini yaşamadığımı ayrımsayamaz duruma geliyorum. Yaşamadıklarımı yazarak yaşıyorum. Yaşadıklarım ise çoğu kez, tümüyle değişiyor. Bu deneyimin, yalnız yazarken değil, yaşarken de geçerli olduğunu sanıyorum: yalnız yaşadıklarımız değil, yaşamadıklarımız da biçimlendiriyor bizi.
Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
402
Baskı Tarihi
Haziran 2010
ISBN
978-605-384-211-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Ender Haluk Derince
Mütercimi
Selim Yeniçeri
Bu cesur ve tamamen resmî olmayan portre, Steve Jobs’in isletme tarihindeki en büyük ikinci oyunu nasil sahneledigini anlatiyor. Kitap, bizi, 1970’lerdeki Silikon Vadisi’nin bas döndürücü günlerine geri götürüp Jobs’in olagan disi hayatina sokuyor: • Lisede toplum disina itilmis bir ögrencilik hayati • Ilk kurdugu sirketin iflasi • Gözden düsüsü • Apple’in ve bilgisayarin gelisim serüvenin arkasindaki itici güç hâline gelerek ilk büyük basariya ulasmasi • Müthis dönüsü üzerinde çalisarak Pixar’la birlikte eglence sanayinde devrim yapisi • Apple’daki tahtini geri isteyisi • Ve iPod’un sira disi basarisiyla, dijital çagin muhtemelen en büyük yenilikçisi olarak sayginligini geri kazanisi Kitap bittiginde, Disney Pixar’i henüz satin almis ve Jobs’u Disney’in en büyük hissedari yapmisti. Artik üçüncü oyun için de zemini hazirdi!
Tarih kahraman olması gerekenleri her zaman hatırlamaz!
Dünya her zaman adil olsaydı, Machintosh'u yaratan deha Jef Raskin olarak hatırlanırdı. Dünya her zaman adil değildir ve tarih kahraman olması gerekenleri her zaman hatırlamaz.
Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
406
Baskı Tarihi
Haziran 2007
ISBN
9944-125-12-1
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yeri
Gaziemir / İzmir
Editörü
Şeref Yılmaz
Yazan: AHMED ŞAHİN
Yazı Kaynağı: Zaman Gazetesi, Ailem Eki, Sayı: 228
Çileli bir devrin hikayesini Ali Ulvi Kurucu merhumun hatıralarından okumak büyük bir şans. Hayatını tamamen ilme adamış yüksek bir kâmet olan merhum Kurucu, hatıralarıyla da irşad vazifesini yerine getiriyor.
Neden Altını Çizdim?
İyi şiir nasıl ayıredilir? Ayırdedilmeli midir? Herkesin her yazdığı şiir "şiir" kabul edilebilir mi?
Şiirde Her Kelime Değerlidir
Gerçi şiir başka şeye benzemez. Nesir gibi değildir. Az, mahdut ve muayyen kelimelerle, hisler, tehassüsler, heyecanlar ve bazen derin düşünceler ifade edilecektir. Mısraların ölçüsü, kafiyesi, hece sayısı veya daha güç olan aruz vezni vardır.
Merhum İhsan Efendi'nin söylediği mühim sözlerden birisi de şudur:
"Bir şiirin, lügate bakılmadan anlaşıldığını bugün işitiyoruz. Böyle şey olur mu? Şiir için mutlaka kamusa bakılmak icap eder. Şiir bir oturuşta yazılamayacağı gibi, bir oturuşta anlaşılamaz da... Şiirin bir değeri vardır... Şair, kullandığı kelimelere dikkat eder, seçer, en münasibini alır. Okuyan da, acaba şair bu mısrada, şu kelimeyi hangi mânâda kullanmış; acaba neyi kasdediyor; acaba benim bilmediğim başka bir mânâsı var mı, diye lügate bakar..."
Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
192
Baskı Tarihi
2010
ISBN
978-975-9161-49-1
Baskı Sayısı
4. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Editörü
Nihat Dağlı - Rifat Özçöllü
Mütercimi
İbrahim Kapaklıkaya
Orijinal Adı
From the Stage to the Prayer Mat
“Fakr övüncümdür.” buyuran Hz. Peygamber’e selam…
Fakr’a Övgü; baskı üstüne baskı yapan Hazreti İnsan ve Sonsuz Kulluk kitaplarının yazarı Rabia Christine Brodbeck’in İslam ve tasavvufla tanışma öyküsünü anlattığı kitap.
Dünyaca ünlü, İsviçreli bir modern dansçıyken derin özü keşfediş…
Rabia Brodbeck; Müslümanlıkla sadece tanışmakla kalmamış, İbn Arabî, Abdülkadir Geylanî, Hz. Mevlânâ, Hallac-ı Mansur, Beyazıd-ı Bestamî gibi büyük sufilerin kılavuzluğunda İslam’ın derin sokaklarında dolaşmış.