Dini ve milliyetçi hareketlerin de bir değişiklik aracıdır
Eric Hoffer, Amerikalı bir toplum filozofuydu. 1902 yılında doğan Eric Hoffer, dokuz kitap yazdıktan ve Başkanlık Özgürlük Madalyasını aldıktan sonra 1983 yılında öldü. İlk eseri olan Kesin İnançlılar ile üne kavuşan Hoffer, başarılı bir yazar olarak hayatını sürdürdü.
Yedi yaşında bilinmeyen nedenlerle kör olan Hoffer'ın gözleri onbeş yaşında açıldı. Tekrar kör olma korkusuyla mümkün olduğu kadar kitap okumaya çalışan Hoffer, görme yetisini bir daha yitirmediği gibi, edindiği oburca okuma alışkanlığını sürdürdü ve kendi kendini eğitti.
Özgüvenin Yerine Gurur
Encümen-i Daniş
Osmanlı Bilim ve Sanat Akademisi olarak adlandırabileceğimiz Encümen-i Daniş 1851'de kurulmuştur. Encümen-i Daniş'in kuruluş amaçları arasında, ileride kurulması düşünülen Osmanlı üniversitesi için gerekli olacak ders kitaplarının ve "halk eğitimi" için gerekli eserlerin telif ve tercüme yoluyla hazırlanması yer alır. Bu iki amaç doğrudan "eğitim dili" sorununu gündeme getirir. Encümen-i Daniş'in kuruluş mazbatasında, yazı dilinin Türkçeleştirilmesi ve halk eğitimiyle ilgili eserlerin halkın anlayabileceği bir dil ve ifadeyle yazılması ısrarla vurgulanır. Türkçe kitap yazanlara veya yabancı dilden kitap tercüme edenlere rehber olacak birer Türkçe gramer ve Türkçe sözlük hazırlanması kararlaştırılmıştır.
Encümen-i Daniş'le "Osmanlı dilinin sadeleştirilmesi ve bilginin yayılmasını hedef alan bir ansiklopedist hareket" oluşturulmak istenmiştir. Kuruluş tüzüğünde Encümen-i Daniş'in, Arapça ve Farsça kelimelerin istilasından dolayı o zamana kadar ihmal edilen "lisân-ı türkînin ilerülemesine hizmet" edileceği, açıkça belirtilmiştir. Bu, Osmanlı yönetiminin dil konusunda atmış olduğu en açık ve en ileri adımdır. Takvim-i Vekayı'nin yayınlandığı günden beri, resmî çevreler, yazıların halkın anlayabileceği bir dille yazılması yönündeki isteklerini defalarca belirtmiş olmalarına rağmen, dille ilgili "resmî bir ilmî kuruluş" ancak 1851'de oluşturulabilmiştir. Ne var ki gramerle ilgili çalışmalar, bazı imlâ kurallarının tespit edilmesiyle sınırlı kalır. Sözlük çalışmaşıyla ilgili hiç bir gelişme kaydedilmez.
Üç Tarz-ı Siyaset, Yusuf Akçura'nın 1904'te Kahire'de Türk adlı gazetede kaleme aldığı makale. Daha sonra kitap olarak basılmıştır.
Osmanlıcılık İslamcılık Türkçülük
Osmanlı ülkelerinde, garpten feyz alarak, kuvvet kazanmak ve terakki arzuları uyanalı, belli başlı üç siyasî yol tasavvur ve takip (ebaucher) edildi sanıyorum: Birincisi, Osmanlı Hükümetine tabi muhtelif milletleri temsil ederek ve birleştirerek bir Osmanlı milleti vücuda getirmek. İkincisi, hilafet hakkının Osmanlı Devleti hükümdarlarında olmasından faydalanarak, bütün İslâmları söz konusu hükümetin idaresinde siyâseten birleştirmek (Frenklerin "Panislamisme" dedikleri). Üçüncüsü, ırka dayanan siyasî bir Türk milleti teşkil etmek.
Resmî Ulusçuluk
Resmî ulusçuluk, “dışlanma ya da marjinalleştirilme tehdidi altındaki iktidar gruplarının” popüler ulusçulukların imparatorluklara vereceği zararları azaltmak ve ulusçu duyguları manipüle etmek için başvurduğu politikalardır. Resmî ulusçuluk politikasının temel özelliklerinden biri, “ulus ile hanedanlık mülkü arasındaki bir aykırılığın üstünü örtüyor” olmasıdır. Bu politikaya göre, “Macarlaştırılıması gereken Slovaklar, İngilizleştirilmesi gereken Hintliler, Japonlaştırılması gereken Koreliler vardır. Resmi ulusçuluk, bu hedeflerine hiç bir zaman ulaşamadı. Ama imparatorlukların çekirdeğinde ortaya çıkan ulusçu duygulardan bir süreliğine de olsa yararlanarak ve sivil ulusçuları manipüle ederek hanedanlıkları yirminci yüzyıla kadar taşımayı başarmıştır.