Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
207
ISBN
978-605-4195-17-6
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Düşün
Editörü
H.Ahmet Menteş

Sen harcanan kaçıncı nesilsin biliyor musun?

Dergi (Hareket) rayına oturduktan sonra, yayınevimiz sayesinde kitaplar da çoğalmaya başlamıştı. İstanbul'da kurulup, çatısı altında düzenli olarak seminer ve sohbetlerin verildiği, Anadolu Fikir Derneği şimdi de Ankara ve Erzurum'da kurulmalıydı.

Ebubekir Erdem, Kayserili Mehmet Doğan ve Ezel Erverdi otobüs biletlerini alıp yola çıkmadan önce;

- Memet, sen Hocaya yarın öğleden önce liseye öğretmenler odasına giderek ona uğrayacaksın ve aralık sayısı için başyazıyı isteyeceksin! Söyleyeceğin birşey var mı?

- Anlaşılmıştır, Allah yol açıklığı versin, sağlıkla gidip dönün. Ankara'da Ali Birinci, Göncüler, Doğan ve Niyazi Adalıya, Erzurum'da da Atilla Maraş, Şucaeddin Erdem, Bekir Soysal ve Mutlu Binol'le cümle yarana selam söyleyin! Özellikle Feyyaz ve Fehim İbrahimhakkıoğlu'na...

- Tamam, haydi eyvallah!

- Güle güle, Allah'a emanet!

Her taraf bembeyazdı, hele Sultanahmet...Kış İstanbul'a karla gel-misşti. Amansız bir soğuk bastırmıştı, hemen herkes biraz nevazil veya gripti. Şapkamı kulaklarıma kadar indirip, parkamın bütün düğmelerini iliklemiştim. MTTB'nin köşesinden sola dönünce, İstanbul Erkek Lisesi görünüyordu. Cümle kapısındaki kar yeni kürelenmişti.

Önümü kesen nöbetçi öğretmen nezaketle sordu;

- Ne istediniz beyefendi?

- Nureddin Topçu Hoca'yla görüşmek için gelmiştim de...

- Şu anda derste olduğunu sanıyorum, ancak bir-iki dakika sonra çıkar. Buyrun öğretmenler odasına geçin lütfen...

Geniş ve tenha bir salondu, uygun bir yere iliştim. Duvar resimleri çok eskiydi, derse hazırlanan öğretmenler yüksek perdeden konuşuyorlardı. Çıkış zilini farketmemiştim. Göz açıp kapayıncaya kadar Hoca çıkagelmişti. Hemen ayağa kalktım.

- Hoşgeldin, nasılsın?

- Sağolun Hocam, siz nasılsınız?

- Niye uğradın, arkadaşların nerdeler, ne yapıyorlar?

- Son yazıyı almak için gelmiştim efendim. Arkadaşlar da Anadolu Fikir Derneği'nin şubelerini kurmak için önce Ankara'ya gittiler, sonra da Erzurum'a...

Daha ağzımdaki cümle bitmeden Hoca sözümü kesmişti.

- Ankara'ya gittiler ha...dernek için ha?

- Evet, efendim!

- Dernek kurmak için öyle mi?

- Evet efendim, ayrıca seminerler ve kitap çalışmaları...

Bu geniş açıklamamla aferin beklerken Hoca yeniden sözümü kesip azarlayan tonda ve vurgularla bütün arkadaşlarımı benim şahsımda tenkit edip haşlamaya başladı.

- Ne konuşuyorsun sen! Ne konuşuyorsun sen!

Sesini birden yükselten Hoca lafımı ağzıma tıkamıştı, gergindi. Hatta çok hiddetliydi, nerede hata yapmıştım, neye uğradığımı şaşırmıştım.

- Görüyorum ki, siz Ankara'nın yolunu tutmuşsunuz. Siyasetin yolunu tutmuşsunuz! Dergi ve kitap hariç, ben sizinle birlikte değilim.

Sen kaçıncı sınıftasın bakayım? Söyle!

- Cerrahpaşa Tıb, ikinci sınıftayım Hocam!

- Sen harcanan kaçıncı nesilsin Ferruhlardan bu güne, biliyor musun? Hayır hayır dergi ve kitap dışında ben yokum, sizlerle birlikte değilim....

- Hocam siyasetle bir ilgisi yok arkadaşların! Bu girişim fikri ve edebi çalışmalara zemin hazırlamak için!

- Hayır efendim, Ankara'ya gidişin geri planında siyaset vardır...


Türü
Roman
Sayfa Sayısı
0
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Can Yayınları
Mütercimi
Tahsin Yücel

Gözyaşı ve Ter

Sokağa açılmış pencereden sıcaktan başka birşey girmiyordu. Alnı sırılsıklamdı. Bir ter damlası burnu boyunca aktı, sonra gitti, elinde tuttuğu mektubun üzerine düştü. -Gözyaşına benziyor, diye düşündü. Ama ağlamaktansa terlemek daha iyi.

Türü
Diğer
Sayfa Sayısı
0
ISBN
9789755107264
Baskı Sayısı
0. Baskı
Yayın Evi
Can Yayınları
Sisifos Söylemi ünlü Fransız yazar ve düşünürü Albert Camus'nun 1913-1960), savaş yıllarında yayımlanan bir deneme kitabıdır. Daha kitabın ilk satırında, bireyin bir yaşama nedeni bulunmadığını keşfedişiyle, her türlü günlük çalışma ve acının içinde kökleştirdiği uyumsuzluk duygusuyla, yaşamın gülünçlüğünün bilincine varmasıyla birlikte, gerçekten ciddi tek felsefi sorunun intihar olduğu vurgulanır. Ancak sorulacak en önemli soru, bu duyguları bireyi zorunlu olarak intihara götürüp götürmeyeceğidir. Yazar uyumsuzluk kavramını açık seçik bir biçimde inceler. Sonunda da gerçek bir çözüm önerir.

intihar

Tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insanın yüreğini doldurmaya yeter.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
157
Baskı Tarihi
1924(ingilizce basım)
Yazılış Tarihi
1920
Baskı Sayısı
0. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Ayrıntı
Editörü
Bülent Somay
Mütercimi
Füsun Tülek
Orijinal Adı
Mıy

Biz", (Rusça: Мы - Mıy), Rus yazar Yevgeni İvanoviç Zamyatin'in bir romanı. Yazarın en bilinen eseri ve tek roman çalışmasıdır. 1920 yılında kaleme alınan eser yazarın ülkesinde ancak 1988 yılında yayımlanmıştır.26.yüzyılda geçen romanda insan doğadan ve kendi "ben"liğinden koparılmıştır."Biz"leşerek teknolojiye ve bürokratik devlete teslim olmuştur.Kişisellik yoktur.İnsanların adları değil,numaraları vardır.Saydam,cam duvarlar arasında yaşayaninsanlarınher dakikası devletçe belirlenmekte,denetlenmektedir.

İlk olarak

Silahlara başvurmadan önce sözün gücünü deneceğiz.


Türü
Deneme
Sayfa Sayısı
0
Baskı Tarihi
2000
ISBN
975-7462-94-2
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Dergâh
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından derlenen "Yaşadığım Gibi" yazarın, şair, hikayeci - romancı ve edebiyat tarihçisi olarak millî kültürümüzle ilgili özlü fikirlerini yansıtmaktadır.

Taş, Duvar, Yaldızlı Yazı, Nağme ve Şiir...

Doğrusu istenirse Müslüman şark, hiçbir zaman, hiçbir yerde bizde olduğu kadar güzel, zevkli ve ölçülü olmadı. Yunan nisbetiyle Roma azamet ve şevketini âdeta pür rönesans bir zarafetle hiçbir mimarî bizimki kadar doyurmadı. Mistik felsefe ve din pek az yerde, hayatı çürütmeden onunla bu kadar yakından birleşmiştir. Mûsikîmizin ruh cünbüşü, eskilerin tabiriyle şevki de aynı şeydir. Taş, duvar, yaldızlı yazı, nağme ve şiirin bütün hayatın malı olduğu çok nâdir ve özlü medeniyetlerden birinin sahibiyiz.

Türü
Hatırat
Sayfa Sayısı
384
Baskı Tarihi
2005
Yazılış Tarihi
1982
ISBN
975-00125-1-8
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Doğu Kütüphânesi
Editörü
Halil Açıkgöz
Bu kitabın yazarı aslında Halil Açıkgöz ancak altını çizdiğimiz tüm satırlar Cemil Meriç'e ait olduğundan yazarı Cemil Meriç olarak girdik.

Pala ile Ameliyat

Tanzimat, sıhhatli bir gelişmedir. Sonradan pala ile ameliyat yapmaya kalktık.

Türü
Araştırma
Sayfa Sayısı
438
Baskı Tarihi
Mayıs 2008
ISBN
978-975-9169-77-0
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Kırmızı
Editörü
Fahri Özdemir
"Bu çıkmazı aşmak için, bir zihin devrimine gerek vardır. Türkiye'de çağdaş ve özgürlükçü düşünce, kendisini yetmiş veya seksen yıldan beri cenderesine alan ipoteği atmalı, Türk modernleşmesinin tarihi eleştirel bir gözle yeniden değerlendirilmelidir." Ancak bu kambur atıldıktan sonradır ki, Kemal Atatürk adındaki parıltılı ve trajik insan, gerçek boyutlarında ele alınabilir; Türkiye gibi toplumlarda yüzyılda bir yetişen bu büyük kabiliyet, olağanüstü ihtirasları ve olağanüstü hatalarıyla, tarihte ait olduğu yere konabilir."

Osmanlı'nın Son Döneminde Elitizm İddiaları

1856'da İzmir-Aydın ve İzmir-Kasaba demiryollarının açılmasından itibaren Ege kasabalarında Avrupa mobilyaları, sigorta şirketleri, tiyatro kumpanyaları, modern tarım ve inşaat teknikleri görülür. Kişisel gözlemlerimize göre, 20.ci yüzyıl başında Bitlis'te, Yusufeli'nin köylerinde, Arapkir'in yazlıklarında ithal (Avrupa) yapı malzemesi kullanılmıştır. Özyüksel'in yayınladığı rakamlara göre, 1911 yılında İstanbul-Ankara ve Eskişehir-Kütahya hatlarında toplam 2.921.000 kişi biletli olarak trene binmiştir Bunların tümü, acaba elit tabaka mensupları mıdır?


Kimlik

Kimlik, insanlara sandırtılmak istendiği gibi, kendisinden kalkılarak 'kişilik'in kurulacağı varlıksal temel değil, tam tersine, insanın varlıksal bütünlüğü tehdit altına girdiği ölçüde 'kişilik'ini daraltıp kavruklaştırmak suretiyle/pahasına içine girip büzüleceği 'kovuk', 'kişilik'inin çevresinde oluşturacağı savunmasal 'kabuk', dışarıdan en fazla basınç gören/darbe yiyen noktasında oluşan 'nasır'dır. Şöyle de söyleyebilirz ki, 'kimlik', 'kişilik'in hareket/kalkış noktası değil; mümkün olan en dar çerçevesi, yok olmadan önceki en son durağı, yok olmamak için en son çaresi/sığınağıdır.

Türü
Roman
Sayfa Sayısı
343
Baskı Tarihi
2009
Yazılış Tarihi
1977
ISBN
978-975-9038-47-2
Baskı Sayısı
25. Baskı
Basım Yeri
İstanbul
Yayın Evi
Nesin yayınevi
Editörü
Ali Nesin

Bürokrasi

Yani nasıl bir dilekçe ağbiler, dilekçeyi koyunun önüne koy, o bile anlar ne yazılı olduğunu...Gelgelelim, asıl anlatmak istediklerime,anlamaları gerekenlere anlatabilirsen anlat...Götürdüm dilekçemi götürülecek yere, verdim bir memura...Verdim dediysem ,burda söyleyiverdiğim gibi şıp diye olmadı bu iş... İlkin ,işimi yapacak memuru arayıp bulmak var . Buldum. Sıraya girip beklemek var.Bekledim.Bakalım sıra gelir mi?Nah gelir... Paydosa denk getirmeden dilekçeyi vereceksin. Öyle yaptım.Aldı dilekçemi. Şöyle bir baktı sonra çenesiyle taa ötede,başka masadaki bir memuru gösterdi.Yahu adamın bir çene işareti yapması için bigün masasının önünde bekleyip durmuşum.