Türü
Roman
Sayfa Sayısı
125
Baskı Tarihi
Eylül 2009
ISBN
978-975-6107-25-6
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul Sistem Matbaacılık
Yayın Evi
Lacivert Yayıncılık
Mütercimi
İhsan Özdemir

Önemli olan

Önemli olan tek bir an vardır, o da 'şimdi'dir. En önemli an şu andır çünkü bir tek ona sözümüz geçer. İnsana en gerekli olan kişi şu an yanında olan kişidir. Çünkü hiç kimse günün birinde bir başkasına işinin düşüp düşmeyeceğini bilemez ve de insan için en önemli uğraşı o an yanında olan kişiye iyilik yapmaktır. Zira bu, insanın yeryüzüne gönderiliş gayesidir!

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
157
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
İletişim Yayınları
Vikipedi, özgür ansiklopedi İnsancıklar, 19. yüzyıl Rus yazarlarından Dostoyevski'nin ilk romanı (1846). İlk Rus toplumsal romanı sayılır. Romanın ana teması diğer Dostoyevski romanlarında olduğu gibi "acıma" dır. Eserin ortaya çıkışı ilginçtir: Yazar eseri bitirir bitirmez bir arkadaşına (Grigoroviç) okutur, o da eserden o kadar etkilenir ki romanı hemen gecenin bir yarısı döneminin önemli şairlerinden Nikolay Nekrasov'a götütür.
Neden Altını Çizdim?
Dostoyevski ilk romanı olan İnsancıklar'ı yazdığında 24 yaşındadır. "çizmeye gururumu korumak için ihtiyacım var." dediği sıralarda Gogol'un Palto'su da yayınlanmıştı. Palto'nun sarsıcı tarafı "bir insan hayatını neye bağlarsa, umudu her neydeyse onunla yaşar, onda nefes alır, onunla ayakta kalır. Varoluşuna o anlamı yükler sadece ve elinden kendini hayata bağlayan tek ve en önemli tutanağı alırsanız, ölür." cümlesini hiç acımadan yüzümüze çarpıyor oluşuydu. İnsancıklar'ın yukarıda alıntıladığım bölümününse bende başka çağrışımları oldu. Elim ayağım buz keserken, yazmadan geçemedim.
Peki, insanların soğuğundan korunmak için ruhumuza ne giydireceğiz? "İnsan içine çıkmak" çizmeyle, kürkle, paltoyla, koca bir nasreddin hoca fıkrasına çevirdiğimiz hayat... ve insanlar neden bir çıplak gördüklerinde, ona acıyarak, aslında sırtlarının pek oluşundan gurur duyar? İnsan neden kendinden herhangi bir ölçütte altta olanı ezme, aşağılama güdüsündedir? Ruhumuzu ezme fırsatını vermeyelim diye neleri giyiyoruz üstümüze?
Dostoyevski'nin ve benim sorum bu.

İnsan paltoyu başkaları için giyer!

Yarın daireye giderken ne giyeceğim ayağıma? Bu düşünce insanı perişan etmeye yeter de artar Varvara'cığım. Aslını ararsanız, kendim için üzülmüyorum. Dondurucu soğukta paltosuz, yalınayak da dolaşabilirim. Ne yapayım, katlanırım. Uysal, küçük bir insanımdır... Ama elalem ne der? Dili zehir saçan o canavalar daireye paltosuz geldiğimi görünce neler söylemezler! İnsan paltoyu- belki çizmeyi bile- başkaları için giyer. Çizmeye gururumu korumak için ihtiyacım var.

Türü
Köşe Yazısı
Sayfa Sayısı
231
Baskı Tarihi
1999
ISBN
975-437-031-1
Baskı Sayısı
5. Baskı
Basım Yeri
Özener Matbaası
Yayın Evi
Ötüken Neşriyat

Modern Adam Üzerine I

Sözde modernlerden bazıları, en çok inkar ettikleri gerçeklerin tuzağına düşerler. Bir de şeklen modern adam tanırım ki, daima zariftir. Amerikan sigarası içer, hiçbir yeni filmi kaçırmaz. Beyoğluna gelen bütün yeni tiyatro truplarına, virtuozlara, balelere... gider. Ömrünün büyük bir kısmını yabancı memleketlerde geçirmiştir. Hiçbir boş inancı olmadığını söyler. Fakat, gazeteyi açınca, ilk gözden geçirdiği sütun, yıldız falıdır. Bir mecliste kahve falına bakan birine rastlarsa, hemen fincanını ona uzatır, avucu el falına bakana doğru açıktır. Bir medyum bulunan eve koşar ve ispirtizma masasının başında, iğreti bir septik gülümseme ile oturur. Hastalıklarını iyi ettirmek için şifacı hocalara başvurduğu da az değildir. Fakat gene de eskinin düşmanıdır ve bunu daima tekrarlar.

Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.
Neden Altını Çizdim?
"daima beraberinde gezdirdiği çocuğu üç gün evvel öldüğü için sırtındaki küfede mütevazi sonbahar çiçeklerinin tebessümünü şimdi bir yetim gibi tek başına dolaştıran genç çingene kadın" tasviri beni çok etkiledi

Sonbahar Sabahı

Bu sonbahar sabahının donuk inci rengini nasıl anlatabilirim? O narin, sade yıldız köpüğü dolu bir kadeh, sanatın aynasında görülmüş saf bir kadın sırtı, çıplak bir omuz gibi sanki bütün madde yükünü atarak hafiflemiş parıltısında, benden o kadar uzak, yalnız kendi süzülmüş aydınlığında -kimbilir hangi imbiklerden?- geldiği için zihne o kadar yabancı ki, arada bizi, birbirimize kaynaştıran bir takım şeyler, kapımın önündeki salkım ağacının son yaprakları ve beraberinde taşıdığı mor sabahların hatırası, avluda tulumbanın durmadan gıcırdayan yaralı hayvan sesi, daima beraberinde gezdirdiği çocuğu üç gün evvel öldüğü için sırtındaki küfede mütevazi sonbahar çiçeklerinin tebessümünü şimdi bir yetim gibi tek başına dolaştıran genç çingene kadını olmasa onu âdeta fark etmeyeceğim. Fakat o mevcut ve bütün şehre tek başına hâkim. Penceremin üstündeki yaprakların buruşuk seteninden olduğum yere kadar uzanan şimendifer düdüklerine kadar her şeyde onun saltanatı var. Tabiatı o işliyor, değiştiriyor, hayalleştiriyor.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
384
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-00125-1-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Doğu Kütüphânesi
Editörü
Halil Açıkgöz
Bu kitabın yazarı aslında Halil Açıkgöz ancak altını çizdiğimiz tüm satırlar Cemil Meriç'e ait olduğundan yazarı Cemil Meriç olarak girdik.

Kavga Önce Kelimelerle Yapılır, Sonra Silahla

Batı, neden kelimeler üzerinde durmuş? Batı medeniyeti kelime medeniyetidir. Kavga önce kelimelerle yapılır, sonra silahla. Biz medeniyet ölçülerini sadece Avrupa'da zannediyoruz. Osmanlı bir hamle medeniyetidir. Sınıf kavgaları yoktur. İnsan mukaddestir. Medeniyetin tek ölçüsü kitap, felsefe, dil değildir. Ve aynı yolu takip etmesi de gerekmez başka toplulukların.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
384
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-00125-1-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Doğu Kütüphânesi
Editörü
Halil Açıkgöz
Bu kitabın yazarı aslında Halil Açıkgöz ancak altını çizdiğimiz tüm satırlar Cemil Meriç'e ait olduğundan yazarı Cemil Meriç olarak girdik.

Mesaj Değil Tebliğ

Mesaj değil "tebliğ" kullanılmalı. Kendimize âit bir hâdisenin kendimize âit bir kelimesi olmalı.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
384
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-00125-1-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Doğu Kütüphânesi
Editörü
Halil Açıkgöz
Bu kitabın yazarı aslında Halil Açıkgöz ancak altını çizdiğimiz tüm satırlar Cemil Meriç'e ait olduğundan yazarı Cemil Meriç olarak girdik.

Cemil Meriç

Ben bir parça Peyami, bir parça Süleyman Nazif'im.

Türü
Köşe Yazısı
Sayfa Sayısı
231
Baskı Tarihi
1999
ISBN
975-437-031-1
Baskı Sayısı
5. Baskı
Basım Yeri
Özener Matbaası
Yayın Evi
Ötüken Neşriyat

Mürtecisiniz

Almanya'da Latin harfleri ile birlikte, Alman Gotik harfleride öğretilir ve bunu bir gericilik (irtica hareketi) saymak hiçbir Almanın veya başka bir medeni millet mensubunun hatırından geçmez. Bizim devrim yobazlığının eşine cihanda rastlanmaz. Gençlere dünyanın hayran olduğu, Rusya'da heykeli dikilen Fuzuli'yi aslından mı okumak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. En ileri anlayışlı Türk şairi Hamid'in birçok eserlerini mi okumak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. Türk gencinin kolay not almasını, kolay yazıp okumasını mı istiyorsunuz? Mürtecisiniz Bu ilimsiz, çarpık, saçma inkılap ve irtica anlayışına genç nesiller kurban olup gidiyor.

Türü
Köşe Yazısı
Sayfa Sayısı
231
Baskı Tarihi
1999
ISBN
975-437-031-1
Baskı Sayısı
5. Baskı
Basım Yeri
Özener Matbaası
Yayın Evi
Ötüken Neşriyat

Hayal Memleketi

Türkiye fikir değil, hayal memleketidir. Alimleri çok az, şairleri pek boldur. Bize Hürriyet ve Demokrasi ilim yolile değil, Namık Kemal'in şiirleriyle girmiştir. Komunistliğin de, Marx'ın kitaplarıyla değil, Nazım Hikmet'in şiirleri ile bazı şahsiyetsiz gençleri zehirlemesi gibi. Batıya hayranlığımızda romantiktir. Hiçbir ilmi temeli yoktur. Bu ilmi düşüncesi kıt memlekette, kültür, inkılap, ekonomi, politika, herşey edebiyattır. Kelimeleri kazırsanız, altından hayal, heyecan ve bazen de espri çıkar. Bazıları da düpedüz hezeyandır.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
228
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
İŞ Bankası Kültür Yayınları
Mütercimi
Nafer Ermiş
Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski, Stefan Zweig'in ünlü eserlerindendir. Diğer eserleri gibi çok akıcı ve okuyucunun elinden bırakamayacağı bir kitaptır. Özellikle Dostoyevski'nin biyografisini bir de Stefan Zweig'in araştırmalarından okumak gerekli. Stefan Zweig yazılarında o kişinin içeerisinde yaşadığı çağı, toplumu ve kültür çavresini titizlikle incelemiştir.
Neden Altını Çizdim?
Kitabı bugün aldım, Zweig'den hikayesi olan adamın hikayesini okumak apayrı bir tat... Bu bölüm kitabın Dostoyevski'ye ayrılan sayfalarının ilkinden...

"Eğer içerden yaşanmazsa Dostoyevski bir hiçtir. "

Dostoyevski

...İlk bakışta sınırları belli bir eserle, bir yazarla karşı karşıya olunduğu sanılır, ancak bir süre sonra sınırsız bir şey, çevresinde dönen yıldızları ve bambaşka bir müziği olan bir evren keşfedilir. Bu dünyanın içine tamamen girmek konusunda aklın cesareti kırılır: Büyüsünün fazla yabancı olduğudur ilk farkedilen, düşüncelerinin uzak bir sonsuzlukta kümelendiğidir; mesajı fazla yabancıdır, ruh bu yenisine, alışık olduğu gökyüzüne bakar gibi başını kaldırıp doğrudan bakamaz. Eğer içerden yaşanmazsa Dostoyevski bir hiçtir.