İnancın bireyselleştirilmesi

Modern kavramı altında özetlediğimiz kültür bağlamı, ticaret ve sanayinin gerektirdiği temel değerler üzerine inşa edilmiştir.
Modern kavramı altında özetlediğimiz kültür bağlamı, ticaret ve sanayinin gerektirdiği temel değerler üzerine inşa edilmiştir.
Postmodern ahlâk yaklaşımı nosyonu, fazlasıyla sık olarak etik olanın ölümünün, etiğin yerini estetiğin almasının ve bunu izleyen nihai kurtuluşun kutsanmasıyla ilişkilendirilmişlir.
Malcolm Bradbury, 1970’li yılları "asla yaşanmamış on yıl" olarak adlandırmıştı. Ama 1980’li yıllar 1970’li yıllardan doğdu (tıpkı 1960’lı yılların 1950’li yıllardan doğmuş olması gibi).
Batı toplumları şimdi artık çeşitli şekillerde "sanayi sonrası" toplumlardır: "Post-fordist", "post-modern", hatta "tarih-sonrası" toplumlar.
Gazete kitaba oranla daha popüler, ama aynı zamanda daha az dayanıklı bir iletişim aracıdır.
Telefon bir kere daha çalıyor.
Kapıcı omzuma abanıyor ve diyor ki: "Bugünkü gençlerin çoğu ne istediğini bilmiyor.”
Lütfen Tyler, lütfen kurtar beni.
-Aman beyefendi, dedim, hangi artist, hangi büyük...Arz ettim, sesi çirkin, sonra kabiliyetsiz... sonra cahil. Daha İsfahanla Mahuru, Rastla Acemaşiranı birbirinden ayıramıyor. Hayır, imkansız...
Her toplum sisteminin –ister krallık, ister imparatorlu, isterse modern bir devlet sistemi olsun- kendine özgü bir yönetimi, inanışı ve siyasi bir düzeni vardır.
‘’...bugün modern ilmin, canlı olmayan varlık mevcut bulunmadığını isbat etmesinden asırlarca evvel, taşta toprakta ve mevcûdatın her bir zerresinde bir türlü can ve bir türlü ruh diriliği görmüş o
Modern insan, tabiata egemen olmak için yeni ve daha iyi araçlar yarattıkça, bu araçların karmakarışık ağına düşmüş ve onlara anlam kazandıran biricik gayeyi -yani kendisini- gözden kaçırmıştır.