İttihatçının dini...
İt dişi domuz derisi... Lazoğlu yerse, bu kez Sarı Paşa'yı, dünyayı attık torbaya... Beceremez de yüzüne gözüne bulaştırırsa... Cezasını çeker. Yemin etti cav... Sıkacak son kurşunu kafasına..." Sigarayı ağzına götürürken elleri titriyordu. Çekti üst üste, dumanı hırsla püskürttü. "Canlı düşerse ellerine, söylemez... Ele vermez arkadaşlarını. Yiğittir sapma kadar... Ağır ateşte pişirseler döner kebabı gibi, hayır, söylemez!" Gözlerini güvenle kısarak uzaklaşan gemiye baktı. "İyi akıl etti kitaba el bastırmayı bizim avanak Baytar... Sağlam olsun istersen, bir düğümden iki düğüm iyi... iki düğümden üç düğüm." Gülmesi tutmuştu, Ziya Hurşit Kuran'a el basarken... Çünkü herifin, Allah'a da, şeytana da inanmadığını biliyordu. "Olsun! Biz de inanmayız ama, arkadaşları da ele vermeyiz, Allah'a şükür!.."
İtalyan işçisi kılığında eğlenen bir Atatürk!
Kafaca Batı musikisine inanmış, zevkçe alaturkaya bağlı, "huu" çeken Atatürk
Mavi boncuk kimdedir?
Kemalizm bir büyüydü.
Mustafa Sabri Efendi'nin Mustafa Kemal konusunda padişaha muhalefeti
"İstinat noktası"ndan "ümit noktası"na
"Hilafet ve saltanatı almak için koyu bir mumin çehresiyle mimberlere kadar çıkıp, hutbeler okumak, muvaffak olmayınca bizzat medh ve sena edilen mukaddesata dil uzatmak ve bunları alt üst etmek üzere bir tek adamlığa çıkmak gibi iki tehlikeli ifratın birinden diğerine atlamak, herkesin yapabileceği bir iş değildi. Fakat bu felaha doğru bir gidiş de sayılmazdı... Mustafa Kemal Paşa'nın yıkamadığı bu makamı yıkmak kararını vermiş ve fiiliyata da geçmiş olduğuna şüphem kalmadı"der.